Gazi, Türklerin Orta Asya’da büyük ve eski bir medeniyet kurmuş oldukları, sonra kuraklık dolayısıyla buralardan dünyanın muhtelif istikametlerine göçler yaptıkları ve bu suretle her medeniyetle Türk'ün damgasını vurduğu hakkındaki tarih tezlerini, bir küçük broşürde toplamışlar ve yaymışlardır.

Ancak görünen ve anlaşılan bir şey varsa o da Gazinin inkılabımıza dayalı olan milliyetçilik vasfını Türkçülük temeliyle kuvvetlendirme isteği idi.

Türkler Osmanlı devletini kurduktan sonra kendi tarihlerini bu devletin tarihinden başlatarak eski hatıralarını ve tarihlerini, yani GÖKTÜRK'leri unuttular. Osmanlı devleti milli bir devlet olmaktan çıkarak yayıldığı yerler itibariyle muhtelif dinleri, dilleri ve ırkları bir araya toplayan imparatorluk devleti olmağa doğru geliştirdi.

Bütün bu hâdiseler Türk milliyetçiliğini de öldürdü.

Şimdi yalnız Türklerle meskun bir vatan üzerine yeni bir devlet kurduk: Osmanlılıktan, radikal İslâmcılıktan sıyrıldık. Onun için unuttuğumuz Türkçülüğümüzü artık hatırlamalıyız.

Gazi en eski medeniyetlerden çok eski bir kök medeniyetin, Orta Asya Türk (Göktürkler) medeniyetinin, bugün Anadolu’da yaşayan insanlara ait bir tarih olduğu fikrini ortaya attı. Milleti bu yolda bir imana bağlamak, dinin boş bıraktığı sahayı milliyet duygusuyla doldurmak istiyordu.

Gazi'nin Türkçülüğü, daraltıcı ve parçalayıcı değil, genişletici ve toplayıcı bir Türklük idi...

Halkı bir müşterek fikir etrafında toplamak, memleketin sadece maddesini değil milletin manasını da kurtarmak lâzım geldiği muhakkak olduğu bilinmelidir. Gazi her şeyden fazla bir noktaya ehemmiyet veriyor ve bunun için de Türkçülüğü ve Türk tarihinin eksikliği ve kudretini ileri sürüyordu.

Türkleri bütün dünyaya geri bir millet olarak tanıtan anlayış bizim de içimize girmiştir.

Dörtyüz çadırlık bedevi bir kabileden bir imparatorluk ve millet tarihini başlatmak suretiyle ayrı olan millet ile Türklerin görüş ve anlayışı da aynı merkezde idi. Ümmetçilik adı altında... Bu da Türk milletinin yok oluşuna sebebiyet verecekti.

Kardeşlerim: Şimdi ise bizler evvalâ millete, tarihini, asil bir millete mensup bulunduğunu, bütün medeniyetlerin anası olan ileri bir milletin çocukları olduğunu öğrenmeli ve öğretmeliyiz.

Teknoloji, ilim, bilim artıkça Gazi'nin Türklük ve tarih tezine, gençlerimiz gün ve gün daha fazla sarıldıkları görülüyor.

Bir şeyi de hatırlatmak isterim ; Hainlik ve bizden gözüküp, bizden olmayanlara dikkat edelim. Onların dezenformasyonlarına kulak asmayalım. Bunu bir örnek ile dile getireyim.

" Kütahya'nın İlçesi Simav'da Kuvâ-yi Milliye’yi örgütleyen bundan ötürü Yunan Kuvvetlerince Girit'e sürgüne gönderilen Simav Belediye Başkanı Etrakoğlu Ahmet Efendi şöyle diyor:

" Simav'a Yunan birlikleri geldiğinde bayram yapanlar ile Kurtuluş'tan sonra Cumhuriyet bayramını kutlayanlar ne yazık ki aynı kişilerdi. Biz Kuvâ-yi Milliyetçiler ise kurtuluştan sonra görevimizi yapmanın huzuru ile köşemize çekildik. Meydan gene onlara, yani işbirlikçilere kaldı. " İşte Atatürk ve vatanseverlerden bize bunlar bir uyarıdır.

********

ENVER PAŞA'NIN ATATÜRK HAKKINDAKİ FİKRİ :

Mahmut Şevket Paşa’nın katlinden sonra Enver Paşa Harbiye Nàzırı olmuştu. Kendisi İttihad ve Terakki Umumi Merkezinden de ayrılıyordu. Bu esnada doktor Nâzım Enver Paşa'ya :

----- Bu vaziyet devam ederse sizi de belki vururlar. Bari şimdiden bir halef tayin et. dedi. Enver Paşa cevap verdi :

----- Mustafa Kemal

Halbuki Enver Paşa ile Mustafa Kemal'in arası açıktı.

Atatürk'ün Umumi Harb de Yıldırım Orduları Kumandanlığına tayin edildiğini duyan doktor Nazım, Enver Paşa'ya şöyle dedi:

----- Mustafa Kemal'i bu orduya gönderme; başımıza bela olur.

Enver Paşa omuzlarını silkti :

----- Ondan büyük kumandan bulamıyorum.

**********

Süzüldü Boğazdan Karadeniz'e,

O'nu Bandırma'da görür gibiyim.

Allah kurtarıcı gönderdi bize,

Üç günde Samsun'a varır gibiyim.

*

On dokuz Mayıs'ın müjdeci günü,

Buna bağlamıştı herkes gönlünü,

Bağrına basınca Atatürk'ünü,

Saygıyla selama durur gibiyim.

( E.A)

TÜRKÇÜLÜK olan hiç bir sözler ve uyarılar arşivde kalmamalıdır..

Tanrı Türkü Korusun.

Sevgi ve saygılarımla.