KALEMİM KONUŞTUKÇA / Sorun yalnız ülkemizin değil, tüm insanlığındır (1)
21. yüzyılda artık yalnız yaşadığımız ülkeyi değil, tüm dünyanın sahipleneceği ve insanların yararlanacağı projeleri ele almak ve tartışmak zorundayız.
Enerji, fakirlik, yoksulluk, açlık, göç, mülteci akınları, nükleer santrallere olumlu- olumsuz bakışlar, temiz su, temiz hava, çevre kirliliği ve daha onlarca problemi irdelemek zorundayız.
Bugün biz ülke olarak bütün bu sakıntıları aşsak bile, küreselleşmenin getirdiği birliktelikte, sorunlar ergeç bize de uğrayacak ve dolayısıyla insanlık yıpranacaktır.
Bu her şeyin ötesinde, insanlığın bir arada tahammül ve diyalog çerçevesinde yaşaması felsefesidir. Bu felsefede elbette sosyal ve siyasal boyutuyla ekonomi vardır; enerji vardır.
Örnekleri çoktur. Türkiye ile Azerbaycan arasında gerçekleşen TANAP projesine büyük önem vermeliyiz. Çünkü TANAP projesine yalnız bir ekonomi ve enerji projesi olarak bakmak yanlıştır, eksiktir. Zira, TANAP projesi bir iş ve çalışma alanı yarattığı kadar enerji kaynaklarının silah olarak kullanılmasının önüne geçecek, dolayısıyla kalıcı bir barışın da oluşmasına ön ayak olacaktır.
Bu proje doğal kaynakların siyasi araç olarak kullanılmasını hedefleyen ve ülkelerin tek bir ülkeden enerji arzına bağımlı olması ya da bir ülkeye haddinden fazla bağlı olmasını da sona erdirecektir.
Öte yandan enerji arzının siyasi bir araç olarak kullanılmaması gereken bir başka alan da Akdeniz'deki doğal kaynaklardır. Bu kaynağı fark eden Mısır, Güney Kıbrıs ve Yunanistan liderleri son günlerde bir araya gelerek işbirliği kararı verdi.
Hem de ülkemizi saf dışı bırakmak üzere. Bunu ihtilaflı ülkelerin işbirliği için bir araç ve fırsat olarak değerlendirilmesinden yanayız. Bunu unutmasınlar.
İpek Yolu çağın felsefesi olarak tamamlanmaktadır. İpek Yolu, yeni bir enerji koridorunun oluşmasına imkan sağladığı kadar Pekin'den Londra'ya, hem karadan hem de Süveyş Kanalı'ndan geçerek Akdeniz üzerinden ulaşacak bir barış ve istikrar yoludur.
(Devamı yarın)