Sevgili dostlar, aslı 1283 yıllarına dayanan bir savaş çağrısını örnek alarak, 1860 yılında Sicilya’da bulunan Napoli Kralı IV. Ferdinand’ın, herhangi bir Fransız işgaline karşı kullandığı Fransa’ya ölüm ( Morte alla Francia İtalia anela ) sloganıyla baş harflerinden oluşan MAFIA’nın Sicilya savunmasına yönelik gizli bir teşkilat olarak kurulduğunu söyleyebiliriz.

Ülkesini savunmak amacıyla kurulmuş bir teşkilatın daha sonra Orta Çağda İspanyol ve Müslüman idarelerini devirmek amacıyla Mafie adıyla küçük silahlı gruplara dönüştüğünü görmekteyiz. İşte bu silahlı gruplar, zamanla kuruluş yıllarındaki amaçlarından uzaklaşmış, kendisine iş ve gelir elde etmek için büyük toprak sahiplerinin ürünlerini tehlikelerden korumak ön bahanesiyle paralı ve gayr-i meşru işlere yönelmekle şimdiki rolünün temelini de atmış oldu.

Öyle ki, önceleri İtalya’da, göçün başlamasıyla birlikte ABD’de ve daha sonraları Dünyanın neresinde uyuşturucu, tefecilik, rüşvet, kaçakçılık, fuhuş, kumar, haraç, şantaj, dolandırıcılık varsa hepsinin yolunun bir şekilde Mafia’dan geçmesi, çizgi dışılığı benimseyenlerin uğraşısıydı artık.

Daha sonra her nerede olursa olsun kanun dışı işlerle uğraşan türlü çeşitli gruplar Mafia olarak nitelendirilmeye başlandı.

Değerli okurlar, küçük yaşlarda verilmesi gereken eğitim eksikliği, kanun ve cezalarla ilgili bilgi eksikliği ve en nihayet abartılı puntolarla verilen haber başlıkları sonucunda oluşan özenti ( Bunda biz gazetecilerin de sorumluluğu var ) yetişme çağındaki gençlerin yanlış hedef ve idollere yönelmesine sebep olmaktadır.

Bir kere girince, geri çıkmanın neredeyse imkansız olduğu böylesi oluşumların yıllar boyu problemsiz yürümesi mümkün değildir. Güvenlik güçleri harekete geçtiğinde ki, eninde sonunda günün birinde mutlaka olur. İşte o zaman meşru olmayan yollarla “ Kanunun eline düşenin iğne deliğinden ta Hindistan’ı seyretmesi “ deyimi ne ise, o olur.

Daha okula başlar başlamaz kendisine dosdoğru bir yol çizmesi ve ömür boyu o yolda yürümesi öğretilmiş ve bunu benimsemiş olanlar, böylesi oluşumlardan uzak ve meşru bir hayatın tehlikesiz, mutlu günlerinde kendilerine yer bulurlar.

İnsan hayatında küçük hatalar elbette olabilir.

Ancak böylesi büyük hatalar yıkar virane eder. Geri dönüş imkansızlık ölçüsüyle eşdeğer olabilir.

Eğitim, öğretim, terbiye ve ahlak kurallarını öğretmek ve öğrenmek konusunda ihmalkar davranan anne, baba ve bireyler yasa dışılıkta kanunun es geçmeyeceğini bilerek kendilerine dosdoğru bir yol çizmek ilkesinin ne denli önemli olduğunu idrak etmek durumundalar..

Esen kalın.