İSKENDER ÖZSOY

İSKENDER ÖZSOY

Kadın Dernekleri Ses Verin

Çarşı pazar, çörekçi börekçi, kasap manav, kebapçı çorbacı, pastane lokanta, lüks mağaza market vs...
Fark etmiyor.
Tezgaha yaklaştığınızda "Buyur baba." diyen biri karşılıyor sizi.
Baba?..
Ben nasıl babası oluyorum bana hitap edenin? Uzatmamak için kısa yanıt: "Hoş bulduk üvey evlat."
Eğer bir daha karşılaşma ihtimali yoksa şöyle diyorum:
"Sana ev ödevi. Akşam düşün bakalım. Senin nasıl baban oluyorum? Yarın seni imtihan edeceğim."
Sorunun yanıtını bulduysa...
Beni arıyor olabilir.
Baba diye hitaptan daha kötüsü ve ağırı kadınlara "Anne..." hitap etmek bence.
Bu hitap tarzının analizine girmeyeceğim.
Gerek de yok. Kadınlarımız ferasetine güvenim sonsuz. Ne demek istediğimi anlayacaklardır mutlaka.
Beni çok, pek çok rahatsız eden bu hitaplardan ikincisi için bir şeyler yapmalı kadın dernekleri.
Biliyorum; böyle seslenenleri büyük bir köye dönen İstanbul’da bu davranışlarından vazgeçirmek çok zor, hatta imkansız.
Ama bu konuda atılacak minik bir adım yarın öbür gün kitlesel eylemlere, protestolara dönüşebilir.
O halde kadın dernekleri görev başına.
Ulusal bazdaki bu çağrımı yerele indirgeyecek olursam gönlüm böyle bir eylemin Atatürkçü Düşünce Derneği’yle Cumhuriyet Kadınları Derneği’nin Tuzla şubeleri tarafından başlatmasından yana.
DARICA BELGESELİ
Bölgemizde Tuzla'dan sonra önemli mübadil yerleşimi olan Darıca'nın, kaymakamlık ve belediye işbirliğiyle belgeseli çekilecek.
Darısı mübadelenin başkenti başına.
Ama Tuzla’nın belgeselin çekilmesi uzak bir ihtimal.
Böyle bir belgesel çekilse bile görüş alınabilecek bazı kişiler sabıkalı.
Aklınıza kötü şeyler getirmeyin canım. Bu sabıka polisiye sabıka değil, emek hırsızlığına dayalı sabıka.
Anlatayım efendim.
Geçen yıl 29 Ekim’de açılan Tuzla Kent ve Mübadele Müzesi için hazırlanan katalogda arşivimden bazı fotoğraflar var.
Bu fotoğrafları ben vermedim.
O halde kim verdi?
Elbet bulacağım, ya da dostlar kim olduğunu söyleyecek.

Ne hikmetse daha çok Tuzla'daki mübadillerden çıkıyor arşivimi izinsiz ve kaynak gösteremeden kullananlar.
Bir zamanlar kendini gazeteci ilan eden biri benim İKİ VATAN YORGUNLARI kitabımdaki Tuzlalı birinci kuşak mübadillerle yaptığım röportajları noktasına virgülüne kadar çalıp gazetesinde yayımlamıştı.

MAGAZİN DEYİNCE

Gazeteler ve televizyonlar, magazin haberi diye yapılan sululuklardan geçilmiyor.
Okuyup seyrettikçe tüylerim diken diken oluyor.
Arşivimi karıştırırken “Bizim Yokuş”un ustalarından Orhan Tahsin’le 2000 yılında Bizim Gazete için yaptığım röportajdaki şu değerlendirme dikkatimi çekti.
"Türkiye'de magazin hafife alınıyor. Tuzun, buzun, kızın magazini yapılır. Kaya tuzu vardır, sofra tuzu vardı, tuzlu yemek vardır tuzsuz yemek vardır. Tuz bir tattır. Bunun da magazini yapılabilir. Magazin bir kültür işidir. Magazin kültür birikimi olan gazetecilerin işidir."
Zamane magazin muhabirlerinin kulağına küpe olsun

LMV KOROSU’NUN KONSERİ

Mübadillerin öncü ve önder örgütü Lozan Mübadilleri Vakfı’nın (LMV) korosu 19 Mart 2024 Salı günü saat 20.00’de Bakırköy’deki Cem Karaca Kültür Merkezi’nde konser verecek. Koroya zaman zaman Uçan Potinler Dans Okulu dansçıları eşlik edecek.
2005 yılında kurulan LMV Korosu, mübadillerin doğdukları ata topraklarından belleklerinde getirdikleri Türkçe, Rumca, Pomakça, Makedonca türkü ve şarkılarla Ege’nin iki yakasında iki dilde söylenen ortak şarkıları seslendiriyor.
Koroyu 2014 yılından beri Garip Mansuroğlu yönetiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İSKENDER ÖZSOY Arşivi