CEVDET TÜTÜNCÜ

CEVDET TÜTÜNCÜ

BU MÜMTAZ MİLLET

Sevgili dostlar, günümüzde teknoloji çağında olmak ve günlük yaşantımızı sürdürmemiz için gerekli olan pek çok şeye koşuşturmak zorunda kalmamız nedeniyle kendimize ayıracak zamanımızın çok az olduğunu inkar edemeyiz. Ancak iletişim araçlarının bu denli çoğalmasının da bilgiye ulaşmak konusunda sağladığı kolaylığın farkına varmak durumundayız. Bu durum bizim bilgi, genel kültüre ulaşamadığımız konusunda ileri sürmeyi düşündüğümüz mazereti ortadan kaldırmaktadır.

Dolayısıyla ;

6. yüzyılda Orta Asya’da Hakas ve Tuva Cumhuriyetleri içinde,  Yukarı Yenisey Vadisi’nde bulunan “Yenisey Yazıtları” ve Moğolistan sınırları içinde  Orhun Irmağı kenarında 716-732-735 yıllarında dikildiği anlaşılan “Orhun Abideleri”  (Göktürk  Abideleri), yüzyıllar öncesinden, ileri düşünce örneği olarak varoluş kayıtlarını, geleceğe aktarmak, bilgiler sunmak sorumluluğunun eşsiz örnekleri olarak ortaya konmuştur.  ( YENİ GÜN – GÜNDEN GÜNE, Cevdet TÜTÜNCÜ, 02.Nisan.2018 )

Farabi (872 – 950) Uygulamalı Bilimler, Ahlak Felsefesi ( YENİ GÜN – GÜNDEN GÜNE, Cevdet TÜTÜNCÜ, 17.02.2020 ) ve İbn-i Sina’nın ( 980-1037 ) ( YENİ GÜN – GÜNDEN GÜNE, Cevdet TÜTÜNCÜ, 15.Ekim.2018 ) bilimsel çalışmalarla eserler ortaya koymaları yine yüzyıllar öncesinde geçmiş zaman toplumlarının bile bilgiye, ilime ne denli önem verdiklerini ortaya koymaktadır..

Bu ve bunun gibi yüzlerce örnek, şu anda içinde bulunduğumuz zamanın temellerini oluşturması bakımından toplumun genel bilgi düzeyini yansıtmakla büyük önem arz etmektedir.

Gerek bir ülkenin kendine güven duyması ve gerekse uluslararası düzeyde yüksek basamaklarda yer edinerek konumunun güçlü olması bu durumla sıkı sıkıya ilişkilidir. 

Bu bakımdan ülkemiz için ne yazık ki iç açıcı bir durumun olduğunu söyleyemiyoruz. Türkiye’nin OECD’ nin yayımladığı eğitim raporunda 76 ülke arasından ancak 41. Sırada yer aldığını görmekteyiz ( HÜRRİYET ).

Bu oranlardan, sıralamalardan hala da haberi olmayan ve olmamakta duyarsızca ısrar edenlerle ilgili bir durumu sizlere nakletmek istiyorum (Röportaj sırasında bilgili olmayanları deşifre etmemek için sorular tam açıklanmamıştır. )

Geçtiğimiz günlerde televizyon yayınlarının birisinde sokakta canlı yayınla röportaj yapılıyor ve muhabir oradan geçmekte olanlara soruyor;

“ ……………. kimdir ? “

“ …………….. mi ?. “

“ Evet. “

“ Eee şey, ismi ona benzeyen birisi daha vardı, şimdi hatırlayacağım………. yani öyle işte ! “

 Muhabir başka birisine soruyor;

“ …………….. nedir ? “

“ Eeee şeey, hani ne desem !. “

Başka birisine soruyor;

“ ……………...’in kim olduğunu biliyor musunuz ? “

“ Yani ben şimdi karıştırabilirim ama sanıyorum geçmiş yıllarda ünlü birisi !. “

Yine başka birisine uzatıyor mikrofonu;

“ ………………ın ne olduğunu biliyor musunuz ? “

“ Bilmiyorum, hiç duymadım ! “

Hiç şüpheniz olmasın bu soruların hepsi günümüzde son derece aktüel olan konularla ilgili.

Değeli okurlar, takip edebildiğim kadarıyla İstanbul’un en kalabalık semtlerinden birisinde en az 7 - 8 kişiye bu iki soru soruldu. Bunların hiç birisi doğru yanıt veremediği gibi bu ve benzeri genel kültür içeren konulara dahi ne kadar uzak oldukları hemen belli oluyordu..

Günümüzde bilgili olmaya önem verilmediğinden şikayetçiydim ama bu kadarını da gerçekten hiç ama hiç beklemiyordum.

Aslında beni böylesine kötü etkileyen, soruların yanıtını bilmemelerinden daha çok bilginin önemine alabildiğince kayıtsız olduklarını gözlemleyişim oldu.

Bütün dünya ülkeleri bilgi ve başarı konusunda amansız bir yarışın içine girmişken bu kayıtsızlıkla ülkemizi aşağı sıralara çekmeye, daha yüzyıllar öncesinden bilim adamları yetiştiren, dünya sıralamasında üst sıralarda olması gereken ülkemizi 3. sınıf ülkelerle aynı konumda bulundurmaya hakkımız var mı ?.. 

AB Ülkelerinde kendi alanıyla ilgili olsun ya da olmasın herkesin her konuda, hatta kendi kapasitelerinin üzerinde ne kadar çok bilgili olduklarını söylemeye gerek bile yok ve Türkiye’nin 41. sırada yer aldığını da bizden iyi biliyorlar..

Asırlar boyunca yüksek medeniyetler kurarak bu günlere kadar gelmiş olan bu mümtaz millet, bilgiye kültüre değer vermeyenlerden zarar görüyor mu ?

Evet görüyor !..

Bu kadar çok kütüphaneler, gazeteler, dergiler, kitaplar varken bilgili olmak o kadar da zor değil… 

Velev ki insan, bilgili olmanın kendine ve topluma ne kadar faydalı olduğunun değerini anlasın.

Hem ülkemize ve hem de gelecek nesillere olan görevimiz bizleri borçlandırıyor ve  sorumluluğumuzun farkına varmaya mecbur ediyor… 

Esen kalın. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
CEVDET TÜTÜNCÜ Arşivi