MEHMET AYCAN

MEHMET AYCAN

31 MART VE SEÇİM HEYECANI

Heyecanlıymış gibi görünüyor herkes…

Aslında heyecan falan yok…..

Görünürde seçim tartışılıyormuş gibi yapılıyor. Yani; yine orta da bir “miş muş” edebiyatı var…

Oysa 31 Martta Türkiye’ni geleceği oylanacak…

Siyaset 31 Mart sonrası yeniden yazılacak..

Mesela bu seçimlerde AKP’nin geleceği oylanacak… Ve yine mesela bir çok kişinin siyasi yaşamı bu seçim sonrası çok tartışılacak belki de son bulacak..

Mesela bu seçimlerde ; CHP’de sular bulanacak, şuanda su altından gizliden gizliye yürütülen savaş kızışacak ve ortalık bir birine girecek…

Mesela İmamoğlu seçilemez ise CHP yönetiminin kendisini yeterince desteklemediğini iddia edecek ve ateş püskürecek ortalığı yıkacak..

Bu karmaşa seçim sonuçlarına göre şekillenecek elbette...

Bu kez İmamoğlu kazanırsa gelişme başka türlü yaşanacak, Beştepe yolu açılacak… Kaybederse akan sular tersine akmaya başlayabilecek…

Meral Abla’nın siyasi geleceği de bu seçimde oylanacak…

DEM Parti’nin Türkiye partisi mi yoksa Kandil’e mi bağlı olduğu bu seçimde belirlenecek.

Belli ki de Demirtaş’ın uzaktan idare ettiği yeni bir “sosyalist Kürdi bir yerli parti” kurma hazırlığında. Selahattin Demirtaş, muhalefetin kendisine sahip çıkmadığı inancında olsa gerek. Bu seçim Demirtaş için bir ölçüde referandum niteliğinde olacak. Ve böyle bir olasılık karşısında DEM parti ABD destekli Kandil’e biraz daha mahkum kalacak… DEM Parti içinde İmralı’nın kaderi daha bir belirginleşecek.

Hatta bu savı güçlendirecek gelişmelerde yaşandı. İstanbul için adaylığını açıklayan Bayan Demirtaş’a DEM vize verdi. Bahar Hanım nezaket çerçevesinde olayı geçiştirdi… parti adaylığımı reddeti” diyecek hali yoktu ya… Kırgınlık yakında su yüzüne çıkar…

Bu seçimde tüm dikkatler İstanbul’a toplandı. Bir de Silivri mahkumu Can Atalay kaynaklı olarak Hatay’a…

Oysa İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır iddiası 5 yıl önce çökmüştü. İstanbul seçimlerinin sadece bir yerel seçim olduğu anlaşıldı…

Eğer İstanbul’un Türkiye’nin kaderini belirleyecek olsaydı Kılıçdaroğlu Meral Ablama rağmen başkan seçilirdi…

Ama Erdoğan ısrarla İstanbul’u gündemde tuttu; çünkü tutmak zorundaydı…

Dedik ya bu seçim aslında 2028 genel seçimlerinin de kaderini belirleyecek kimse bundan söz etmiyor veya etmekten korkuyor…

Neden 2028’in kaderini belirleyecek; çünkü eğer olağan üstü(!?) süper bir durum olmaz ise 2028’de Erdoğan Beştepe’ye aday olamayacak…

Yani seçimlere katılamayacak… Yani AKP Genel Başkanı olarak seçimlerde boy gösterecek…

Peki o zaman ne olacak?

AKP’nin varlığı sadece İstanbul Belediye başkanlığı ile yaşatılacak. Tıpkı bugün CHP’nin siyasal varlığını neredeyse İstanbul’a bağladığı gibi..

AKP 2028 seçim çalışmalarını İstanbul referanslı yapmak zorunda kalacak zorunlu olarak..

Ayrıca; Türkiye’de planları olan birçok dış mihrak, yeni siyasal oluşumlara destek verecek ve oluk oluk para akıtacak…

Erdoğan seçim sonrası Beştepe’deki Sarayı terk edip Marmaris’teki saraya mı yerleşecek(!)…?

Yoksa Beştepe’yi ben yaptım tapusu bana ait mi diyecek?

Elbette bunlar işin esprisi ama halk arasında bu söylentiler yaygın..

Bu olasılıklar bu anayasal yapıyla mümkün değil…

Bu arada Anayasa değiştirilir ve Erdoğan’a bir kez daha adaylık yolu açılırsa o başka tabi… Bir de TBMM’nin seçimleri yenileme kararı alması Erdoğan’a yeniden aday olma şansı veriyor. Anayasanın amir hükmü böyle…

Bu olasılık mümkün. Seçimlere 2 ay kala bir anda böyle bir karar alınabilir…

Bunların gerçekleşmemesi halinde 2028’de bir AKP’li cumhurbaşkanı seçilme şansı var mı?

Şimdilerde öyle bir şey ufukta görünmüyor… Bir veliaht ta hazır değil.. Ortalıkta yok…

Eğer Erdoğan seçime katılamayacaksa o zaman AKP erime noktasına gelecek demektedir.. Erdoğan’sız bir AKP’nin siyasal bir gücü olamaz…

AKP’nin varlığı sadece İstanbul Belediye başkanlığı ve onun üreteceği ranta bağlı kalır…

Çünkü bizdeki seçmen profili yanar döner vaziyettedir. Bugünün hızlı AKP yandaşları anıda YRP’li veya yeni türeyecek dış destekli bir partiye anında yamanabilir…

Seçim sonuçlarına göre; İmamoğlu eğer kazanırsa Cumhurbaşkanlığı rüyaları görmeye devam edecek, kaybederse büyük bir ihtimalle yeni bir partinin başına genel başkan olabilir, ama bunun CHP olmayacağı kanısındayız…

İmamoğlu’nun yeni partisi de ilk seçinde diskalifiye olur ve siyaseten tarihe karışır…

Yavaş’ın ise 3. Kez Ankara için şansını deneyeceği inancındayız…

Yani 31 Mart seçimleri Türk siyasetine yeniden şekil verecek.. O nedenle herkes dikkatli, sanki her şey aynı kalacak “mış” gibi davranıyor…

Buda normal… Çünkü Türkiye’de siyaset zaten “miş muş” gibi yapılır…

Ekonomide o nedenle hep çökük ya…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
MEHMET AYCAN Arşivi