Güzel ahlâkın hasletlerini Allah hak edene verir. Bu hasletler kişide bulunup, babasında bulunmayabilir. Bu hasletler şunlardır;

Doğru konuşmak ve sözünde durmak.

İyiliğe karşılık vermek ve isteyen ihtiyaç sahiplerine vermek.

Emanete ihanet etmemek

Komşuyu ve arkadaşını kırmamak.

Cesaret göstermek.

Sıla-i rahim yapmak (akraba hakkını gözetmek).

Misafire ikramlarda bulunmak, konukseverlik göstermek.

Utanmak ve hayâlı olmak ki bu her hasletin başıdır.

Kul hakkına dikkat etmek.

Bir günah işleyip, sonra Allah’a yalvarıp tövbe ederiz. Rabbimiz bizi affeder.

Ancak işlediğimiz günah, yaptığımız hata, üçüncü bir kişiyi ilgilendiriyorsa, bu kul hakkı olup, bundan Allah’a tövbe ile kurtulunmaz. Hırsızlık, malın gaspı, haksız kazanç gibi kul hakları belli şartlara bağlı olan haklardır. Zarar verdiğin kişi ile helalleşmek gerekir. Bunların içinde dedikodu, iftira, hakaret, küfür, aleyhte konuşma gibi ahlâka aykırı haller de girer. Helâlleşmedikçe kul hakkından kurtulamayız. Helâlleşme, yaşıyorken Dünya’da olmalıdır. Aksi halde ahrete kalır ki, burada kontrol kişinin elinde olmayıp, hakkı yenen kişinin elindedir.

Müslüman olan herhangi bir kişi ahretteki engelleri geçip, Cenneti hak edecek hale gelir ise de Cennete giremez. Onu Cehennemden kurtaracak inanç ve amelleridir. Onu, Cennete girmekten alıkoyan kul haklarıdır. Karşılıklı helalleşilmesi halinde Cennete girmeye hak kazanılabilir. Bunun içinde kul hakkı ile ahirete gitmemeye çalışmak gerekir. Bu da iyi bir insan olmakla mümkündür.

Ülkemizde farklılıklarımızı kaşıyıp bizi birbirimize düşman etmek ve bundan nemalanmak isteyen belli odaklar var. Bu şer odakları Milletimiz arasına nifak sokarak çok zarar veriyorlar.

Türk-Kürt ve Sünni-Alevi çatışmalarına sebebiyet veren bu şer odaklarına ortam hazırlamaktan kaçınılmalıdır. Bazı farklı değerlerimiz olsa da biz biriz ve beraberiz.

Hepimiz yüce Allah’a, Kuran’a, Hz. Muhammed’e  (SAV) ve ehlibeyte gönül vermiş insanlarız. Benim yüzlerce Kürt ve Alevi arkadaşım ve dostlarım var, hepsiyle kardeş gibiyim.

Ehli beyti, Hz. Ali’yi sevmeyen Sünni var mı? Gönül dünyamızda ehli beytin yeri farklıdır.

Sevdiğimizi Allah için sevdik, gönül dünyamızı açtık, ortak bayramlarla ortak ezanla ve oruçla buluştuk. Çocuklarımıza ehli beytin isimlerini verdik, evlilikler kurup, birbirimizle beraber akraba olduk.

Allah’a ve Peygambere iman eden hepimiz Müslüman’ız. Müslümanlar iyi insanlardır. Hak yiyemez, komşusunu incitemez, hakkını gasp edemez, adaletsiz ve zalim olamaz. Kimseyi hakir göremez, fırsatçılık yapamaz, kul hakkından korkar. İyi bir insan, iyi bir Müslüman böyle olmalı tamam da acaba biz böyle miyiz?

Yoksa ticarette ve kazançta her hatayı mübah mı görüyoruz? İnanan insanlarız ama dünyevî hayatımız, inanmış insan gibi mi acaba?

Maalesef Dünyada ve Ülkemizde son zamanlarda meydana gelen olumsuz ortamlardan faydalanmaya çalışan bazı insanlarımızın şahsi çıkar ve menfaatleri için karaborsacılık ve stokçuluk yaparak enflasyonu körüklemişler, hayat pahallılığının artmasına sebebiyet vermişler, yaşam şartlarını zorlaştırmışlardır.

Buna tevessül edilmemelidir. Zaten tabi afetler, salgın hastalıklar ve savaşların olumsuz koşulları dar gelirli insanlarımızı zor duruma düşürmüştür. Yöneticilerimiz büyük zorluklarla mücadele etmektedirler. Bu olumsuz şartlara rağmen, ülkemizin geleceği parlaktır. Yeni-yeni fırsatlar doğmaktadır. Bu ülke hepimizin. Şahsımızın menfaatlerinden önce Ülke menfaatlerini düşünüp bir olalım, birlik olalım.

İçinde yaşadığımız toplumun kurallarını yeniden inşa etmek, daha uygar, daha merhametli, daha eşitlikçi bir toplum olmak istiyorsak, sanırım bunu hepimiz istiyoruz, işe kendimizden başlamalı. Keşke, kimseyi kendimizden ne aşağı ne de yukarı görmeden en yakın çevremizden başlasak, buna çocuklar da dâhil olmalı, birbirimize öncelikle saygı göstersek…

Bize saygısız davrananlara benzer tepkileri biz de verirsek onlara yeni şeyler öğretemeyiz.

Bu ülke hepimizin, ülkemizi hepimiz seviyoruz. Burası bizim evimiz, bizim yuvamız. Onu da bu güzel, daha yaşanır hale getirebilmek, sonraki kuşaklara doğru yolu göstermek bizim görevimiz.

MUHARREM ANGÜN’Ü KAYBETTİK

Bu yazıyı hazırlarken TRAKYA GRUBU Yöneticilerimizden değerli siyaset ve iş adamı yakınım Muharrem ANGÜN’ün vefat haberini aldım. 

Allah’tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı ve sabr-ı cemil dilerim.

İyi ve faydalı bir insandı. Çok üzgünüm. Ruhu şad, makamı Cennet olsun.

HAFTANIN SÖZÜ

İnsanlığımızı unutmayalım. İyi insan olalım.

Sağlıcakla kalın.