İSKENDER ÖZSOY

İSKENDER ÖZSOY

Bıkmadınız Zeki Müren’i karalamaktan

ÜSTÜ KALSIN

Halâ, evet halâ bıkmadınız Zeki Müren’in bestelerini Şadi Işılay’ın yaptığı yalanını ısıtıp ısıtıp gündeme getirmekten.

Türkiye’nin ses tarihinde önemli yeri olan Zeki Müren’in 26.  ölüm yıl dönümü bugün.

Bugün onun için Bursa ve Bodrum’da iki ayrı anma töreni düzenlenecek.

Bursa’da saat 11.00’de Emir Sultan Mezarlığı’nda kabri başındaki anmadan sonra 11.30’da Emir Sultan Camisi’nde mevlit okutulacak; ardından saat 14.00’te de Zeki Müren Güzel Sanatlar Lisesi’nde anma töreni düzenlenecek.

Bodrum’daki ilk anma saat 14.30’da Zeki Müren Sanat Müzesi’nde. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Bodrum Kaymakamlığı ve Bodrum Belediyesi’nin ortak girişimiyle müzede Zeki Müren için mevlit okutulacak.

Saat 20.00’de Bodrum Antik Tiyatro’da C–Majör İş’ten Sesler Korosu ve Çetin Körükçü’yle Melihat Gürses’in konseri var. 

Servetini Türk Eğitim Vakfı’yla TSK Mehmetçik Vakfı’na bağışlayan Zeki Müren 6 Aralık 1931 tarihinde Bursa’da Tophane Mahallesi’nde doğdu.

MÜZEYYEN SENAR’I ÖRNEK ALDI

 İlk ve ortaokulu Bursa’da okuyan Müren İstanbul’a gelerek 1946/1947 ders yılında Boğaziçi Lisesi’ne kaydoldu. Liseyi bitirdikten sonra Güzel Sanatlar Akademisi’nin Sabih Gözen atölyesinden mezun oldu.

Müzik hayatına Bursa’da tamburi İzzet Gerçeker’den solfej ve usul dersleri alarak başladı. Boğaziçi Lisesi’nde okurken de Agopos (Alyanak) Efendi ve udi Kirkor’dan ders aldı.

Çocukluğunda örnek aldığı sanatçı Müzeyyen Senar’dı.

1950 yılında, lise öğrencisiyken İstanbul Radyosu’nun açtığı sınavı kazandı. 1951 yılında canlı olarak yayınlanan ilk solo programıyla asıl çıkışını yaptı. 

1955 yılında Manolyam adlı Kürdilihicazkâr bestesiyle altın plak kazandı.

Sahneyi bırakana kadar Türkiye’de en çok konser veren şarkıcılar arasında yer aldı.

İlk şarkısını 17 yaşında tatil için gittiği Bursa’da besteledi.

Zehretme Bana hayatı Cânânım/ Elemlerle Doldu Benim Her Anım /Kederimle Yanıp Sönse de Canım /İnan ki Ben Sana Yine Hayranım. Bu Acemkürdi şarkının mısraların baş harfleri yukarıdan aşağı okununca Zeki çıkıyordu ortaya. 

Bu ilk besteyi radyoda “Bursalı Zeki Müren’in Acemkürdi şarkısı.” anonsuyla Suzan Güven okudu. Zeki, onun için Suzan Hanım’ı hiç unutmadı. 

Yaklaşık 200 şarkı besteledi.

İlk filmi Beklenen Şarkı’yı 1953 yılında çevirdi. Film, Müren’in sınavları dolayısıyla sekiz ayda tamamlandı. Bu filmde ve diğer filmlerde dublajı kendi yaptı.  

Askerliğini 1957 yılında askere gitti. Askerliğini Ankara ve İstanbul’da tamamladı.

Askerdeyken 160’dan fazla konser verdi.

1976 yılında Arena Tiyatrosu’nda sahnelenen Çay ve Sempati adlı oyunda başrolü Altan Karındaş’la paylaştı.

Bu arada hayatı Tiyatro Kare’de Bir Demet Yasemen adıyla sahneledi 

Kalp rahatsızlığı ve şeker hastalığı yüzünden 1980’de sahne hayatından uzaklaştı. Son konserini 8 Eylül 1984 tarihinde Bodrum Kalesi’nde verdi.

24 Eylül 1996 Çarşamba günü TRT İzmir Televizyonu’nda kendisi için düzenlenen törende kalp krizi geçirerek öldü. Cenazesi doğum yeri Bursa’da, Emirsultan Mezarlığı’nda toprağa verildi.

RÜŞTÜ ERİÇ’İN TANIKLIĞI 

Zeki Müren işte böyle donanımlı bir sanatkardı.

Söyleyin Allah aşkına. 

Böyle bir sanatçı başkasının bestesine/bestelerine muhtaç olur mu?

“Zeki”yi bu açıdan karalayanlara şamar gibi yanıtı udi bestekar Rüştü Eriç vermişti.

Eriç’le zaman zaman yaptığım sohbetlerin birinde bu konuyu sormuştum.

Verdiği yanıt bugünkü gibi aklımda:

“Zeki Müren’in diksiyonu, telaffuzu ve sesi çok güzeldi. Tane tane okuyordu. 1956 yılında İstanbul Radyosu’nda müzik yayınlarında repertuar ve program işlerini yönetirken Zeki Müren benden ders almak istediğini söyledi. Kabul ettim. Derslerimiz bir yıl sürdü. Bir gün bana Suzinak makamında şarkı bestelediğini, şarkıyı notaya alıp alamayacağımı sordu. Şarkının sözleri Şimdi Uzaklardasın Gönül Hicranla Doldu diye başlıyordu. Bir daha okumasını istedim, şarkıyı notaya aldım. Notaya yazdıktan sonra tekrar okudu, şarkı tamamlandı. Meğer Zeki Müren’in daha önce şarkılarını notaya alan kemani Sadi Işılay’la arası açılmış. Onun için bestesini notaya benim almamı istemiş.”

İşin özü şurada yatıyor.

Beste yapmak başka, notaya almak başka. 

Konunun yakından tanığı sayılabilirim.

Semahat Özdenses’in sözlerini yazdığım Beyatiaraban makamındaki bestesi Nasıl Sevmem Nasıl Sevmem Seni a Yârim’i tamamladıktan sonra teybe okumuş, besteyi Erol Bingöl notaya almıştı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İSKENDER ÖZSOY Arşivi