Beştepe’de Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde açılacak olan müzede Türkiye Futbol Federasyonu bünyesinde futbol kulüplerinin başarıları, kupalar, madalyaların ve diğer dokümanların sergileneceği müze geç de olsa takdire şayan ve doğru bir karardır.

Gençlik yıllarımda amatör olarak su sporlarına meraklandım. Denize o kadar tutkundum ki yaz mevsimi gelmeden, kışın bile, çocukluk ve gençlik yıllarımın geçtiği Samatya sahilinden denize girerdim.

Futbolu sadece izleyici olarak takip etmekteydim. Köşe yazarlığına başladıktan sonra önce ihtisasım olan konulara, zamanla araştırıp bilgi edinerek her konuda yazmaya başladım.

Futbol konusunda bilgili olduğumu iddia edemem, ancak Dünya’da ve Avrupa’da üstün başarılı olduğumuzu söyleyemeyiz. Bugün bile en ünlü kulüplerimizin sporcu kadrolarının yarıdan fazlasını yabancı uyruklu futbolcular işgal etmektedir. Tabi ki yabancı kulüplerde de Türk sporcular Ülkemizi başarı ile temsile etmektedirler, ancak aradan uzun yıllar geçmesine rağmen Metin OKTAY ve Lefter gibi uluslararası üne sahip başarılı futbolcu ismi söylebilmek zor. Teknik direktörlükte Galatasaray ve A-Milli takımla tarihe geçecek başarıların mimarları olan Fatih TERİM ve Şenol GÜNEŞ’ten başka başarılı teknik direktör ismi akla gelmiyor. Şenol GÜNEŞ döneminde 17. Dünya Kupasında Güney Kore’yi yenerek Dünya üçüncülüğü başarımızdan başka üstün başarı elde edemedik. Dünya hakemliğinde ise FIFA kokartlı hakemimiz Cüneyt ÇAKIR’ın görev aldığı iki Dünya kupasından başka başarılı hakem ismi aklıma gelmiyor.

Kulüpler düzeyinde ise 1999-2000 sezonunda UEFA kupasını kazanan ilk takım unvanını elde eden UEFA Süper Kupasını kazanmış kulübümüz yok.

Oysaki güreş, halter, boks, voleybol, basketbol ve diğer sporlarda alanında yıllardır Dünya Şampiyonu olmayı başarmış sporcularımız ve kulüplerimiz zamanımızda da bu başarılarımızı devam ettirmektedirler.

Bu müzeye karar verip projelendirirken, Türk Sporunun tamamını kapsayacak şekilde düşünülmesinin uygun olacağı kanaatini taşımaktayım.

İlk etapta futbol üzerinden başlatılan bu projenin yakın zamanda tüm branşlar için gerçekleştirilmesini dilerim. Bu gerçekleşinceye kadar geçici de olsa bu futbol müzesinde voleybol, basketbol, güreş, halter, tekvando, karate, jimnastik, yüzme, atletizm ve okçuluk gibi olimpiyat, Dünya ve Avrupa şampiyonalarında elde edilen başarılar ve kupaların da sergilenmesinin uygun olacağını düşünüyorum.

Duru ÖZER, Cemre TEKİNEL ve Esmanur ÇAKMAK her biri farklı bir dalda Dünya ve Olimpiyat Şampiyonluklarını kazanarak Ülkemize haklı bir gurur yaşatmışlar ve genç kızlarımıza rol modeli olmuşlardır. Bu şampiyon gençlerimizin isimlerinin tarihe geçmesi gelecek genç nesillerimizi özendirecek ve ülkemiz Dünya’da hak ettiği itibarı fazlasıyla kazanmasına vesile olacaktır.

Cumhuriyetimizin yüzüncü kuruluş yıldönümü 26 Ekim’de açılışı yapılacak olan Türk Futbol Tarihi Müzesi’nin Türk Sporuna hayırlı olmasını diliyor, emeği olanlara teşekkür ediyorum.

Sağlıcakla kalın.