FARUK KORÇA

FARUK KORÇA

FACİALAR SONA ERMELİ

Kadınlar, yaşlılar ve çocuklar her an taciz olayları ile karşı karşıya kalmakta ve canlarından olmaktadır. Hemen-hemen her gün toplu-taşıma araçlarında, cadde ortasında bıçaklanan, toplum içinde alenen taciz edilen, eş, dost ve akrabalarından şiddet görenler, 5~6 taciz vakası yaşamaktadır.

İnsaniyet namına müdahale ettiğinde her iki tarafın da tepkisine maruz kalan veya polisle başı derde giren vatandaşlara rastlanmaktadır. Orantısız müdahalede bulunup, elini kana bulayıp, cezaevine düşen vatandaşlar dahi olmaktadır. Cadde ortasında meydana gelen olayı “Başım derde girmesin” diye kafasını çevirip giden çoğu vatandaşlar olduğu bilinmektedir.

“Bir laf söylesem bir türlü”, “Görmemezlikten gelip başımı çevirsem bir başka türlü”. Gözümüz önünde yaşanan bir olaya sessiz kalmak insanın vicdanını rahatsız ediyor.

“Otobüste mini etek giyiyor” diye tekme-tokat dövülen, cadde ortasında öldürülen, kıskançlık veya asılsız dedikodu ile eş-dost ve akrabalardan şiddet gören kadınların olduğu ve her gün 5~6 taciz vakasının yaşandığı bir ülkede, bu tür vaka ile karşılaştığımızda ne yapmak gerektiğini bilmiyor ve o an karar veremiyoruz.

Bir laf edecek olsak, durum daha da kötüye gidebilir, susacak olsak, bu sefer de göz göre-göre gözümüzün önünde yaşanan şiddet olayına sessiz kalınması da rahatsızlık yaratıyor.

Bazen sorumlu olmamak için müdahale etmekten çekiniyor, bazen de başımız derde girmesinden endişe ediyoruz. “Peki, bu durumda ne yapmalıyız?” “Bu konuda Avrupa ülkelerinde uygulama nedir?” diye araştırıldığında;

Ortada bir taciz olup, olmadığına karar veremediğimiz durumlarda dikkat edilecek hususlar;

Şiddete uğrayanın üzgün ya da rahatsız olup, olmadığına bakın. Kaçmaya ve kurtulmaya çalışıyor mu? Korkmuş halde mi? Yardım istiyor mu?

Bu durumlar var ise, müdahale edilebilir kanaatine varılabilir. O zaman müdahale nasıl olmalıdır? Fiziksel müdahalede bulunmak yanlış olur. Kaş yaparken göz çıkarılacaktır.

İlk yapılacak iş, durduramadığımız anda hatalıya öfke göstermeden ya da azarlamadan doğrudan bir söz söylemek. Söylenecek her söz dikkat dağıtacağından faydalı olur. Çevredeki insanları da harekete geçirir.

İkinci yol ise bulunulan yerdeki görevliye durumu iletmek, olay sokakta cereyan ediyorsa, çevredekilerden yardım talep edip, toplu hareket etmeyi sağlamak. Olayı telefon ile kaydederek, bunu görünür bir şekilde yapmak da etkili olur. Dikkat dağıtmak için sorular sormak da birkaç saniyelik bile olsa fayda sağlar.

Devletin, basın-yayın organlarının ve medyanın bu tip durumlarda karşılaşıldığında, tanık olanların nasıl davranacaklarına dair eğitici bilgiler vermesi, kampanyalar yapması çok faydalı olacaktır.

Medyada hemen-hemen her akşam aynı simaların, aynı konuları defaatle tartışmaları yerine, bu konu ile alakalı programların yapılması halkımızı eğiteceği ve taciz olaylarını asgariye indireceği kanaatindeyim. 

Olaya karışıp, tekme-tokat girişmek ya da başını çevirmek dışında verilecek eğitim içeren kampanyalarla birkaç insan bile kurtarsak, her türlü çabaya değer.

Bu ve benzeri konularda sivil toplum örgütlerine de görev düşmektedir. Ülkemizde can ve mal kayıplarına sebebiyet veren her olayda her şeyi Devletten beklemenin yeterli olmadığı ortadadır. Biz de vatandaşlar olarak, Devletin ilgili birimlerine hep birlikte yardımcı ve destek olmalıyız.

Devlet, halkın mal ve can kaybına sebebiyet veren her faciaya karşı nasıl hareket edeceğini halkımıza yasalar düzenleyerek, medya ve basın-yayın organlarını kullanarak öğretmelidir.

Ardı-ardına meydana gelen depremlere karşı ilk defa Ülke sathında medyayı kullanarak yapılan deprem tatbikatı örnek bir uygulamadır. Bu tür eğitici tatbikatlar ile her faciaya karşı tatbikatlar öğretilmelidir. Trafik kazalarını azaltılmaya sebebiyet veren fahri müfettişlik görevi gibi, her konuda benzeri uygulamalar yapılabilir. Bunun için de tek çözüm her konuda olduğu gibi eğitimdir.

Eğitim denilince akla okullardaki tahsil amaçlı eğitimi gelmemeli. Halkımız her konuda eğitim almalı, bilhassa her iş kolunda mesleki eğitimler verilmeli, belirli zaman aralıkları ile eğitim yaşam-boyu devam ettirilmelidir.

İnsanların canını ve malını ilgilendiren her konuda Devletimizin önderliğinde hep birlikte hareket etmek de çözümdür. Sadece vaka esnasında değil, vakalar oluşmadan halkımızın desteğini almak çok önemlidir.

Her zaman tekrarladığım gibi: Mümkün olan zamanda mümkün olanlar yapılmalıdır. Mümkün olmayan zamanda mucize yaratılamaz.

İSTİKLAL CADDESİ KATLİAMINI KINIYORUZ

13.11.2022 tarihinde İstiklal caddesini kana bulayan menfur bomba ruhlarımızı parçaladı. Ölenlere Allahtan rahmet, yaralılara acil şifalar, kederli ailelerine başsağlığı ve acil şifalar diliyoruz.

Sağlıcakla kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
FARUK KORÇA Arşivi