Genç piyanist Dilara Vardar'ın gururlandıran hikayesi

Genç piyanist Dilara Vardar'ın  gururlandıran hikayesi
Hepimize müzik dolu bir yaşam dileyerek müziğini çok beğendiğim ve onunla bir Türk olarak gurur duyduğum genç piyanist Dilara Vardar’ın başarı hikayesini ve keyifli söyleşimizi paylaşmak istedim bu hafta sizlere...
İnsanlığın ortak dili müziktir. Dilini anlamadığımız, anlamını bilmediğimiz bir şarkı bizi ne ölçüde duygulandırıyorsa dünyanın öbür ucundaki bir insana bizimle aynı duyguyu hissettirebilir.  Müziğin evrenselliği buradan geliyor olmalı?
Müziğin bazen bize zamanda yolculuk yaptırıp geçmişte yaşadığımız duygulara da götürme gücü vardır. Bazı şarkılar duygularımızı o kadar fazla yansıtır ki bu benim şarkım deriz. Hatta bazı müzikler tedavi maksatlıda kullanılır. Boşuna atalarımız dememişler “Müzik Ruhun Gıdasıdır”
Müzik doğanın içerisinde de vardır. Bazen çok mutsuz ve yoğun olduğumuz zamanlarda penceremizin önündeki bir küçük kuşun şarkısı bizi bu karamsar ruh âleminden çıkartmayı başarabilir. Doğanın içerisinde müzik vardır. Yağmurun sesi, ırmağın sesi kuşların şarkısı hepsi insanın ruhuna hitap eder ve iyi hissettirir. Müziksiz bir hayat nasıl olurdu? Bence anlamsız ve depresif
 
Başarı Hikâyenizi öğrenebilir miyiz?
İ.Ü. Devlet Konservatuarı Piyano Ana Sanat Dalı Lise 4. Sınıf öğrencisi iken, yeteneğim, okulumuzu Masterclass programı için ziyarete gelen İspanya’nın en seçkin ve ünlü piyanistlerinden, aynı zamanda “Asociacon Musica Clasica de Galicia” da Director, Universidad Alfonso X el Sabio’da da Profesör olan  Pablo Galdo’nun dikkatini çekmişti.  İki ay sonra  Madrid “ Forum Musikae” Masterclass  programına  davet aldım, 2 hafta süreyle derslere katıldım, yeteneğim ve müzikalitem beğenilerek, Profesör Galdo tarafından  Lisans eğitimime İspanyada öğrencisi olarak devam etmem konusunda teklif aldım. Aynı yıl İ.Ü. Devlet Konservatuarı Piyano Ana Sanat Dalı Lisans Bölümü sınavlarını da kazandım.  2014 yılı Eylül ayında Professor  Galdo’nun  tekrar daveti üzerine “Conservatorio Superior de Musica de Vigo” ya  başvurup, sınavlardan sonra okula kabul edildim.

İlk piyano dinletimi yaptığımda 7 yaşımdaydım.
İlkokul 1. Sınıfta Müzik dersimizde öğretmenimiz piyano çalardı, sesler, notalar benim çok ilgimi çekmişti, piyano ile ilk tanışmam böyle oldu. Aileme piyano çalma, müzik eğitimi alma isteğimi söyledim ve piyano derslerine başladım. Önceleri nota kitabımın üzerine parmaklarımı koyar, kafamda sesleri, melodileri hissederek (canlandırarak ) çalışırdım. İlk piyano dinletimi yaptığımda 7 yaşımdaydım.
Sahneyi çok sevmiştim, müziğimi seyirciye sunmak, alkış almak beni çok etkilemiş ve heyecanlandırmıştı. o günden sonra hep sahnede olmak ve  konserler vermek istedim.

Her yıl küçük dinletilerim oldu ve her seferinde sahne sevgim arttı.
Piyano dersi aldığım hocam derste bir şeyler çalarken, ben tuşlara ve notaya bakmadan seslerden notaların isimlerini söylemeye başlayınca; bana kulak testi yapıp absolut kulak(mükemmel, tam kulak) olduğumu söylemişti. Bu çok güzel ve özel bir yetenek, kendimi çok şanslı hissediyorum.

Sesler bana sanki isimlerini nota olarak söylüyorlar..
  veya  bir orkestradaki sesleri, enstrümanları, melodileri ayırıp, daha hızlı ve net bir şekilde ayırt edebiliyorum.Notaların karşılığını otomatik olarak duyuyorum. Parçaları çok hızlı kavrayabiliyor, deşifre ediyorum.
Ancak mutlak kulak avantajları olduğu gibi dezavantajları da olan bir durum. Ben müziği  nota isimleri olarak duyuyor ve dinliyorum. Akortsuz, detone seslerden çok rahatsız oluyorum.
Transpoze bir enstüramanı dinlerken ya da eşlik ederken eserde yazan notayla, duyulan ses farklı olduğu için, nota takibimde karışıklık yaratıyor. Örneğin eserde “do” notası yazıyor ancak “si bemol” sesi veriyor;  böyle bir enstürmana eşlik yaparken  notayla ses birbirini tutmadığı için beni çok rahatsız ediyor.
 
Muzikte yeni bir şeyler keşfetmek, öğrenmek, hedeflerime ulaşabilmek yolunda, iyi bir eğitim alma fırsatı bulmuştum.
İspanyadaki konservatuara kabul edilmem beni çok heyecanlandırdı, bir yandan da çok mutluydum. Muzikte yeni bir şeyler keşfetmek, öğrenmek, hedeflerime ulaşabilmek yolunda, iyi bir eğitim alma fırsatı bulmuştum.

Benim ailemden ilk ayrılışım
Bu hem benim ailemden ilk ayrılışım, hem de yurt dışına ilk gidişim olacaktı.Orta seviyede ingilizce biliyordum, ancak konservatuarda ispanyolca eğitim veriliyordu. İlk senemde teorik derslerde (müzik tarihi, piyano tarihi vs) dili bilmediğimden çok zorlandım. Çünkü orada dersleri veremediğinizde, eğitime devam etme hakkı bitiyor. Gündüzleri bütün vaktimi piyanoya, gecelerimi de ispanyolca öğrenmeye ayırdım. Çok zorlu ve yorucu bir dönemdi. Müzikte yapmak istediklerim, müzik tutkum ve hayallerim motivasyon kaynağım oldu.
Piyanoda hızlı ilerleyişim, müzikalitem, duyguları müziğe yansıtmam, tuşem; başta hocam olmak üzere, konservatuarın diğer hocalarının da çok dikkatini çekti. Kısa sürede okulun en başarılı öğrencileri arasına katıldım.

Geleceğe dönük hederlerinizden bahseder misiniz?
Hayallerimden biri Türk bestecilerini ve onların eserlerini dünyaya daha çok duyurmak ve tanıtmak.  Bu  hayalim için  Türk Kültürü ve Müziği konulu sunum hazırladım. Genel olarak Türk kültürünün müziğe nasıl yansıdığını, Türk Beşlerinin (A. Adnan Saygun, C. Reşit Rey, U. Cemal Erkin, H.Ferit Alnar ve N. Kazım Akses ) batı müziği ile Türk ezgilerini, ritmlerini nasıl harmanladıklarını; günümüzden de Fazıl Say’ın eserlerinden de örnekler vererek anlattım. Sunumum çok ilgiyle karşılandı ve beğenildi.
Konserler vermek bu konserlerimde de Türk bestecilerimize yer verip onları tanıtarak, kültür ve sanatta ülkemizi  dünyaya daha çok duyurmak, sevdirmek en büyük hayalim.
Klasik müziği  insanlara sevdirmek. Ülkemde müzik eğitimi imkanı olmayan ve yapmak için fırsat bulumayan , müziği seven, müzik öğrenmek isteyen herkese yardım etmek.
Ben bugüne kadar ideallerimi gerçekleştirebilmek için azimle, sabırla ve disiplinli şekilde çok çalışan biri oldum, kendime hep yeni hedefler koydum, aynı tempoda da devam ediyorum. Bunu gerçekleştirirken de ailemin desteği çok önemli yer tutuyor.
Müzik hayatımızın her anında var. insanın kalp atışları bile düzenli bir ritme bağlıdır
Müzik güzelliktir ve insan ruhuna güzellik katar...
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.