Millet İttifakı partileri on birinci kez bir araya geldi. “Düşük profilli mi” yoksa “Liyakatli, devlet deneyimi ve tecrübesi olan bir aday mı?” çıkartma kararını bu toplantı da veremedi.

Bu toplantılarda “devletin yapısı, hayati kurum ve kuruluşları, devletin çatısı ve alt yapısını yeniden dizayn ettireceklermişçesine sanki bir devrim rüzgârı getirmeye çalışıyorlarmış havası” verilmeye çalışılıyor ama kamuoyu anketlerinde oy oranları her geçen gün düşüyor ise de kitleleri meraka sevk etmeyi ve siyaset gündeminde kalmayı başarıyorlar.

Hemen-hemen her gün T.V. kanallarında ve basın-yayın organlarında Millet İttifakı adayının “Kemal KILIÇDAROĞLU mu”, yoksa “Ekrem İMAMOĞLU mu” olacağı oturumlarda tartışılıyor. Hangisinin seçim kazanma şansının olup olmadığı değerlendiriliyor ise de, her ikisinin de önündeki engeller dolayısı ile ve Altılı Masa’nın emrinde olabilmesi için Anayasa ve teamüllere aykırı yeni bir sistem araştırıyor.

Lakin Türk seçmeni yapısı gereği, geleneklere aykırı ve köklü bir değişiklikten çekinir. Millet, geleneklerine bağlıdır. Tuttuğu takımı, alıştığı kahvehaneyi, her gün okuduğu gazeteyi, düzen değişikliği gibi kendine sempatik gelen sözlere ilgi duysa da, sıra oy atmaya gelince, sempati duyduğu ve kendine yakın bulduğu liderin partisine oy verir.

Muhalefetin düşündüğü yöntem, değişik ve enteresan olsa da seçmenin hangi doğrultuda ne kadar etkileneceği bilinmez.

Seçimlere artık dört aydan daha az bir zaman kaldı. Seçim günü belli olduğu halde muhalefet partileri henüz adaylarını belirleyemediler. Geçmişte uygulanan Parlamenter Sistemde Cumhurbaşkanı’nı, Başbakanı, Milletvekillerini ve Belediye Başkanlarını belirlemek çok kolaydı. Bu karar parti Genel Başkanlarının iki dudağı arasındaydı. Ancak Başkanlık Sisteminde bu uygulama doğru bir yöntem değildir. Bilhassa muhalefet bu konuda dikkatli olmalıdır. Bundan önceki iki seçimde bu hataya düşülmüş, seçimler kaybedilmiştir. Bilhassa önceki seçimde Muhterem İNCE’ye karar veren Kemal KILIÇDAROĞLU bu defa aynı hataya düşerek Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olabilir. Genel Başkanlık koltuğu elden gidebilir. Yakın çevresinin dolduruşuna gelip yirmi yıldır girdiği her seçimi kazanıp, Cumhuriyet Tarihinde tek başına iktidarda kalma rekoru kıran Recep Tayyip ERDOĞAN karşısında seçim kazanabilmenin riskli olduğu Altılı Masa Genel Başkanlarınca da ifade edilmektedir. Hatta İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Cihan PAÇAÇI kesin tavır alması nedeni ile görevden alınmıştır.

Cumhur İttifakı aylar öncesi Recep Tayyip ERDOĞAN’ın adaylığını açıklayarak yola çıkmıştır. Her işte olduğu gibi siyasette de erken kalkan yol alır. Bilhassa Başkanlık Sisteminde adayın seçmenlere kendi kendini tanıtabilmesi ve projelerini anlatabilmesi için zamana ihtiyaç vardır. Eğer Altılı Masa ismi geçen adaylarda kararsızsa önseçimle bunu yapması en ideal olandır. Bu konunun üzerinde önemle durmamın sebebi, AK Parti yirmi yıldır Milletimize hizmet etmektedir. Gurur duyduğumuz büyük hizmetlerde bulunmuş, önemli reformlar gerçekleştirmiştir. Tabii ki hatalı kararlar da almıştır. Ama yirmi yıldır bu Millet bu partiye güven duyup oy vermiştir. Maalesef yirmi yıldır, muhalefet partileri, Milletimize ve Ülkemiz problemlerine çözüm üretecek projeler sunamadıkları ve güven veremedikleri için iktidara gelmeyi başaramamışlardır. Muhalefet partileri üzerlerine düşen görev ve sorumluluklarda başarılı olamamışlardır. Oysaki iktidar olmasalar da muhalefetin de güçlü olması Ülkemiz menfaatinedir. Muhalefetin başarısı iktidarın daha az hata yapmasını ve Milletimize daha çok hizmette bulunmasını sağlar.

Milletimiz bundan kazançlı çıkar ve mutlaka takdir eder.

Mahalli idareler seçimlerinde anakentlerde, muhalefet bu nedenle başarılı olmuştur.

Siyasi partilerimiz başta olmak üzere, Milletçe çok dikkatli olmamız gereken bir dönemdeyiz. A.B.D başta olmak üzere çoğu Avrupa ülkesi Ülkemiz aleyhinde faaliyetlerde bulundukları apaçık ortadadır.

Mukaddes kitabımız Kuran-ı Kerim’in yakılıp yırtılması yalnız Müslümanlara değil tüm insanlığa yönelik bir toplumsal barışı bozmaya yönelik bir saldırı olup, batılı yayın organlarının sistematik bir şekilde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ı sert ifadelerle hedef alan çirkin yayınları, Türkiye’de yapılacak seçimleri ele alan haber ve analizlerin amacı ortadadır.

Bu itibarla Millet olarak her zamankinden daha sıkı birlik ve beraberlik içinde olunmalı Türk, Kürt, Alevi, Sünni, ayırımı yapmadan daha sıkı birlik ve beraberlik içinde olmalıyız.

HAFTANIN GÜZEL SÖZÜ

“Birlikte bereket, ayrılıkta azap vardır.”

ÜÇ AYLARINIZ MÜBAREK OLSUN

Ramazan’ın müjdecisi mübarek üç ayların tüm İslam Âlemi için hayırlara vesile olmasını dilerim.

Sağlıcakla kalın.