ASIM ÇALIK

ASIM ÇALIK

YAŞASIN ROTASYON!

Kim derdi Türkiye Süper Ligine dünyaca tanınan bir teknik adamın geleceğini ve bu teknik adamın sadece bizde değil tüm dünya futbolunda klişe olmuş, “Bir takımın iskeleti olur ve o iskelet içinde sadece 2-3 oyuncu değişir” tezini yıkacağını. Kim oynuyor, kim klübede gelip oyuna giriyor, inanılmaz bir şekilde fark etmiyor Fenerbahçe için. 

Zaman zaman ben de yazılarımda Jorge Jesus’u eleştiriyorum niye bu oynadı, neden diğeri oynamıyor, diye. Tecrübeli hoca futbol mantığına ters gelecek şekilde herkesi formda tutabiliyor! Böyle olmasında futbolcuların hocaya olan sevgisi ve saygısının olması kadar teknik direktörlerinin forma adaletine olan güveni de yatıyor elbette. Belkide Jesus lig başlamadan önce futbolcularıyla “Rotasyon” konulu bir panel ve toplantı yapmış olmalıydı! Futbolcularına o kadar iyi anlatmış ki kafasında uygulayacağı planı, oyuncular da harfiyen uyguluyorlar hocanın aklındaki kurguyu. Böylelikle Altay ve defans haricinde her oyuncu farklı farklı maçlarda oynayabiliyor ve hatta farklı görevlerde alabiliyorlar. 

YENİ DİRK KUYT: LİNCOLN SANTA CLARA

Son yazdığım cümleye uyan bir futbolcu karakteri oldu Lincoln. Şimdiye kadar farklı karşılaşmalarda farklı görevlere soyundu hep. Şöyle biraz araştırma yapsanız, Brezilyalının normal yerinin forvet arkası olduğunu,10 numara, ikinci pozisyonlar için de merkez orta saha, 8 numara, ve sol ön olduğunu göreceksiniz. Ki Perşembe gecesinde AEK karşısında merkez orta sahada oynadı. Rennes maçında 3-4-3’ün sol kenarında gitti geldi mücadele boyunca. Hem sol bekdi, hem sol öndeydi. Karagümrük karşılaşmasında Jesus takımını ilk defa 4-4-2 sistemiyle oynatırken Lincoln’de sol bek pozisyonunda Kahve’cinin arkasındaydı. 

Fenerbahçe’nin Duracell’iydi Kuyt. Dur durak yoktu onun için. 2014 Dünya Kupasında Van Gaal onu zaman zaman sağ bekde kullanmıştı. Dünya Kupası öncesinde Johan Cruyff Hollanda basınına verdiği bir mesajda; “Rakip takımların bir çoğunda sol kanat oyuncu sıkıntısı var. Kuyt’ın sağ bekte de her zamanki oyununu oynayıp başarılı olacağından eminim. Stilini de değiştirmesine gerek yok. Sadece daha derinlemesine oynayacak” demişti. 

Bu sebeble Fenerbahçe’nin yeni Kuyt’ı dedim Lilcoln için. Bir çoklarımız burun kıvırdık ilk geldiğinde. “Demek daha önce Rizespor’da oynamış” dedi bazılarımız. Özellikle de sol kenarda oynadığı zaman yakan silkenlerimiz oldu. Ancak hem bir çoklarımızı mahçup etti hem de tam bir görev adamı olduğunu gösterdi tüm futbolseverlere. Maça gelince; Fenerbahçe klasik oyununu oynadı. Önde pres yaptı. Topu da oyunu da vermedi rakibine. Yenerek gruptan çıkmayı da garantilediler ki bu durum oyuncuların lige daha rahat bir şekilde konsantre olmalarını sağlayacaktır haliyle.  

Gecenin Notu: Fenerbahçe kalecisiz oynamaya devam ediyor maalesef. Altay’ın kafası rahat değil. Belki de kafasını taktığı bazı şeyler var.  Çözmek baba  kimliğiyle Jesus’da bence. Forvetler atarken, Altay’ın tutamaması hayra alamet değil. Altay’ın derdi her neyse ve çözülmezse Fenerbahçe’nin işi hiç de kolay olmaz gelecek maçlar adına. 

Kürsüye Kim Çıktı? Tartışmasız birincilik kürsüsünde Jorge Fernando Pinheiro de Jesus vardı maç sonunda. Gireniyle çıkanıyla, oynayanıyla oynamayanıyla, sahaya çıkanıyla klübede oturanıyla komple bir takım oluşturdu. İlmik ilmik dokudu resmen. Bence AEK karşısındaki tek hatası Valencia’ya, “Sen atma, ikinci penaltıyı da Michy kullansın” dememesiydi. Batshuayi ilk penaltıyı gole çevirerek moralini tavan yapmışken, ikinciyi Enner’in atması futbolun doğasına aykırıydı. Samuel içinde bir paragraf açmak gerekiyor adil olmak adına. Oyuna girdiği andan itibaren rakibin sağ kanadı darma duman etti attığı sprintlerle. Garcia’yı bayağı yordu. Milicevic ise Osayi’yi ancak elleriyle durdurabildi ve penaltıya sebebiyet verdi çaresizce. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
ASIM ÇALIK Arşivi