İLTER AVCI

İLTER AVCI

TÜRKLER DE ALLAH'A İNANIŞ İSLAMİYETTEN ÖNCE VARDI

Kardeşlerim ; Hani diyorlar ki,  Müslümanlığa geçiş Karahanlılar zamanında olmuştur...

Türkler, İslamiyet’e uygun yaşadılar ve bire bir Tanrı emirlerini tasdik ettiler ki , Araplar da islah olsun ve insanca yaşasınlar.

Şimdi  Türkologların ve tarihçilerin anekdotlarından örnekler ile bu tezimi güncelleme yapalım.

Bilge Han yazıtı ( Orhun Abideleri)

"Tanrı , gök ile yer arasında atam Bumin Kağan’ı yarattı "

Kardeşi  Kül Tigin  öldüğünde ; "GÖK TANRI” insan oğlunu ve  bütün canlıları hep yok olmak için yaratmış. Ölüm vaktini hep o bilirmiş.

"Uçmağa gitti " " Göğe Çıktı "

Kurban kesme âdeti, bütün Türklerde her zaman vardı. Göktürkler, her yılın beşinci ayın onun da yurdun ileri gelenleri, ağaç ve ot bulunmayan çıplak tepede kurbanlarını keser fakirlere dağıtırdı. Buraya da "Botengri" adını vermekteydi.

Gelelim dilde , yazıda asimilasyona ;

I. Kılıç Arslan , Konya'yı fethettikten sonra ; 1097'den itibaren İslam felsefesi unsurlarının benimsenmesine başlandı. Arapça yazılı mukaddes metinler , Arap edebiyatı ve ilimleri, din okulları olan medreselerde eğitim esasını teşkil etti. Bunun yanı sıra İran edebiyatı da teşkil ediliyordu. Arabistan'dan binlerce ulema ve imam getirttiler.

Dinin daha modern ve çağdaş bir hale gelmesinde , itikatta, imam Mâtüridi'yi, fıkıhta da İmam-ı Âzam'ı benimsemeleri de;

Hangisinin hak, hangisinin bâtıl olduğu izah edilmiştir. İslam’ı, hurafe ve din tacirlerinden biraz olsun sadeleştirmişler.

Türk devletleri , İslam’dan önce de , sonra da töreyi esas almaktadırlar. Bu gün maalesef problemlerin çoğu töremizin yaşanmamasından kaynaklı olabilmektedir.

Kaşgarlı Mahmud , Türk kültür ve medeniyetine ışık tutan ünlü eseri , Dîvânu Lugâti’t Türk'teki "Türk maddesi"nde şunu yazmıştır. Peygamber efendimizin kıyamet alâmetlerini âhir zaman karışıklarını ve Oğuz Türkleri'nin ortaya çıkacaklarını söylediği sırada "Türk dilini öğreniniz, çünkü onlar için  uzun sürecek egemenlik vardır" buyurmuştur.. 

Tam tersine biz Arapça'ya meyil verip , kendi Türkçemizi , ana dilimizi heder etmişiz. Dinimiz Müslüman Allaha şükürler olsun , ama dilimiz , kelimelerimiz, sözcüklerimizin, milli kültürümüze önem vermemekteyiz. Araplar hiç bizim dilimize ve milli kültürümüze rağbet ettiler mi ? Bir tane Türk ismi var mı onlarda ? 

Türkiye'nin mevkii ve şartları milli devlet olmayı mecbur kılmaktadır. Türkiye'de gerekince herkes milliyetçi olduğundan bahseder. Fakat bu sözde milliyetçiliğin hiçbir mânâsı yoktur. Türkiye'ye laf milliyetçiliği değil , fiili milliyetçilik, yani milli kültür takipçiliği lazımdır.

Türkiye ; bugün , ATATÜRK'ün yolundan ayrılmanın , milli devlet olmamasının Istırap içindedir. İşin fenası da , idareciler bunun farkında değillerdir. Türkiye'nin kendi kültürüne , kendi medeniyetine , tek kelime ile kendisine dönmesinin zamanı gelmiştir , geçmiştir, geçmektedir. "Ey Türk  titre ve kendine dön " sözünün anlamı şimdi daha iyi anlaşılması gerekmektedir.

ATATÜRK işe başlarken " anladık ki kabahatimiz kendimizi unutmaklığımızmış" diyerek doğru teşhisini koymuş ve Türk rönesansını gerçekleştirecek adımlar atmıştı. Onun yapabilecekleri ve yapamadıklarını, yapabilecek bir "deha" gereklidir devletimize.

Fuzûlî  Divânından  "Aşk " isimli şiirinden bir dörtlük ile mutlu pazarlar diliyorum...

Yâ Rab bela-yı aşk ile kıl âşîna beni

Bir dem bela-yı aşktan kılma cüdâ beni

Az eyleme inayetini ehl-i dertten

Yani ki çoh belâlara kıl müptelâ beni

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İLTER AVCI Arşivi