Zaman ilerledikçe Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı Partileri çalışmalarını hızlandırmaktadırlar.

C.H.P. Genel Başkanı Kemal KILIÇDAROĞLU, katıldığı T.V. programlarında gündeme ilişkin değerlendirmeler yapıyor, altılı masa toplantısı sonrası ortak Cumhurbaşkanı adayı ve ekonomik politikalara ilişkin açıklamalarda bulunuyor ve “Seçimi farkla kazanacağını” iddia ediyor.

“Ülkeyi yeniden inşa edeceklerini, devletteki çürümenin durdurulacağını, liyakatın esas alınarak herkesin kendi görevini yapacağını, ince eleyip, sık dokuyacaklarını, daha sık bir araya gelineceğini” ifade ediyor.

“Alınan ilk önemli kararın Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e nasıl geçileceğine dair yol haritası yapılıp, Ülkeyi nasıl yöneteceklerini belirleyeceklerini” ifade ediyor.

Anlaşılan o ki, Millet İttifakı bugüne kadar hangi yolu takip edeceklerini belirlememiş. Geç de olsa bu kararı iş işten geçmeden belirlemeleri önemli ise de, daha fazla bu konuda vakit kaybetmemeleri gerekir. 

İkinci önemli kararları ise “Ülkenin temel politika alanları adalet ve tarımda nasıl bir çalışma yapacaklarını bir hükümet programına dönüştüreceklerini, iktidar olunduğunda hangi gün neyi yapacaklarına verecekleri kararı kamuoyu ile paylaşacaklarını” söyleyerek “Halkı zor durumdan kurtaracaklarını” iddia ediyor.

Ancak, halkımız bu söylemlere ne derecede itibar ediyor? Kamuoyu anketlerine bakılacak olursa ittifakın oy oranında önemli bir artma görülmüyor. Görünen tek fark İyi Parti’nin M.H.P.’den daha fazla oya sahip olduğu, D.E.V.A. ve Gelecek Partilerinin yerinde saydığı görülüyor. Diğer partilerde ise kayda değer bir farklılık oluşmadığı ve üçüncü bir ittifak kurma çalışmaları yapmakla meşgul oldukları söyleniyor.

Cumhur İttifakı seçimleri kazanıp, iktidarı devam ettirebilmek için enflasyonu düşürüp, zamları ve hayat pahallılığını durdurabilmek ve piyasayı rahatlatabilmek için önemli projeler üretmeye çalışıyor.

Millet İttifakı “Altı genel başkanın bir araya gelmesinin demokrasi, insan hakları ve toplumsal barışı sağlama açısından önemli olduğunu, bu önemli konunun toplumun her kesimini ilgilendirdiğini, bu konuda sorumluluk üstlendiklerini, seçimi kazanarak bu görevi yerine getireceklerini, bunu da seçimi kazanabilecek ortak adayla sağlayabileceklerini, bu adayın nasıl tespit edileceğine dair kriterler belirlediklerini” ifade ediyorlar. “Kerametin kendilerinde değil bulunacak adayda olduğunu, bu adayın düzgün bir insan olması, temiz ahlaklı olması, devleti bilmesi, altılı masayı yönetebilecek kriterlere sahip olması, devletin saydam olması için elinden gelen tüm çalışmayı göstermesi gerektiğini, yakasında da Türk Bayrağı rozetini takmak sureti ile tarafsız hareket etmesi gerektiğini” ifade ediyorlar.

C.H.P. Genel Başkanı son günlerde kendini bu işe uygun görerek kendi grubuna ve altılı masaya bununla ilgili kamuoyu önünde kâh tehditkâr ve kâh karizmatik bir şekilde “Kimseden icazet almadığını, böyle bir düşüncesi olmadığını, A.B.D.’ye de bu maksatla değil, umutsuzluğa kapılıp, yurtdışına giden gençlerle buluşmaya gideceğine” dair basına beyanlara bulunuyor.

Altılı masa toplantılarından sonra basın-yayın organlarında her ne kadar aksine dair iddialar ortaya atılsa da, bu ittifakın seçimlere dağılmadan gideceği anlaşılıyor. Ancak şu da anlaşılıyor ki KILIÇDAROĞLU her ne kadar adaylıkta kendine güvense da, kendi grubunda ve altılı masada AKŞENER başta olmak üzere seçimlerin KILIÇDAROĞLU ile kazanılamayacağı endişesi var.

C.H.P. ve İyi Parti de bu konuda anlaşmazlıklar had safhada, bu maksatla İyi Parti kongreye gitme kararını verdi. AKŞENER, Koray AYDIN Grubunun muhalefetine rağmen, kendine güvenerek doğru bir karar verip kongreye gidiyor. Bu kongreden sonra AKŞENER’in daha da güçleneceği, Cumhurbaşkanı adayını belirlemede daha da etkin olacağı anlaşılıyor. Bu öyle bir hale geldi ki KILIÇDAROĞLU’nun aday olması altılı masaya, olmaması ise C.H.P.’ye zarar verme noktasına geldi.

ERDOĞAN’ın etkin ve başarılı liderliği karşısında altı genel başkanı ve de H.D.P.’yi tatmin edecek bir profili olan aday bulunması zorunlu hale geldi. Bu aday öyle biri olmalı ki, hem sağ ve hem de sol seçmeni ikna edecek tutarlılık ve iddiayı ortaya koyabilmeli.

Haddim değil ama bana sorulsa, tecrübelerime güvenerek C.H.P. içinde aranılan vasıflara uygun, fazla tartışma yaratmayacak ve ismi geçen adayların dışında bir değil, hatta iki isim var. Bu iki ismi yakında köşemde ilgili yetkili kişi ve yöneticilerin takdirlerine sunacağım.

Millet İttifakının işi zor görünse de Cumhur İttifakının da işi pek kolay değil.

T.B.M.M.’nin açılış günüde ERDOĞAN’ın konuşmasından da anlaşılacağı üzere her ülkede yaşanan sorunlar gibi ülkemizin de en büyük sorunu enflasyon ve hayat pahallılığı ve piyasalardaki durgunluktur. Genel Kurul’daki bir takım ağırlık merkezini ekonomiye dair tespitler ve somut gerçekler oluşturuyordu.

Seçime sınırlı zaman kalmışken ekonomide yapısal değişime yönelmek cesaret ister. ERDOĞAN, hem bu büyük cesareti ve kararlılığı gösterdi:

“Ülke ve Millet olarak haklımızı ilgilendiren her başlık önemlidir, ama insanımızın doğrudan günlük hayatına dokunan ekonomi konusu ayrıca ehemmiyetlidir.

Açık konuşmak gerekirse, ekonomi modelinde tercih değişikliğine durduk yere de gitmedik. Maç oynanırken oyun kurallarını bizim aleyhimize değiştirmeye kalkışmasalardı, belki bir müddet daha buna ihtiyaç duymayabilirdik.

Fakat Ülkemiz açık bir ekonomik saldırı ile karşı karşıya kalınca sınırlarımızı korumak için ne yaptıysak, darbelere karşı karşıya kalınca sınırlarımızı korumak için ne yaptıysak, darbelere nasıl karşı çıktıysak, buna da aynı tavrı sergiledik.” Cumhurbaşkanı ”Enflasyon konusundaki dengesiz yükselişten ve enflasyondaki fahiş artıştan kaynaklı refah kayıpları endişelerini ve beklentilerini gayet iyi biliyoruz. Bunların önüne geçecek tedbirleri ilk günden itibaren almaya başladık. Hiçbir vatandaşımızın enflasyonun altında ezilmesine izin vermeyeceğiz, inşallah“ diyor.

Allah iktidarın olsun, muhalefetin olsun, Ülkemizin refah ve kalkınması için mücadele veren yöneticilerimizin yardımcısı olsun.

Ülkemizin enflasyon ve tabi afetler gibi önemli sorunlarının çözümünde birlik ve beraberlik içinde olmasını diliyoruz.

Sağlıcakla kalın.