Biz kendimiz bir şey üretecek bilgi ve görgü birikimine sahip olmadığımızdan ürettiğimizi iddia ettiğimiz her şey bir kopya üründür…

Düşünün vahşeti ve ilkelliği bile kopya ederiz…

Kadın cinayetlerimiz kopyadır…

Bir zamanlar moda olan çoktandır kurtulduğumuz veya unutmaya çalıştığımız “kopya mafya” kimi zaman yine kıpırdanmaya başlayıveriyor.

Türkiye’de bir enflasyon gerçeğini kabul ederiz ama fiyat artışları TV’lerde muhalefet ediyoruz diye şişirilmiş fiyatlarda “kopya zamlar”ın gerekçesi olur…

Gerekçe hazırdır, “duymadın mı İstanbul’da fiyatlar nasıl? Savunması pek inandırıcı olmasa da sürekli yayınlarla bu kopya zamlar kemikleşir…

Yargı ve ceza sistemimizdeki zafiyet bu tür kopyalamalara kaynak aktarıyor…

Yönetim kademesindeki, kişilerin, sosyoloji ve toplum psikolojisi konusunda bilgi fukarası olması da bu işi körükleyen bir başka etken…

Fail diyor ki; ben bu haltı yerim, birkaç yıl içinde yatar çıkarım. Ondan sonra şanım yürüsün…

Bu kadar basit mi diyebilirsiniz…

Belki bu kadar basit değil ama işleyiş şekli böyle. Türkiye’nin sosyal dokusunu bozmaya çalışanların toplum mühendisliği; bu zafiyeti bildikleri i.in toplumsal cehaletimizden yararlanmaya çalıştığı kesin.

Benzeri  örnekleri çoğaltmak mümkün…

İşte size son bir kopya vahşet daha.;

Sözcü’den Can Çapar’ın haberi…,

“Hatay’da sokak müzisyenliği yapan Yusuf Karagündüz, içkili iki kişinin saldırısına uğradı. İstedikleri şarkıyı bilmediğini söyleyen Karagündüz’ün yüzünde içki şişesi kıran şahıslar karakolda "kafamız güzeldi, hiçbir şey hatırlamıyoruz. Biz sana mı vurduk abi" dedi.”    

Saldırıya uğrayan Karagündüz, ise şikâyetçi; Diyor ki; ”Suratımda kırıklar, kesikler, dikişler var. Sonuna kadar şikayetçiyim, mahkemeye vereceğim. Gereğinin yapılmasını istiyorum.”

xxx

Ankara’da,  üniversite mezunu 3 canavar tarafından katledilen müzisyen Onur Şener olayı bir çok  vicdan yoksunu bilgi fukarası kişiler tarafından kopyalanmaya başladı…,

Dileriz bu vahşi kopyalama sondur..

Yoksa kadınların vahşice katledilmesinden sonra birde bu  “ilkel vahşetle” yaşamak bizi kahredecek…