NATO ülkeleri Berlin duvarı yıkıldığında büyük bir zafer coşkusu içindeydi..

Soğu Almanya’da “kapitalist sisteme” teldim olmuştu, zafer kapitalimindi…

İnsanlar arsında duvar kalmamıştı artık.. Herkes sınırsızca özgürdü…

İnsanları birbirinden ayıran bu duvar, bir siyasal sistemin de sonuydu.

İnsanlık bu davarın çöküşüyle bayram etti.

Avrupa Ortak Pazarı, adını Avrupa Birliği olarak değiştirdi ve sınırları kaldırdı…

Umuda göre duvarın yıkılması; kin, nefret, ırk, din, mezhep savaşının da sonuydu…

Çünkü yıkılan duvar Hitler’in korkunç mirasının son kalıntısıydı…

Öyle mi oldu?

Önce insanlar arasında sosyal duvarlar örüldü. Sonrada fizikli duvarlar.. Avrupa kendi içinde birlik oldu, kendi dışındaki ülkeleri sömürmeye onları ezmeye ve yarı köleleştirmeye çalıştı…

İkinci dünya savaşının eziyetinden kaçan binlerce insan doğuya doğru kaçmıştı, kabul görmüşlerdi… Doğu insanı fakirdi ama ekmeğini onlarla bölüştü..

Yıllar sonra, bu kez doğulu insanının çocukları zenginleşen Avrupa’da ekmek ve umut aramaya çıktı…

Yolları kesildi, dayak yedi, göçmen kampı adında kurulan esir kamplarında salgın hastalıklara kurban edildi…

Hitlerin vahşetinden utanan insanlık bu vahşete seyirci kaldı…

İsrail daha 70-75 yıl önce kendisine kucak açan Filistinlilere karşı bir soykırıma girişti.. Sanki Hitlere olan öfkelerini birlikte yaşadığı insanlardan çıkardı.

Bu vahşetin adını “Avrupa’yı korumak” koydular…

Sonra da piyonlarını ortaya sürerek; yer altı ve yer üstü tüm kaynaklar bizim demeye başladılar…

Vahşi kapitalizmin Avrupa boyutu, kapitalizminde ötesinde bir vahşeti sahiplenmeye başladı…

Kendisi gibi düşünmeyen, kendisine karşı duran herkesi cezalandırmaya kalkıştılar…

Bunu yaparken de “özgürlük ve demokrasi” dediler…

“düşünce özgürlüğü” adı altında başka inançları ve toplumları aşağılamayı seçerek, saygın bir değeri ayaklar altına aldılar..

Hatta daha da ileri gittiler sınırlarına birer Çin Seddi yaptılar…

Önce gelişmekte olan ülkelerin iyi eğitim görmüş olanlarını doktorları, mühendisleri götürdüler, sonra kendi milletinin yapamadığı pis işleri yaptırmak için en alt sınıfı yeni 21 yüzyılın kölelerini aldılar…

Türkiye ise tuzağına düştüğü enflasyon canavarının insanlarımızı iliğine kadar sömürmesine rağmen gelen 11 milyonu aşkın kişiyle ekmeğini paylaştı…,Şikayet çok, ama olay da yok…

Yapılan tartışmalar komşu kavgasından öteye geçmedi..

Milli şairimiz Mehmet Akif’in söylediği söz doğrulandı bir anlamda;

Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar…

Umudumuz yeni neslin insani değerleri ile bu çürük dişi çekmesi…

İşte o zaman duvarlar gerçekten yıkılacak…