FARUK KORÇA

FARUK KORÇA

DİPLOMALI İŞSİZLER

Diplomalı işsiz gençlerimizin sayısı hızla artıyor. Bu rahatsız edici bir tablodur. Bir, hatta iki diploma sahibi olan gençlerimizin bile işsiz kalması tedirgin edici boyutlara ulaşmış durumdadır.

Peki, bu ikilemden nasıl kurtulup, diplomalı gençlerimizin iş-güç sahibi olmalarını sağlarız? Hem kendileri ve hem de Ülkemiz için katma değeri yüksek iş gücü haline gelmelerini nasıl sağlarız?

İlk önce üniversitelere olan aşırı talebi azaltmak gerekir. Ciddi bir planlamayla diploma-odaklı eğitimden vazgeçip, üretim-odaklı eğitim anlayışını benimsemek gerekir. Bunun yolu iyi bir mesleki eğitimden geçmektedir.

“Benim diplomam var” diyen gençler yerine “Benim şu mesleğim var” diyen gençler yetiştirmeliyiz. Bunun sırrı da gençlere yapamadıkları mesleği iyi öğretmek ve sevdirebilmektir. Hiç kimse sevmediği bir işi iyi yapmak istemez. Bu nedenle de mutlu ve başarılı olması mümkün olamaz.

Bu nedenle mesleki eğitime bakış açımızı değiştirmeli, meslek yelpazemizi, değişen dünya koşullarına, Ülkemizin kalkınma plan ve hedefine göre yeniden düzenlemeli ve olabildiğince genişletmeliyiz.

Her çocuğun başarılı olabileceği bir alanın mutlaka olduğunu düşünerek doğru eşleşmeler yapılmalıdır.

Çocuklarımızın tahsil sonrası diplomalı işsizler grubuna katılmaması için yeni öğretim yılının başladığı ilk günlerde öğretmelerimiz başta olmak üzere velilerimiz ve çocuklarımızın üzerlerine düşen görev ve sorumlulukları yerine getirmeleri gerekir.

Öğretmenler, okulun ilk haftasında çocukların okulda zorlanmamaları, strese girmemeleri ve kolay adapte olabilmeleri için, öğrencilerine karşı anlayışlı olmaları ve sevecen bir tutum sergilemeleri çok önemlidir. Öğrencileri derse katılım için motive etmeye yönelik etkinlikler düzenleyerek etkili olmalıdırlar. Yaz tatilinden dönen öğrenciler becerilerinde gerileme yaşayabilirler. Öğretmenler bunu başarısızlık olarak değerlendirmemeli, bunun için hazırlanmış bireysel programlar uygulayıp velilerin de desteğini alarak uygulanmasını sağlamalıdırlar. Değişimler öğrencileri etkileyebilmektedir. Öğrencileri ilk haftalarda ödevlere boğulmaktan kurtulmalıdır.

Velilerin çocukları ile diyalog kurması oldukça önemlidir. Ailelerimizin, sadece ödevlere bağlı kalmadan, evdeki öğrenme süreçlerinde pekiştirici rol üstlenmeleri, çocukların okula olan uyum süreçlerini kolaylaştırır. Öğretmen tarafından verilen ödevlere ve ders sonrası etkinliklere aileler de katılım sağlamalı ve çocuklarını teşvik etmelidirler.

Yüz-yüze sosyalleşme olanakları yaratılmalı, ailelerin dijital ortamdan sonra gerçek hayattaki iletişimi geliştirebilmeleri için yeni aktiviteleri ve yüz-yüze arkadaşlıkları teşvik etmeleri gereklidir.

Öğrencilerin artık biyolojik ritimlerini düzenlemeleri gerekmektedir. Kitap okuma, okul ödevi değildir. Çocukların okul sonrası arkadaş çevresinde okuma faaliyetlerini geliştirmeleri, okullar açıldıktan sonra çevrelerinden kopmamaları, okul dışında arkadaşlıklar ile vakit geçirmeleri gereklidir.

Yeni eğitim-öğretim yılının değerli öğretmenlerimize, geleceğimizin teminatı olan evlatlarımıza ve fedakâr velilerimize hayırlı olmasını dilerim.

Sağlıcakla kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
FARUK KORÇA Arşivi