ASIM ÇALIK

ASIM ÇALIK

BİR KAHVENİN KIRK YIL HATIRI VAR

Jesus Usta'nın mutfağında karışık sebzeli türlü yemeği vardı. Kale ve defans sabah kahvaltısı gibiydi haftalardır. Fiks menu! Merkez ve ön bölge yine sürpriz değisiklerle gözlerimizin önündeydi. Arao geldiğinden bu tarafa ilk defa bençdeydi. Hafızam beni yanıltmıyorsa İsmail - Mert - Kahveci ilk defa bir aradalardı. Kadroda tek sırıtan Lincoln'dü bence. 4'ü için orta sahanın solunda fena seçim olmayabilirdi.  Brezilya'nın top kayıplarında ve geri dönüşlerde arkasında Ferdi veya Alioski olacaktı. Fakat 3'lü sistemde defansda rakip atakları savunurken ve geriye koşularda Lincoln'u sol bek olarak düşünmek olsa olsa bir futbol garipliği olurdu herhalde. Bakalım Fener’in sol tarafı savunmada Lincoln'le nasıl pozisyon alacaktı.

Rennes seyircisi atesliydi. Hiç susmuyorlardı. Ev sahibi de hızlı başladı ama Altay ve defans iyiydiler. Fenerbahçe önce Batshuayi ile tabelayı değişitiremedi. Bence bu tarz maçlar için çok önemli bir fırsattı. Sonra İrfan'la skor tabelası değişti ancak Batshuayi ofsayta takılmıştı. Bu arada Kahveci Mandanda'nın kurtaramayacagğıbir şutla bulmuştu golü. Yazık oldu doğrusu. Sonra King yokladı kaleyi ama skor yine değişmedi. Başbaş bir mücadele izledik ilk yarıda.

BIKMAMAK ve SABRETMEK

Fransızların golleri ard arda gelirken Fenerbahçe neye uğradığını şaşırdı elbette. Futbolcular sahada, kimi taraftar tribünde, kimileri de televizyonlarının başında şaşkına dönmüştü sekiz dakika içinde gelen gollerle. İkinci golde Peres sakatlanınca Alioski'nin oyuna girişiyle beraber Fenerbahçe ister istemez dörtlü defansa döndü. Çok geçmeden Kahveci yine harikulade bir gol attı. Kalan yarım saate tek farklı geride girmek olabilecek en iyi senaryoydu.

Jesus üç oyuncu birden değiştirerek maça ortak olmak istedi. İrfan'ın golünden sonra Fenerbahçe başka tehlike yasatamadı rakibine. Aksine 73'de Bourigeaud'un şutunu kurtaran Altay belkide oyunun dönüm noktasına imza atıyordu. Futbol işte bazen hayat gibi neler yaşayacağınızı bilemiyorsunuz. Son dakikaydı. Penaltı oldu. Fransızlar kazandık derken bir puana razı oldular. Bir Türklersen düdükten sonra doyasıya keyfini çıkardık deplasmanda kazanılan puanın. 

Gecenin Notu: Jesus ideal 11’im yok demişti. Amacı herkesi hazır tutmaktı. Lincol’ü bile çakı gibi asker yapmıştı. Elinden geliğince defansına yardım etti. Fenerbahçe’de işler şimdilik yolunda. Oynayanlar da oynamayanlar da mutlu. Bir de Jesus’un tebrik edilmesi gereken bir nokta var. Kim oynarsa bireysel olarak hazır ve takımı için de hazır. Hangi oyuncu formayı kaparsa kapsın Fenerbahçe’de sistem değişmiyor ve hocanın dedikleri uygulanmaya çalışılıyor. Tebrikler Jorge Jesus’a. Parabens Senor!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
ASIM ÇALIK Arşivi