CHP Malatya M.V. Veli Ağbaba, gençlere verdiği sözü tutup 19 Mayıs şenlikleri kapsamında şehrimize Gripin'i getirmiş.

Bu bir hap değil.

Gripin bir müzik grubu.

Grubu bilmem etmem tanımam. Konserlerine gitmişliğim de yoktur.

Köye dönmüş şehrin ayakta kalmış nadir caddelerinden biri olan İnönü Caddesi üzerine konan reklam panosundaki afişe göre grubun kolları dövmeli, elleri gitarlı...

Afişin altına ise siyasetçi Veli Ağbaba babaların sözlerini tuttuklarına vurgu yapan bir baba olarak imzasını atmış.

Sosyal medyaya baktım; grubun hayli takipçisi var. Yorumları okudum; yürek yakan beğeni sözleri...

Renkler ve sesler tartışılmaz. Herkesin bir beğenisi var.

Elbette gençlerimizin beğenisine de saygımız var.

Büyükşehir Belediye binası arkasında sunulan konsere gidemedim. Gününü şaşırmıştım.

Aslında artık ben genç değilim. Geçmişe biraz da yürek burukluğuyla bakan yaşlı bir adamım... Bu tür etkinliklere çekinceli bakıyorum...

Bizim zamanımızda, gençliğimizde gençlere böyle gitarlı mitarlı kolu dövmeli, burnu hızmalı alnı sızmalı sanatçılar konser verilmezdi.

Bizim zamanımızda her biri hakiki birer baba olan Mahzuni, Cem Karaca, Barış Manço vardı..

Bizim zamanımızda Ruhi Su vardı...

Orhan baba, Müslüm Baba, Ayağında Kundura vardı.

Sonra Neşet Ertaş vardı bizim zamanımızda.

Veli AĞBABA hatırlar mı bilmem ama bizim yürüyüşlerimizde 1 Mayıs, Enternasyonal marşları, Çırpınırdı Karadeniz, Zahid bizi tan eyleme... Hasrete varır yolumuz... söylenirdi...

Kimimiz sağcı, kimimiz solcu, kimimiz de futbolcuyduk. Ama biz biz idik, biz bize benzerdik.

Dün enflasyon kasıp kavururdu, bugün de kasıp kavuruyor...

İşsizdik dün ; bugün de işsiziz...

Her zaman gökten ateş yağsa, pahalılık halkı can evinden vursa, şehirlerimiz yerle yeksan olsa da, şehrimizin insanı vakur; aç gezer tok sallanır...

Güngörmüş yaşlı emeklilerimiz bu emekli maaşlarıyla, günlerini yarı aç, yarı tok geçirse de kızlarımız, kadınlarımız adım başı acılan güzellik/ spa merkezlerini ziyaret etmeyi ihmal etmez...

Malatyalı'nın yüzü gözü toz toprak içinde. Tanınmaz halde.

Siyasilerin hiç umurunda değil...

Netekim, baba lakaplı Demirel dahi, pahalılığı, enflasyonu, işsizliği, değişmez bir kader olarak sunmuş, sonunda buradan gelip geçmişti.

Şimdi halk partili en hakiki halk partili bir siyasetçi olan Veli AĞBABA, meclis kürsüsünden bağırıp çağırıyor, mangalda kül bırakmıyor !

Bir halk partili, bir grup başkan vekili olarak halka insan haysiyetine yaraşır bir hayat sözü verseydi.

Gripin getirmeyi vaad etmiş. Gripin yasadığımız bu salgına ne yazar?

Siyaset, tepeden tırnağa hamaset!..

Son depremden kurtulabilenler hemen hemen genç. Şehirde eski dostlarımla, arkadaşlarımla, yaşıtlarımla karşılaşamadım...

Neredeler?..

Kederliyim... Sesleniyorum; bekliyorum... Ses yok ! Bekliyorum, kulağım sizde; çocukluk ve gençlik arkadaşlarım sizler; Ahmet, Basri, Necat, Vedat, Memet...