MEHMET AYCAN

MEHMET AYCAN

BİR DEVDEN 17 ÖĞÜT

Tolstoy dünya edebiyatının en önemli yazarlarından  Türk edebiyatını da derinden etkilemiş bir evrensel bir yazar..

Türk edebiyatının Tolstoy’la tanışması on dokuzuncu yüzyılın sonunda olmuş. Yeni harflerin kullanımına başlayıncaya kadar birçok eseri eski harflerle yayınlandı.. Bunlardan bilinebilen ilk kitap Madam Gülnar’ın çevirdiği “Familya Saadeti” adlı eserdir. 1891 tarihini taşıyan bu yapıtın aynı çevirmenle yeni harflerle basımı yapılmadı. Ancak M.E. Gözlü tarafından 1977 yılında Aile Mutluluğu adıyla yeniden yayımlandı. Öte yandan Tolstoy’un edebiyata getirdiği iç gerçek, Peyami Safa’dan Ahmet Hamdi Tanpınar’a, Yusuf Atılgan’dan Oğuz Atay’a birçok romancımızı etkilemiştir.

Tolstoy, hayatı boyunca köylüler gibi basit ve huzur içinde yaşamak istedi. Ancak aradığı huzuru, ölürken buldu. Neredeyse hepimizin bildiği, okuduğu, etkilendiği yazar Lev Tolstoy, 20 Kasım 1910’da hayata gözlerini yumdu.

Tolstoy, yazdığı eserlerle birçok insanın hayatına dokundu, birçok yazara ilham verdi.

Tolstoy’un huzursuzluğunun temelinde evinde yaşadığı sorunlardı. Tolstoy’un evi terk edişinin ardından karısı kendini göle atarak intihar girişiminde bulundu ancak kurtarıldı. Kızlarına kocasının nerede olduğunu söylemeleri için yalvarsa da, Tolstoy eşinin onu bulmaya çalışmasını istememiş. Kızları Tatiana ve Sasha (Alexandra) yerini bilse de babalarına verdikleri sözü tutarak asla anneleriyle söylemediler.

Huzur içinde yaşama veda etmek isteyen Tolstoy aradığı huzuru İstanbul’da bulacağına inanarak huzuru bulmak üzere yola çıkıyor.  Tolstoy trene biniyor karda kışta ve Astapovo istasyonuna gelince rahatsızlanıyor. İstasyon yakınındaki bir motele yerleşiyor ama, havanın soğukluğu iyi davranmıyor Tolstoy'a. Zatürre oluyor. Hastalıkla boğuşurken, Astapovo istasyonunda olduğu haberi gazetelerde yerini alıyor elbet. Halk Tolstoy'un yanında olmak istiyor, akın akın insan geliyor. Eşi Sophia Tolstoy da dahil. Ancak içeri almıyorlar kimseyi, özellikle Sophia Tolstoy’u. Dedik ya huzurlu ölüm istiyor diye, bu huzura Sophia Tolstoy dahil olmasa gerek. Tolstoy, kızı Tatiana’nın odasına girmesine izin veriyor ancak eşi Sophia giremiyor. (Wikipedia)

Zatürresi iyice ilerleyen Tolstoy, 82 yaşında, 20 Kasım’da direnmeyi bırakıyor ve teslim oluyor ölüme. Tam istediği gibi, küçük, eski, sade bir odada, huzurla ve sakince. Onu motelin dışında uğurlayan sayısız insan, yaptığı sayısız iyilik ve dokunduğu yüzlerce yürekle. Ölürken aklında olan “acaba köylüler, onlar nasıl ölürler?” sorusu ile.
 Ömrünün  son günlerini  İstanbul’da  geçirmek isteyen  ve vasiyetinde  mezarına  haç  konulmasını istemeyen,  İstanbul'a  gelirken  Bulgaristan'da  bir tren garında ölen Rus edebiyatının dev ismi Tolstoy’un hayatı sorgulatacak ders niteliğinde 17 sözü bugün bile hala güncelliğini koruyor.. İşte o 17 söz; 

1. Öyle horozlar vardır ki, öttükleri için güneşin doğduğunu sanırlar.

2. Hayat ne gideni geri getirir, ne de kaybettiğin zamanı geri çevirir. Ya yaşaman gerekenleri zamanında yaşayacaksın, ya da yaşamadım diye ağlamayacaksın.

3. Bozuk para insanın cebini deler, bozuk insan da kalbini. Bu yüzden harcayın ikisini de gitsin.

4. İnsanı bedenen ameliyat etmek için uyutmak, ruhen ameliyat etmek için ise uyandırmak gerekir.

5. Herkes insanlığın kötüye gittiğini kabul eder ama, hiç kimse kendisinin kötüye gittiğini kabul etmez. Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür ama, hiç kimse önce kendini değiştirmeyi düşünmez.

6. Varlığı bir şey kazandırmayan insanların, yokluğu hiçbir şey kaybettirmez.

7. Ne diye şeytana kızarsın? Bir iyilik yap da, o sana kızsın.

8. Bil ki, yaşadıklarınla değil yaşattıklarınla anılırsın. Ve Unutma; ne yaşattıysan elbet bir gün onu yaşarsın.

9. Bir insanı bulunduğu mevkiiyle değil, göz koyduğu mevkiiyle ölçmek gerekir.

10. En güçlü iki savaşçı sabır ve zamandır.

11. Bir insan acı duyuyorsa canlıdır. Başkasının acısını duyuyorsa insandır.

12. İnsanın gerçek gücü sıçrayışta değil, sarsılmaz duruştadır.

13. Kendi mutluluğundan başka hedefi olmayan insan kötüdür.

14. İnsanların çoğu onu yapıyor diye yanlış, yanlış olmaktan çıkmaz.

15. Kimse, kimseyi küçümseyecek kadar büyük değildir, bilmelisin. Küçümsediğin her şey için gün gelir, önemsediğin bir bedel ödersin.

16. Birine çamur atmadan önce iyi düşün ve sakın unutma, önce senin ellerin kirlenecek.

17. Başkalarının hayatından ders alın. İnsan, bütün hataları kendisi yapacak kadar uzun yaşamıyor.

 ….

Bu öğütler bugün de geçerli değil mi diye sormak gerekiyor. Elbette bir de bu anlatıların sosyolojik sorgulaması var…

Sorgulamak ve düşünmek…

Tolstoy bugünde eserleriyle bu eylemi gerçekleştiriyor….

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
MEHMET AYCAN Arşivi