Merhaba Tanju… 3 yıl oldu sen gideli… Türkiye çok değişti….

Yani; yanlış anlama değişti derken, geriye doğru giderek değişti…

İyi ki görmedin sen bu günleri.. Yoksa kafamı fena ütülerdin yoksa…

Sanki ikimiz kalmıştık koca Türkiye’de bu işleri düşünen…

Oysa koca koca bilim insanlarımız, akademisyenlerimiz, kanaat önderlerimiz ve de eşi enderdi benzeri olamayan siyasetçilerimiz var…

Sen “ bu ahvali” onlara değil; mutlaka bana sorardın. Sonrada oturup çözüm arardık, sanki bize dinleyecek olan varmış gibi…

Öfkelenirdin, iyi ki görmedin bu günleri,,,,

Düşünsene Tanju… Sen bu ülkeyi “dost ayakları” ile işgal etmek isteyenlere karşı kavgalar verdin, mapushanelerde yattın…

Şimdi işgal serbest, artık elini kolunu sallayan “sığınmacı- göçmen” diye geliyor. Bunların bir yarısı da sokakları talan ediyor gık çıkaran yok…

Dokunmayın “onlar din kardeşlerimiz” diyorlar.

Bir de onların bakiye yurttaşlarımız,(eskiden kalma) olduğunu yani doğal vatandaşlarımız olduğunu öne sürenler var. Malum eskiden Suriye Osmanlı toprağıydı.

Yalnız Afganistan’ı anlamadık…

Bir de Türkiye’den mal mülk alıp vatandaş olan “kırmızı bültenli” yurttaşlarımız var… Onlarda sokaklarda birbirini öldürüyor…

Bir de halen birbirleriyle savaşan Rus ve Ukraynalı vatandaşlarımız var; vizesiz turist vatandaşlarımız.. .Arada bir gidip geliyorlar ülkelerine.

Onlar Antalya’da Alanya’da kardeş kardeş yaşıyorlar. Arkadaşları ise cephede…Ancak mahallerine Cumhuriyet Bayramında Türk Bayrağı asılmasından rahatsız olmuş beyzadeler, şikayetçi olmuşlar, belediye başkanı da inadına daha büyük bir bayrak asmış…

Ancak başka bir sorun daha var; bunlar hem Türkiye’de yaşıyorlar ve bu ülkenin İstiklal Marşı’nın okunmasından rahatsızlar. Hatta daha ileri gidip bizi ırkçı olmakla suçluyorlar…

Birde bizim asli vatandaşlarımız var. Harbiden Türk…

Bunlardan fenomen olanları güzellik salonu açıp trilyoner oluyor sonra “krem sattık milyon dolarlar kazandık,” diyorlar…

Hiç böyle bir akıl vermedin sen Tanju.. O kadar da söyledim sana; bu yazıp çizmekle bir şey olunmuyor… Bir şeyler düşün diye…

Sende topu hep bana attın… Yani anlaşamadık…

Neyse bu harbi vatandaşlarımız önce “tik tok” şovu fenomeni oldular sonra kazandıklarını iddia ettikleri bu paraların bile vergisini vermeyecek kadar da aç gözlü çıktılar…

Elbette şimdi sen soracaksın bu “tik tok” ne diye… Dedim ya çok değişti. Bu dünya.. Bu tik tok’ta soyunuyorsun para kazanıyorsun, görgüsüzlüğünü sergiliyorsun para kazanıyorsun…

Valla bak bu tik tok ta “ikimizin sözlü kavgaları, hani ekranlarda gerçek anlamda yaptığımızdan kavgalar ” bize de iyi kazandırdı yani(!)..

Tüh be eken gittin be Tanju…Ne güzel bizde zengin olacaktık…

Tabi bu fenomenlerin başlarına dolardan bigudi yapanları var Düne kadar evlere temizliğe giden karısına” ferrari “ alan görgüsüz kocalar (!) türedi. Tabi biz bunları tik toktan öğrendik….

Sonra halkımız bu zenginlikleri kıskandığını yüksek dille söylemeye başlayınca “bunlar kara para aklıyorlar” diye hepsini içeri attılar… Mallarına el koydular.. Valla o arabalarda gözüm kalmadı değil hani...

Biz metrobüsler de nefes almaya çalışırken yani….

Neyse; bazıları uyanık çıktı önceden haberlilerdi galiba veya önsezileri (!) güçlüydü hemencecik ABD’ye tüymüşler. Birisi 2 milyon dolara Miami'de malikane almış, birisi New York’ta daha tok gözlü davranmış Türkiye’den şavulladığı (argoda; oradan buradan yasal olmayan yollarla almak) paralarla ABD’de 200’er bin dolardan 10 ev almış…

Yani senin anlayacağın her iki güzel hatun de kendi ifadelerine göre şavulladıkları milyon dolarlık 2’şer milyonunu ABD’de meskene yatırmış.

Elbette kendilerine de birkaç milyon dolarcık cep harçlığı ayırmışlardır…

Ha bu arada Türkiye’deki mallarına mülklerine el konmuş; önemli değil zaten haydan gelmiş huya gitmiş oldu..

Bir de malum banka müdüresi meselesi var. Banka müdiresi Allahtan güzel hatun… O da kancayı futbolculara takmış “size acayip paralar kazandıracağım acayip faizler vereceğim” demiş hepsini kafalamış.

Yani onları bir nevi tefecilik yapmaya teşvik etmiş… Sonrada paraları iyi etmiş.. Deniyor ki 45 milyon dolarla kaçabilirdi kaçmadı demek ki iyi niyetli(!)

Elbette iyi niyetli, bizim gazeteci şürekası ve çok bilmiş hukuk alimleri kadına 150-200 yıl hapis biçiyorlar ama kadının yasal yönüyle bir cezası yok gibi veya çok az gibi duruyor. Çünkü ortada belge falan yok.. Zira tefede tüfe de belge olmaz… Bir müsvedde kağıdına atılmış bir imza o kadar…

Tabi bu arada tefecilik yapmaya soyunan futbolcular paraları kaybettikleri hayalleri suya düştüğü için “mağduru”u oynuyor. Oysa tefeciliğin de suç olduğundan pek söz edilmiyor..

15 günde yüzde 40 faiz almanın adı ne ola ki;;…

Fazla uzattım galiba Tanju yine kafanı şişirdim…

Bizim bu dünyada “o biçim kafa buluyoruz” bunlarla…

Ha birde Arabayla insanları ezip öldüren Somali Cumhurbaşkanının oğlu ile Yemenli eski bir bakanın oğlu var… Biri firarda, öbürü de sözde ev hapsine alındı..

Dedikoduya göre Somali Cumhurbaşkanı oğlunun kaçmasına göz yumulduğu için Türkiye'ye teşekkür etmiş…

Son bir haber daha sana, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ankara’da kiracısı olduğu evin sahibi eski milletvekili Ankaragücü Başkanı Koca, Türkiye'nin Avrupa da maç yöneten tek hakemini maçtan sonra fena dövdü, hastanelik etti.. Fazla dedikodu yaptık bu kadar yeter…

Bizim dünyada işler böyle işte… Bu yıllık bu kadar……

Bunlar son günlerin haberleri. Hadi eyvallah …