FARUK KORÇA

FARUK KORÇA

SİYASET TECRÜBE İŞİDİR

Bir siyasi partiye genel başkanlık yapabilecek çok insan çıkabilir, ancak lider olabilecek insan bulmak zordur. O insan, her türlü riski göze alıp, ortaya çıkıp, kendisini kabul ettirmesini bilir. ATATÜRK başta olmak üzere, MENDERES, DEMİREL, ECEVİT, ERBAKAN, ÖZAL ve ERDOĞAN lider olduklarını ispatlamış, her türlü zorluğun üstesinden gelmiş şahsiyetlerdir.

Eğer bir genel başkan sabrı tükenip de seçim sathı mahalline girilirken beraberindekilere “Yanımda mısınız?”, “Arkamda mısınız?” diye kamuoyu önünde soru soruyorsa ve alacağı cevaba güvenerek aday olmayı düşünüyorsa, kendisini ve partisini büyük bir riske atıyor demektir. Zira beraberindeki insanların “Yanımda mısınız?” sorusuna kamu önünde “Hayır” demeleri mümkün değildir. Tabii ki, ”Yanındayız” diyecekler. Aksini söyleyen kişinin artık bu partide kalması ve tekrar milletvekili olabilmesi mümkün değildir.

Bu nedenle bu gibilerin “Hayır, yanında değiliz” demeleri mümkün değildir. Bunlar susar ve cevap vermezler.

Ama herkes bilir ki, hemen hararetle cevap verenler, vefa, minnet ve sadakat sergileyenler, zaten zanlı kişilerdi ve bu soru onlara sorulmuştur.

Beyefendi yanında olup, olmadığınızı hissetmek istiyor.

Kemal Beye “Bravo komutan!” deyip, onu çıktığı yolda yalnız bırakanlar kendi sicillerini de bozdular. Adaylığına baştan açıkça karşı çıksa idiler mesele kalmazdı. Ama yumurta kapıdayken kıvırmak pek hoş olmadı.

KILIÇDAROĞLU’nun bu birliğin komutanı olarak, tam sefere hazırlanırken, “Yanımda mısınız?” diye sorması sadece yanlı olmayanları harekete geçirir, bu da girilecek mücadeleye zarar verir.

KILIÇDAROĞLU böyle bir tehlike ile karşı karşıya ise, “Ne yapılabilir?” diye sorarsanız, haddim olmayarak ve tecrübelerime güvenerek ben olsam bu gibi güvensizlik veren kişilerle başa baş görüşür, neden böyle davrandıklarını öğrenirdim, ya onları ikna eder, ya da partiyi Olağanüstü Genel Kurul’a götürüp, sorunu orada çözerdim.

KILIÇDAROĞLU bir kısım çevrelerin ve basın mensuplarının yaptığı açıklamalara güvenerek parti grubunun tam desteğini aldığını zannediyorsa yanılıyor. Kamuoyu araştırmalarına da fazla güvenmemeli, zira karşısında on bir defa seçim kaybettiği ve yirmi yıldır iktidarda olan bir lider var. Bu arada KILIÇDAROĞLU açıklamalarıyla İyi Parti’de rahatsızlık kaynağı olan milletvekilleri ile de bire bir görüşerek onlara ayar vermeye çalışıyor. Şu anda C.H.P.’nin görüntüsü ve havası tek ses, tek yürek şeklinde. Nasıl olmasın ki, “Seçim” denilince söz konusu olan sadece Cumhurbaşkanlığı Adaylığı değil, parlamento yenilenecek ve mevcut vekillerin hepsi devam etmek niyetinde. Teşkilatın hemen-hemen hepsi milletvekili olmak istiyor.

KILIÇDAROĞLU partisinin kendisine olan desteğini kamuoyuna ispatlamaya çalıştı, ancak net olarak adaylığını açıklamıyor, altılı masayı ikna edebilmek için bu taktiğe başvurdu. Şimdi altılı masayı ikna edebilmek için Amerika’ya gidiyor. KILIÇDAROĞLU’nun ortak aday olmasının önündeki en kritik onay verecek kişi AKŞENER. Onun net onayı çıkarsa, diğerlerinin itirazı olamaz. KILIÇDAROĞLU’na göre bu hamleler doğru görünse de buna sokaktaki seçmenin bakışı çok önemli. Seçmen bütün bunları yadırgayabilir. Çünkü bu zafiyet olarak da algılanabilir. Problem olan, partideki insanlara ve çeşitli adreslere tehditler savuruyorken, onlarla problemin var, ama zorlamayla bu iş kamuoyu açısından zamanla yadırganabilir.

Kısacası, öyle ya da böyle KILIÇDAROĞLU’nun adaylığını konusunda C.H.P. tek ses ama 6’lı masanın bu işe nasıl bakacağı, ne diyeceği soru işareti. AKŞENER’den her ne kadar vefa içerikli sözler gelmiş olsa da, Ekrem İMAMOĞLU’nda olduğu gibi bundan sonraki adımları kestirmek zor. İlerleyen zamanda farklı sesler yükselmeye başlayabilir.

Netice olarak, mevcut adayların Cumhurbaşkanı seçilebilecek kişide aranan kriterlere dikkat etmesi gerekir. “KILIÇDAROĞLU ve diğerleri bu kriterlere uygun mudur? Değil midir? Ona bakmak lazım. Adayın ana muhalefet partisinden olması önemli olup, seçilebilecek bir aday tespiti daha önemlidir. Ana muhalefet partisinde bu kriterleri taşıyan az sayıda da olsa insan var. Daha önce de söylediğim gibi bunu tespit edecek çalışma yapılmalıdır. ERDOĞAN ve Cumhur İttifakı önemli projeler üretiyor ve başarılı hamleler yapıyor. Cumhur İttifakı’nın başında yirmi yıldır iktidarda olan ve hiç seçim kaybetmemiş çok tecrübeli bir lider var. Onunla yarışabilecek, liderlik vasıflarına sahip bir aday bulmak için fazla vakit kalmadı. İsmi geçen kişilerden biri aday olacak ise, bugün yarından iyidir. Bu karar fazla vakit kaybetmeden verilmelidir. Rahmetli DEMİREL’in “Siyasette 24  saat bile uzun zamandır” sözü yanlış değerlendirilmemelidir. Bu söz aday tespiti için söylenmiş bir söz değildir. 

Siyasette her kişi ve kuruluş kendini yeterli görür ve kendini beğenir. Ama siyasette tecrübe çok önemlidir.

Biz de tecrübelerimize güvenerek siyaset yapanlara tecrübelerimizi aktarmak istiyoruz. Ama kendi bildiklerinin doğru olduğunu sananlar, yerinde saymaya devam ederler. Bundan hem kendileri, hem de Ülke zararlı çıkar. Bu cennet gibi Ülke bu yüzden değil midir ki yüz yıldır arzu edilen düzeye ulaşamadı

Bizden söylemesi, takdir sizlerin.

Sağlıcakla kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
FARUK KORÇA Arşivi