FARUK KORÇA

FARUK KORÇA

MESLEK ADABI

Meslek edinmenin ve doğru meslek edinmenin, hayattaki en önemli aşamalardan biri olduğu aşikâr. Ama seçtiğimiz meslek ne olursa olsun, işin esası, mesleği severek yapmaktır. Çünkü severek yapılmayan her iş, eninde sonunda memnuniyetsizliğe yol açar ve o mesleği değiştirmek zorunda kalınır ve zaman kaybedilir, yeni bir meslek edinebilmek zorlaşır.

Gelin meslek tercihini ve kazanç beklentisini hayatın yegâne anlamı gibi görmekten kaçınalım.

Gençlere her işte önceliğin dürüstlük ve işini iyi yapmak olduğunu öğretelim.

Eğer saadet sadece parayla ve mevki sahibi olmaktan gelseydi zengin olanların hiçbir derdi-tasası ve gönül sıkıntısı olmazdı.

Dinimiz meslek sahibi olmaya büyük önem vermiştir. Kur’an “Herkes, kendi mizaç ve meşrebine göre iş yapar. Âlimler, insanların farklı özellikler ve yeteneklerle yaratılmış olması sayesinde medeniyetin mümkün olduğunu, aksi düşünüldüğünde herkes en iyisi olarak görülen bir meslek veya iş gurubunu tercihe yönelir ve diğer gerekli işleri üstlenilecek kimse kalmazdı“ derler.

Hz. Peygamber hangi meslek olursa olsun, yapılan işin en iyi şekilde yapılmasını övmüş, helâl kazanç elde edilen hiçbir mesleği hor görmemiş, uzmanlığa daima saygı gösterilmesini öğütlemiştir.Gençlerin yeteneklerine uygun işlere yönlendirilmesini tavsiye etmiştir. 

Bu konuda görev ailelere ve Milli Eğitim Bakanlığına görev düşmektir. Ağaç yaşken eğilir, tahsil hayatı esnasında çocuğun yeteneği tespit olunmalı ve ona göre yönlendirme yapılmalıdır.

Meslek ahlakı dinimizin temel taşlarından olup, dürüst olmak sözünde durmak, yalan söylememek müşteriyi aldatmamak, rüşvetten ve kayırmadan kaçınmak gibi erdemler, her mesleğin vazgeçilmez doğruları olduğu dinimizce emrolunmuştur. Bu anlayış, mesleki yeterliğin yanında ahlaki yeterliliği de hedefleyen ahîlik teşkilatını doğurmuştur.

Eğitimcilikten hekimliğe kadar pek çok mesleğin etik ilkeleri zamanla yazılı hale gelmiş, bu esaslara uymayanlar meslek odalarınca cezalandırılmaktadır.

Geçmişte peygamberimiz ve padişahlar bazı mesleklerin piri olarak anılmaktadırlar. Kral olan Hz. Davut, tüm ihtiyaçlarını devlet hazinesinden karşılarmış, Cebrail’in onun bu halini kınaması üzerine Davut Peygamber, Allah’a dua ederek kendisine gelen vahiyle demircilik mesleğini ve zırh yapım sanatını öğrenmiş, yani ne maddi imkânlar ne de manevi mertebe yeterli olmamış, Hz. Davut’un bile elinin bir meslek tutması beklenmiştir.

Hz. Peygamber çocukluk ve gençlik çağlarında çobanlık yapmış ve ticaret mesleğini seçmiştir.

Hz. Adem ilk çiftçi imiş, Hz. Nuh gemi yapımcılığının, Hz. İdris terzilerin, Hz. Zekeriya marangozcuların ve Hz. Lokman da eczacıların ve doktorların piri imiş. Osmanlı Padişahlarının da mutlaka bir meslek sahibi olmalarına özen gösterilmiştir. Yavuz Sultan Selim ve oğlu Kanuni Sultan Süleyman mahir kuyumculardı. I. Mehmet yay ve kiriş yapımcısı, II. Abdülhamit ise mobilya ve sedef kakma sanatında usta bir zanaatkârdı. Dinimizde belirli bir meslek aracılığı ile para kazanmak makbul görülmüş, Peygamberlerimiz ve padişahlarımızlar buna riayet etmişler mesleklerinin piri olarak anılmışlardır.

Resulullah bir hadisinde şöyle buyurmuştur;

“Kesinlikle hiç kimse elinin emeğinden daha hayırlı bir yemek yememiştir. Allah’ın peygamberi Davut da kendi elinin emeğini yiyordu.”

Sağlıcakla kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
FARUK KORÇA Arşivi