Malumu Aliniz,  ben  sedef  ile tedavi hususunda  balıklara başvurmuş idim. Balıklar ait oldukları yerden süzgeç ile alınıp içi ılık su dolu naylon kovalara , kovalar ile de suyu 30 dereceye ayarlanmış küvetlere aktarılmakta  idi. 

Küvete  atılan işçi balıklar, deri üzerindeki kepekleri koparmakta idi.

Lâkin son gidişte  balıkların, halsiz ve baygın olduklarını müşahede ettim. 

Bunu yan küvetteki  on bir yaşındaki çocuğa sordum. Kara çarşaflı nenesi de  bu  görüşüme şahadet etti; Vallahi öyledir, dedi. 

Fedakar nine  buraya bir saatlik yoldan geliyor. Nine çok sevdiği torunu için  bu yorucu ve pahalı yolculuğa katlanıyor; Torununa her şeyin feda olsun. Torunum iyilerisin tek dileğim bu, diyor. 

Bilmiyorum, ninenin hali vakti nedir. Bildiğim torununa çok pahalı bir telefon almış olduğudur. Torunu havuza girerken telefonun sesini de açıyor. Çocuk, bilgisayar oyunu oynuyor.

Laf orada değil; Balıkla tedavi merkezini son ziyaretimde  emekçi balıkların son derece bitkin ve halsiz olduğunu gördüm. 

Son istişareden bir şey anlayamadım.

Doç.  Dr. Sayın Erdal Polat ‘ın  hadiseye sahip çıkacağını umuyorum.