İLTER AVCI

İLTER AVCI

DİLLERE DESTAN ARDAHAN SADIK'IN MEYHANESİ

Dillere destan akşamcılık alemlerine sahne olan Sadık'ın meyhanesi, Ardahan'ın  en renkli yerleriydi. Bu meyhanenin sürekli akşamcı müşterileri olduğu gibi, tezgah başı müşterileri de vardı. Bunlar akşamları evlerine giderken şöyle bir uğrayıp, iki tek atarlardı. Bunlar genellikle adlarını "Akşamcı" ya çıkmasını istemeyen, ya da ağaları, ustalarıyla karşılaşıp yüzgöz olmaktan korkan bekâr müşterilerdi.

Akşamcılara gelince, onlar gerçekten akşam ezanından sonra birer ikişer gelmeye başlardı meyhaneye. Kapının önünde bekleyen bir uşak müşterileri; " Buyurun efendim " diye karşılardı. Müşteriler çok  zaman meyhaneye eli boş gelmez, mevsimine göre pastırma, elma, portakal, kiraz getirirlerdi.

O zamanın " uşak " diye anılan garsonları , kapıdan giren müşterilerini görür görmez , karşılayıp her zamanki yerine oturtur, getirdiği  şeyi elinden alarak, ne yapmak gerekirse yapar, yıkar, tabağa koyar, halleder sofraya getirirdi.

Sofraların üzerinde mumlar dikili toprak şamdanlar olur, şamdanların etrafına da meze tabakları dizilirdi. " Sadık veya Sebahattin Usta" diye anılan meyhane  sahibi , ortalık kararmaya başlarken elinde  "fiske şamdanı " denen küçük bir şamdanla sofraları dolaşıp şamdanları tutuşturur ve her sofranın mumunu yakışta, oradaki müşterilerine ; 

" Sefa geldiniz ağalar " derdi. Ve nihayet bir de orta kandil vardı ki, o en sonunda yakılır, böylece, sanki meyhane sohbetlerinin koyulaştığı ilan edilirdi.

Bu meyhanenin daim müşterileri  Ardahan'ın sevilen, sayılan kişileri sırası ile Zikri Yılmaz ( Gadana Zikri ), Turgut Avcı  (Babam ), Yüksel Yılmaz, ( Savcı) Güngör Odabaş , Mikail Karaca, Kainat Yıldız, İsmet  Avşar, Sabit Avcı  ismini hatırladıklarım… Bunlara Ardahan'da  6. Filo derlerdi...

Meyhaneler Ramazan da kesinlikle kapanırdı. Ramazan'dan sonra bayramın ilk gününde meyhaneciler hatırlı müşterilerine birer tabak  ciğer  ya da acılı ezme  göndererek kendilerini hatırlatırlardı.

Şimdi ise meyhaneye  bir gün dahi gitmek, aylık gelirini iyi hesap edip, kredi kartına veya elektrik, su, doğalgaz giderlerinin birine borçlu kalmak demektir. Hadi yap yapabilirsen !

O günler ne mutlu günlermiş. Telefon, bilgisayar, araba, bisiklet  hatta takım elbiseleri yoktu ama mutluydular.

Sevgi ve Saygılarımla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İLTER AVCI Arşivi