Her ne kadar eski tadı kalmasa da, bayramlar, bizi yapan en önemli değerlerimizden biridir. Onları yok sayarak değersizleştirmek, kendimizi yok etmek olur, bizlere geleneklerimizi unutturur.

Kurban Bayramı’nda ilk akla gelenler, kurban kesme, hacca gitme, kabir ziyaretleri, aile, akraba, komşuluk ve dostluk ilkeleri Türk Kültür hayatının ve toplum yapısının önemli bir unsurudur. Öyle anlar olur ki komşularımız bize akraba ve dostlarımızdan daha yakın olabilir. Komşular arası gidip-gelme ve bayramlaşmak çok değerli olup, özellikle bayramlaşmalar, dini ve milli önemli günler, güçlü komşuluk ilişkilerimizin ritüelleridir. Komşuluk ilişkileri gelişmiş toplumlar huzur ve barış içinde yaşarlar.

Komşuluk, sevgi ve saygı, yardımlaşma değerleri üzerinde kurulmaktadır.

Komşularınızla iyi geçinemiyorsanız ve aranız bozulursa, bu durum tüm hayatınıza yansır.

Komşuluk ilişkileri ülkeler ve devletlerarası için de böyledir.

Türkiye’nin tüm iyi niyetli duruşuna rağmen komşularıyla zaman zaman sıkıntılar yaşamaktadır. 

Büyük bir şuurla elde edilen kurban, hem dini, hem de dünyevi hikmetler ihtiva eden kurban insanlık tarihi kadar kadim bir ibadettir.

İnsanın muhtaç yaratılması, haddini bilmesi ve kulluk görevlerini bu bilinçle yapması içindir.

İnsanlar, Dünya’ya belli bir süreliğine gönderildiler, insanların asıl kanıksayacağı yer, sonsuz yaşayacağı ahrettir.

Allah-ü Teâlâ Dünya’daki konuklar arasında üç kesim insanı kendi misafiri olarak kabul etmiştir.

Bunlar gaziler, hacılar ve umre yapanlardır.

Allah-ü Teâlâ’nın kendisine konuk olarak seçtiği üç sınıf insandan ikisi ilk ibadethane olan Kâbe’yi ziyaret edendir.

Allah-ü Teâlâ’ya misafir olanlar hacılar ve umre yapanlar Kâbe’yi ziyaret edenler, ise umduklarını değil, hayal edemedikleri nimetle kavuşacaklardır.

Hac, umre ve kurban ibadetleri hep Allah-ü Teâlâ’ya yakınlık, onunla bağışlamasına mazhar olmak ve sevgisine lâyık olmak içindir.

Cennet, hiçbir ibadetin karşılığı değildir. Tamamen Allah-ü Teâlâ’nın lütfu, keremi ve ihsanıdır.

Bayramlar, bizi güçlendirir, bir arada tutar, bolluk, bereket, şefkat, hoşgörü ve barış sağlar.

Eskiden insanlar, bayramlarda ziyaretlerde bulunur, kabristanlara gider, çocuklar bayram yerlerine götürülür, ailece ve akrabalarla bir araya gelinir, bayram yemekleri yenilirdi. İmkânlar arttıkça sayfiye yerlerinde tatiller başladı. Pandemi süresince insanlar görüntülü telefonlarla bayramlaştı. Çok şükür bu bayram da maskesiz sevdiklerimizle bir arada olabileceğiz, tokalaşarak kucaklaşacağız, ama yine de tedbirli olmakta fayda var.

Bazı meslekler vardır ki, bayram-seyran tanımaz. Silahlı kuvvetlerde, emniyette, sağlık hizmetlerinde görev yapanlar, ailelerine de uzaksa kendi aralarında bayramlaşırlar. Beni, en çok duygulandıran dağ başına görev yapan silahlı kuvvet mensuplarımızı görev mahallinde ziyaret eden, onlarla birlikte bayram namazı kılıp, bayram yemeği yiyen devlet başkanı, bakan ve milletvekillerimizin bayram ziyaretleri olmuştur.

BAYRAMLAR BAYRAM OLSUN

Abdurrahim KARAKOÇ’un “Bayramlar Bayram Olsun” şiirindeki gibi mübarek günlerin hepimize hayırlar getirmesi ve kurbanlarımızın kurtuluşa vesile olması niyazı ile ;

Yaza dönsün kışınız, Bayramlar bayram olsun, 

Dert görmesin başınız, bayramlar bayram olsun, 

Otlar dikenler dolsun, Nemrutların çanına, 

Kolay gelsin işiniz, bayramlar bayram olsun, diyor.

Bizleri Kurban Bayramına daha sağlıkla huzurla esenlikle ve kavuşturan Rabbimize hamd-ü senâ ediyoruz.

KURBAN BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN

Sağlıcakla kalın.