M. RIDVAN SADIKOĞLU

M. RIDVAN SADIKOĞLU

MADIMAK SİZİN NEYİNİZ OLUR? -4

Bu katliamın “inancına kesilen” faturasında, “hayır, binlerce kez hayır ki; benim inancımda karıncayı incitmeme dahi yer yoktur” hükmü, uykularını kaç kez kaçırdı?

Kalbinde bir muhabbet, hayatında bir güzellik, ahvalinde iyiye doğru bir gidiş yoksa bunun sebebi senin gibi inanmayanlar mı, yoksa ne evliyalığa razı olan ne de eşkıyalığı kabul eden nefsin mi?

Hangi ilahi hüküm veya nebevi emir, sana kendini başkalarının günahı üzerinden aklama hakkı verip çirkinden söz ederek güzelleşeceğini fısıldıyor?

Peki, genelde insan özelde Müslüman dediğimiz varlık; rüzgâr nereden ve hangi şiddetle eserse essin, örselenmek pahasına kendi öz duruşuyla omurgalı ve dimdik durabilen, sürüklenmemek için ruh köklerine sıkı sıkıya tutunabilen bir varlık değil miydi? 

Evet!

Sayısını onlarca ve hatta yüzlerce artırabileceğimiz bu ve benzeri sorularla fark etmeliyiz artık;

Her anımızı dolu yaşamak istiyorsak; ilkin sahibi olan padişahın hürmetine gönül sarayımızı kinden, nefretten, buğzdan, düşmanlıktan temizleyelim ki, padişah gelip gönül tahtına otursun. 

Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız” Nebevi ikazınca ilk şartı sevgiye bağlanan iman dairesine adım atmak için tüm yaratılmışı dil, din, ırk, renk, mezhep, cinsiyet ayırmaksızın sevelim ki imanın kokusu o saraya yayılsın. 

Hayatımızın her anına merhamet tohumları ekelim ki; yarın ötelerde gölgesinde dinlenebileceğimiz, ruhumuzun yaralarını sarabileceğimiz rahmet çınarlarımız olsun. 

Bizim “bize borç verildiğimizi” fark edelim ki elimizdekinin emanet olduğu bilinciyle onu paylaşarak, vererek Rabbimizle alışveriş içine girelim. 

Emin olun ki; 

Bu alışverişle birlikte taş kesilen kalplerimiz yumuşayacak, ağlamayı unutan gözlerimiz çağıldayacak; kibir, hırs ve hevadan ördüğümüz duvarlar yıkılacak. 

Bu sayede de merhamet ve sevgide sel gibi olacak; önümüze çıkan kim varsa kucaklayacağız öz kardeşimiz gibi veya mümin kâfir, canlı cansız bütün yaratılmışa ısısından ve ışığından asla ayırmadan ve esirgemeden sunan güneş gibi ısıtacağız yürekleri. 

Biri gelip de her şeyi yeniden güzel ve doğru etsin diye bir “kurtarıcı” beklemeyeceğiz. 

Mesela bir siyasetçi gelip düzeltmeyecek ülkeyi, bir arif çıkıp hakkını iade etmeyecek hakikatin, bir yazar yazdığı kitapla yeni baştan örmeyecek gök kubbemizi. 

Biz, (ama her birimiz) bilgi- duygu birlikteliği içinde iyiyi bilip, doğrunun uğrunda can verecek erdeme eriştiğimiz için; içimizden çıkan siyasetçi de düzgün olacak, patron da Allah’tan korkacak, müteahhit de vebal diyecek, öğretmen de ibadet eder gibi ders anlatacak, doktor da hastasını emanet bilecek, hakim de istikbali pahasına adaleti savunacak ve bu sayede bu dünyaya gönderiliş gayemize yeniden kavuşacak; içimizdeki dünyaya cennet kokusu aldırdığımız için de yaşadığımız dünya da cennete dönecek!

Cehalet ve hurafe bataklığında debelenenlerin hedefinde olmayı şeref kabul edenlerin sayısının çoğalacağı ümidi ile Sivas Madımak Oteli’ndeki katliamda yaşamını kaybedenleri rahmet ve saygıyla anıyor; vaktiyle büyük işler başarmış, şimdilerde yeni yeni bir iddia sahibi olan, elindekini yitirmemek için gayret eden, çoğaltmak için hayal kuran bir coğrafyanın mirasyedileri olarak her birimize farkındalık temenni ediyorum. 

(Bitti)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. RIDVAN SADIKOĞLU Arşivi