Fenerbahçe Kiev'e göre daha etkili başladı karşılaşmaya. Ukrayna ekibi ilk devrede sahada yok gibiydi. Sadece savundular. Fenerbahçe ise Valencia ve İsmail ile kendisini bir üst tura atacak olan galibiyet golünün ısınma turlarındaydı. Arada Ferdi de denedi şansını ceza alanı dışından. 

Jesus geldiğinden beri işlenen tema sarı lacivertlilerin tek ön libero ve çift forvet oynayacağı yönündeydi. Defansın önündeki tek çapa İsmail olmamalıydı. Tecrübe terazisine koyduğunuzda da zaten İsmail bu görevi tek başına üstlenemezdi. Yüksek, genç ve dinamik olmasına rağmen onunla tek ön libero oynamak, üstüne üstlük çift golcü ile skor aramak, Fenerbahçe'nin orta sahadaki ağırlığını düşürebilirdi. Ve düşürdü de. Rakip sahaya gitme alerjisi olan iki defansif ön liberoyla oynamak hücum açısından merkezi tıkadı ve bütün yük Osayi ve Ferdi’nin üzerine yığıldı.

Burada sorulması gereken sorular şunlar olmalı bence; Jesus bu kadro dizilişi kararını ne zaman verdi? Kim gittikten sonra mı böyle bir tercih yapmayı istedi? Yoksa Kim gitmeden önce başka bir planı uygulama düşüncesinde miydi? Kim'in gitmesiyle Portekizli hocanın defans oyuncularına güveni azaldığı için mi çift ön libero ile oynama opsiyonunu kullandı?

BABA BİR SANTRAFOR ALINMALI

Ayağına iki aydır top değmemiş olan Joshua’nın oynaması, dahası ikinci yarıya da çıkıp oyuna devam etmesi evlere şenlik bir karardı. Mazallah böylesine bir kararı bir Türk hoca verseydi hakkında kimbilir neler yazılır ve günlerce de eleştiri yağmuruna tutulurdu acımasızca. Yeni transfer Arao bugünlerde futbolu henüz bırakmış olan Mehmet Topal’ın rolüne soyunmuştu ayağının tozuyla. Geriden oyun kurulup takımın kurgusu parselizasyon noktasında kanatlara genişlediğinde, Arao takımn üçüncü stoperi olarak defansa ve dolayısıyla tüm takıma yön veren karakter olacaktı. Anlaşılan o ki sadece böylesine bir rolü üstlenmek için alınmıştı Brezilyalı oyuncu. Merkezde oynayacak Zajc, Crespo ve Mert Hakan gibi kaliteli ayaklar varken böylesine ekstra bir transfere neden ihtiyaç duyulmuştu acaba?

İkinci perde başladığında roller değişti. Fenerbahçe bu yarıda vasat oynayan ve daha pasif kalan taraftı. Ukraynalı oyuncular daha çok ceza alanı dışından vuruşlarla denediler şanslarını ama sonuca ulaşamadılar. Fenerbahce'nin tek etkili pozisyonu kaleci Bushchan tarafından kurtarılan Bruma şutuydu.

An itibariyle Fenerbahçe’de iki belirgin problem gözüküyor su üstünde. İrfan’dan kanat oyuncusu filan olmaz. Ya İrfan’ı forvet arkası serbest oynatıp ondan üst düzey verim alacaksınız ya da klübeye oturtup forvet arkası pozisyonunda oynaması için gerekli olan dakikaların gelmesini bekleyeceksiniz. İkinci problemi zaten tüm Fenerbahçeliler biliyorlar. Bu takıma Sow gibi, Webo gibi, Niang gibi bitirici özelliği ve kalitesi olan bir santrafor alınmazsa, hangi arenaya çıkarsanız çıkın işiniz kolay olmaz. 

Gecenin Notu: Hayat hangi tarafından bakarsanız bakın enteresan değil mi? Futbol penceresinden bakalım mesela. Fenerbahçe’nin şu anda Şampiyonlar Ligi ön eleme karşılaşmalarını oynamasını sağlayan geçen seneki patronu İsmail Kartal çok emek vermişti takımına. Bazı maçlarda çok sıkıştıklarında Arda’yı oyuna almış ve bu mücadelelerin kiminden de kazanan taraf olarak ayrılmıştı. Jesus da Hall City maçının kilidini Arda ile açmıştı. Keza Moskova karşılaşmasında da 72. dakikada sarılmıştı genç oyuncuya. Dünyanın en iyi teknik adamını da getirseniz, onca oyuncusuna rağmen genç bir yeteneğe muhtaç kalabiliyor kurtarıcı olarak. Kimbilir belki de Arda yetişecek Jesus’un imdadına ikinci karşılaşmada.