Deprem Hasarında Kasko, Destek Paketleri ve Otomotiv Yetkili Satıcılarının Durumu!

Deprem Hasarında Kasko, Destek Paketleri ve Otomotiv Yetkili Satıcılarının Durumu!
Radyo Trafik’te yayınlanan ‘Otomotiv Gündemi’ programında İbrahim Aybar’ın bu haftaki konuğu OYDER Hukuk Müşaviri Av. Gökhan Turan oldu.

Radyo Trafik’te yayınlanan ‘Otomotiv Gündemi’ programında, Yüksek Mühendis Vesiile A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Aybar'ın bu haftaki konuğu OYDER Hukuk Müşaviri Av. Gökhan Turan oldu. Programda deprem bölgesinde hasar alan araçlar ve yetkili satıcılardan tamirhanelere kadar hasar tespiti ve toparlanma sürecine dair beklentiler konuşuldu.

Depremden etkilenen illerimizde, TÜİK verilerine göre baktığımızda yaklaşık üç milyon civarı bir taşıt trafiğe kayıtlı olduğunu görüyoruz. Tabii depremin etkilediği bu şehirlerde hasarlı araçların tespiti için çalışmalar yapılıyor. Yakın zamanda hasarlı araç sayısı, maddi kayıplar açıkça belli olacak verilerle birlikte. Sigorta şirketleri poliçesi olan araçlar için elbette ki tazminatlar ödeyecekler. Ancak depremin etkilediği şehirlerde sigorta poliçesi olmayan çok sayıda otomobilin olduğunu biliyoruz. Şanlıurfa, Gaziantep, Kilis gibi iller kasko yapımının en az olduğu iller arasında yer alıyor. Aşağı yukarı %40’a yakın poliçesi olmayan araçların olduğu belirtiliyor. Tabii hem binek otomobili hem ticari araç hatta traktörü olan vatandaşlar da şu anda Ankara'dan yardım bekliyorlar.

DEPREM BÖLGESİNDEKİ ESNAF İÇİN DESTEK PAKETLERİ ÇIKARILACAK

OYDER Hukuk Müşaviri Av. Gökhan Turan, devletin deprem bölgesine dair destek paketleri hakkında şöyle konuştu:

“Devletimiz, hükümetimiz pek çok hususta depremzede vatandaşlarımızın yanında yer almaya çalıştı. Açıklanan destek paketlerine baktığımızda Hazine ve Maliye Bakanlığı derhal buradaki mükellefler için mücbir sebep hali ilan etti ve bu illerdeki vergi yükümlülüklerini 31 Temmuz 2023’e kadar erteledi. Yine kısa çalışma ödeneği ve işten çıkartma yasakları gündeme geldi. Meclis Genel Kurulu'nda yapılandırma kanunu görüşülürken teklifin birinci bölümünün görüşmeleri sırasında bazı önergelerle öncelikle depremde yıkılan veya ağır hasar gören binalarla, kullanılmaz duruma gelen taşıtlara ilişkin vergi borçlarının silinmesine, üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına yönelik bazı önlemler de devreye alındı.
Yetkili satıcılarımızın hepsi marka denetimlerinde tesislerini yaptırıyorlar, orada da ciddi bir denetim çalışıyor. Ama bağımsız tesislerde, sanayideki çeşitli tamirhanelerle ilgili ilerde birtakım hukuki süreçler başlayabilir. Belki depreme son derece hazırlıksız, yapısı sağlam olmayan yerlerde, iş yerlerinde birtakım çalışanların mağdur olmuş olma riski çok yüksek.

Bir marka ya da dağıtıcı çatısı altında olmayan, bağımsız tamirhanelerin durumları daha farklı. Yine bu konuda duyduğumuz yeni bir destek paketi hazırlığı olduğu yönünde. Bu da Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından duyuruldu. Hayata dönüş kredisi adı altında esnaf ve sanatkârlara yönelik bu tip sanayide çalışan tamirhane, bağımsız tamirhanede yönelik. Amaç tabii 11 ilde depremden etkilenen esnaf ve sanatkarın kepenklerini tekrar açmasını sağlamak. ilk duyumlarımız 250.000 liraya kadar 12 ay ödemesiz 60 ay vadeli bir kredi imkanı sağlanacağı, bunun da aylık %7,5 civarında bir faizle yükümlü olacakları. Ve bunun da yarısının hazine tarafından ödeneceği devlet dediğim gibi imar ve tekrar ıslahı için gerçekten paket üstüne paket açıklıyor. Şu anda görünen bu tip esnaf ve sanatkarımız ve bu paketlerden yararlanarak bi nebze olsun zararlarını girebileceklerdir.”

KASKO SÜRECİ NASIL İŞLEYECEK?

Kaskosu olan araçların depremden aldıkları hasar sigorta tarafından karışlanacak tabii deprem klozu poliçeye dahil edilmişse. Kaskosu olan ama deprem klozu dahil edilmeyen araçlar ise ödeme alamayacak.

Konuya dair açıklamalarda bulunan Turan,

“Hepimiz araç satın aldığımız dönemlerde zaman zaman banka kredisi kullanıyoruz. Banka kredilerinde pek çok banka ferdi kaza ya da hayat sigorta poliçeleri yaparsa sattığı kredi paketiyle birlikte satıyor. Burada ferdi kaza ya da hayat sigortasının olması ayrı bir önem kazanıyor. Şayet sigortalı vefat etmiş ise sigorta poliçesi burada devreye giriyor ve risk gerçekleştiği için banka tarafından tahsis ediliyor. Bildiğiniz üzere genelde de bu hayat ya da ferdi kaza sigorta poliçeleri kredi bedelinin ödemesi kadar olduğu için, bu noktada kredi borcu olanlar çoğunlukla bankalar tarafından yapılmış olan hayat sigortaları tarafından karşılanacak.

Araçların kaskolu olma durumunda ise; sigorta şirketi kişinin hayat sigortası yoksa, öncelikle aracın kaydına bakıyor. Aracın kaydında daini mürtehin dediğimiz rehin şerhini gördüğü zaman öncelikle ödemeyi bankaya gerçekleştiriyor. Arta kalan bedel vefat eden kişinin mirasçılarına, yakınlarına ödeniyor.

Kasko yapılırken de kaskonun içerisinde özellikle her bir olaya dair ‘kloz’ dediğimiz durumların yer alması gerekiyor. Doğal afet dediğiniz yerde sadece sel ya da heyelan durumu tanımlanıp deprem muaf tutulmuşsa ya da istisna haline getirilmişse maalesef bu noktada kasko sigortaları bu bedeli ödemekten imtina ediyor. Çünkü sigorta poliçesine bağlı kalıyorlar.
Devletimizin sadece vergi borçlarıyla ilgili bir çalışma var ancak tabii burada bir başka husus devrede. Bazı vatandaşlar bilerek bazıları ise bilmeyerek kaskosunu eksik yaptırmış. Acentenin fiyat düşürmek için o klozu kaldırmasıyla, bir nevi tüketicinin işlemi farklı algılaması ya da gerektiği açıklıkla tüketiciye anlatılmaması sonucu var. Tüketicinin almak istediği hizmeti tam olarak almadığını görüyoruz. Tabii bu da ilerleyen günlerde bazı acentelerle bazı tüketici konumundaki depremzedeler arasında hukuki birtakım ihtilafların yaşanacağını bize göstermekte.

Tüketici işlemlerinde tüketici mahkemeleri kullanılırken, şirketlere kayıtlı olan araçlarda ticari nicelikte olan sıkıntılarla ilgili ticaret mahkemeleri ve asli hukuk mahkemeleri görevli olacak. Dolayısıyla sadece burada bir görev ayrılığı olacak ama bunun haricinde işlemler aynı prosedüre tabi olup, aynı prosedürde sigorta genel şartları çerçevesinde yürütülmüş olacak.” şeklinde konuştu.

DEPREMDEN ETKİLENEN YETKİLİ SATICILAR NASIL TOPARLANACAK?

Programda İbrahim Aybar'ın belirttiği üzere OYDER, otomotiv yetkili satıcıları derneği ve ülkemizdeki bütün yetkili satıcıların çatı örgütü. Ne yazık ki deprem bölgesinde gerek yetkili satıcıların bazı tesisleri gerekse diğer sanayi kuruluşlarında yer alan irili ufaklı oto tamir atölyeleri, ciddi hasar gördü ve birçok tesis artık kullanılamaz durumda.

OYDER’in kendi yayınladığı rakamlardaki büyüklüğü biliyoruz ama sanayi tarafındaki bilemiyoruz. Bağımsız servislerin durumunu, küçük tamirhanelerin durumunu bilemiyoruz. Mutlaka hasarlı olan, tesisleri kullanılamaz hale gelen yetkili satıcılarda birtakım taşıtlarda da ciddi hasarlar oldu. Peki bu konuda markalarla bir diyalog oluştu mu? Nasıl bir telafi çözümüne gidilecek?

OYDER Hukuk Müşaviri Av. Gökhan Turan süreci şöyle anlattı:

“Elbette her bir markanın kendi politikası var, her marka kendi yetkili satıcısının yanında ya da yetkili satıcısının çalışanlarının yerinde yer almaya çalışıyor. OYDER’in ifade ettiği rakamlara göre, deprem bölgesinden 107 yetkili satıcının 35’inin hasarsız 62’dinin az orta hasarla 6’sının kullanılamaz halde olduğu ve 4 tanesinin de tamamen yıkıldığı belirtildi. Tamamen yıkılan plazaların 3’ü Hatay'da, 1’i de Malatya'da bulunmakta. Yetkili satıcılarımızın ailelerinden ve yetkili satıcılarımızın çalışanları ya da çalışanların ailesinden can kayıpları olduğunu biliyoruz. Tabii OYDER yönetim kurulu bu konuda ilk günden itibaren maddi ve manevi tüm yetkili satıcılarımızın ve aileleri ile bölge halkının yanında yer aldı. Elini taşın altına soktu, arama kurtarma faaliyetleri dâhil nakdi ve ayni yardımlarda bulundu. Barınma ihtiyaçları için çalıştı, bölge ziyaretleri yaptı. Moral açısından da manevi açıdan da bu çok önemliydi.
Bu noktada markaların bundan sonrası için neler yapabilecekleri, geçmişte bu tip durumlarda neler yaptıklarını baktığımızda her zaman yetkili satıcılarının yanında yer aldıklarını görüyoruz. Yetkili satıcıların birtakım temel işletme giderleri başta olmak üzere destek verildiği, yetkili satıcıların ayakta kalmasının sağlandığı, dolayısıyla mağdur olan yetkili satıcı konusunda da hassasiyette ellerinden geleni yaptıklarını biliyoruz.

Tabii her bir işletmenin Dask poliçesinin, iş yeri poliçesinin olması gerekmekte. Bu hem mevzuat açısından böyle hem de ticari basiretli tacirden beklenen bu şekilde. Dolayısıyla bu noktada elbette ki sigortalar poliçeleri kapsamında bazı tazminatlar alınacaktır ama bunlar kanımca yeterli olmayacaktır. Elbette buraların yeniden imar edilmesi, ıslah edilmesi, yeniden inşa edilmesi gerekecek.

Markalardan bu noktada da bir destek gelmesi gerekecektir. Çünkü yetkili satıcılık, kolay kurulan, kolay bulunan, kolay idame ettirilen, devam ettirilen bir iş değil. Uzun soluklu bir iş. Bunun markalar da farkında yetkili satıcılar da farkında. Dolayısıyla ben bu konuda markaların fazlasıyla gereğini yapacaklarına inanıyorum.”

YENİGÜN HABER MERKEZİ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.