FARUK KORÇA

FARUK KORÇA

HALKA SAYGI DUYULMALI

Köylü, ATATÜRK’ün dediği gibi “Milletin efendisi” iken, yiyecekte kendi kendine yeten nadir ülkelerden biriyken, şehirlere özendik, şehirli olduk, artık çoğu yiyecek malzemelerini ithal eden bir ülke olduk.

Köylü üretendi, onlar doyurandı, en zor işlerde mücadele edenlerdi. Zamanla köyler de köylülük de itibar erozyonuna uğradı. Köyler boşaldıkça, üretim de azaldı, tarım ve hayvancılık yok olma noktasına geldi.

Şehirlerdeki dar gelirli ailelerin en büyük sponsoru, köylerdeki akrabalarıydı. Her mevsim köyden gelen erzak, aile bütçesine katkı sağlıyordu. O da kesilince sosyal dengeler alt-üst olmaya başladı. Bunun önemli nedenlerinden biri de köylüye karşı bakış açısının değişmesi oldu. 

“Köyden gelmiş cahil insan tabiri” köylülerin itibarını bozdu. Benzeri bakış açısı mesleklerde de yaşanıyor. Mesleklere itibar kazandıran onlara yönelik pozitif bakış açısıdır.

Hayvancılığın gerilemesinin en önemli nedenlerinden biri, köylülerin artık çobanlık mesleğini yapmamalardır. Çoban denilince akla “hayvanlara bekçilik yapan, cahil insan” bakış açısı bu mesleğin itibarını bozmuştur. Yüzlerce küçük ya da büyük baş hayvanı sabahtan akşama kadar sevk ve idare edip kollamak, beslenmelerini, doğum sonrasındaki bakımları, sağlık bakımları, ciddi bir mesleki beceri ve disiplin gerektiriyor.

Böylesine önemli bir iş yapanı hafife alıyor, düşük bir maaşla çalıştırılıyor, ona mesleki bir donanım kazandıramıyor, “cahil insan” nazarı ile bakıp, “köydeki çobanla profesörün oyu bir olur mu?” diye kamuoyunda tartışmalar yaratıp, onların itibarlarını zedeliyoruz.

Çobanlara “hayvan sevk ve idare uzmanı” tanımlandırmasının getirilmesi doğru bir düşüncedir.

Onların itibarını bozan bakış açıları Ülkemizde hayvan varlığının gerilemesinde rol oynayan etkenlerden biridir.

Donanımlı, işini seven ve hak ettiğini alan hayvan sevk ve idare uzmanları yetiştirmek hayvancılığı yeniden canlandıracaktır.

Ara insan gücü olarak adlandırdığımız teknikerler, teknisyenler, sağlık memurları, usta ve kalfalar da aynı şekilde uygulamada çok önemli bir boşluğu doldurmalarına rağmen maalesef hak ettikleri itibarı ve desteği bulamıyorlar.

Hakkıyla icra edilen her meslek onurludur ve kutsaldır.

Yerine ve zamana göre bazı meslekler çok daha değerli olabilir ama bu diğer mesleklerin daha önemsiz olduğu anlamına gelmez.

Çok önemli meslekleri icra edenlere yılda belki de bir kez işiniz düşüyorsa, ama hafife alınan meslek mensubuna haftada bir işiniz düşebilir. 

Onlar mutlu oluyorsa, bu mutlulukları yaptıkları işe de yansıyor ve hizmet alanı daha mutlu ve kaliteli oluyor.

Tam tersi durumlarda ise tam tersi olup mutsuzluk ve anlaşmazlıklar çoğalıyor.

Siyasi partilerde görev yapan yönetim kademesindekiler de bu önemli hususta dikkatli olmalılardır. Maalesef üzülerek ifade ediyorum T.B.M.M. bir kısım vekillerin birbirlerine hakarete hamız sözler söylemeleri, tekme-tokat kavga etmeleri kötü bir örnek oluşturuyor. Siyasilerin tüzük sayfalarında yetkilendirip, uygulamada sadece seçim zamanlarında önemsedikleri seçmenlere, parti üyelerine ve delegelere bakış açıları da siyasetin itibarını bozmaktadır. Halka sadece seçim zamanlarında değil, her zaman değer verilmeli ve saygılı olunmalıdır. Buna önem veren siyasetçiler ve siyasi partiler halktan karşılığını bulurlar çok iyi mevkilerde bulunduktan ve iktidardan gittikten sonra unutulan binlerce siyasetçi de bu hatadan dolayı unutulmuşlardır.

Büyük ATATÜRK başta olmak üzere MENDERES, DEMİREL, ECEVİT, ÖZAL ve ERDOĞAN halkın gönlünü fethettikleri için tekrar-tekrar seçilmiş unutulmamış daima saygıyla anılacaklardır. Ama ihtilal sonrası Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakan olanların hepsi unutulmuşlardır.

Seçmelere, üye ve delegelere itibar etmeyip “her şeyi biz biliriz” diye, bildikleri gibi değerlendirip, uygulayanlar her seçimde hüsrana uğramışlardır. 

2023 seçimleri Ülkemiz için çok önemli olup sadece güçlü bir iktidar değil güçlü bir muhalefet göreve gelmelidir. Siyasi partilerin bunu başarabilmesi için Ülkemiz sorunlarına çözüm getirebilecek projelerini Milletimize sunmalıdırlar. Artık eski düşmanlıklar bir tarafa bırakılarak ve birbirlerine kötü sözler söyleyip hakaret ederek, iktidar olunamayacağı bilinmelidir.

Bir siyasi parti milletimizin teveccühünü kazanmasını biliyor tek başına yirmi yıl iktidarda kalabiliyor, diğer partiler hiç seçim kazanamıyorlarsa bu hatayı kendilerinde aramalı ve halka inmesini bilmelidirler.

Sağlıcakla kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
FARUK KORÇA Arşivi