ASIM ÇALIK

ASIM ÇALIK

BİR TEKNİK ADAM VE BİR KALECİ

Öncelikle kendi adıma umduğumu bulamadığımı söylemeliyim Şampiyonlar Ligi Finalinden. Belkide bir çoklarınız benimle aynı fikirde olmalısınız. Oyun zaman zaman hareketlensede sahada Liverpool ile Tottenham oynamıyor adeta kırmızılılarla beyazlılar oynuyor gibiydi. Yani kimselerin tanımadığı, bilmediği öylesine iki takım. Belki de böyle olmasının yegane sebebi çok ama çok erken gelen penaltı golüydü. Her iki takım içinde tam anlamıyla şok bir başlangıçtı. Gelen bu erken sayı her iki takımında psikolojisini bir alt seviyeye indirdi. Bilinç altında, öne geçen bu avantajı koca 90 dakika nasıl korurum, geride kalan da hemen nasıl skoru eşitlerim derdindeydi. Böyle oluncada ortaya tatsız, tuzsuz, lezzetsiz bir final ortaya çıktı. 

Sanki grup maçlarından sonraki 0-0’ın rövanşında Bayern’i hemde Allianz Arena’da 1-3 ile geçen Liverpool değilmiş gibiydi. Porto’yu yine deplasmanda 1-4’le dağıtan, üstelik yarı finalde üç farklı geride bitirdikleri ilk ayak oyunundan sonra eşleşmenin ikinci ayağında dört farkla Barcelona’yı sürklase eden bir takımın ivmesini, hırsını, isteğini göremedik Madrid’de. Üstelik Barcelona’ya karşı oynamayan Salah ve Firminio da sahadayken. Salah’ı penaltı vuruşunda, Mane’yi penaltıyı yaptırdığı pozisyonda, Firminio’yu da oyundan çıkarken gördüm inanın. Sanki yok gibiydiler.  

Tottenham’ın sergilediği duruş daha da şaşırtıcıydı doğrusu. Şampiyonlar Liginde ilk defa final oynuyorlardı. Herşeylerini ortaya koymaları gerekirdi. İlk yarıda bırakın atak yapmayı tek şutla dahi olsa  tutturamadılar Allison’un kalesini. Oyunun ancak son 10-15 dakikasında direksiyonun başına geçebildiler. Oysaki onlarında final öncesi performansları Liverpool’dan aşağı kalır değildi. Dortmund’u her iki maçtada yenip rakiplerine uyarı göndermişlerdi. Çeyrek final ve yarı finalde adeta destan yazdılar mucizeler ortaya koyarak. Manchester City’iyi de, Ajax’ı da geriden gelerek geçmişlerdi. O direnci, o sağlam duruşu gösteremediler Liverpool’a karşı. 

POCETTİNO RİSK ALMALIYDI

Penaltının geldiği an dakika bile değildi. Henüz 20. saniyede sebebiyet verilen penaltı ve 2. dakikada gelen penaltı golü Pochettino ve oyuncuları için gecenin kötü sürpriziydi. Ancak bu penaltı golünü bir kenara bırakıp, teknik adamların 11 tercihlerine bir göz atalım. Arjanlinti teknik adam maç önünde çok önemli bir karar vermek zorundaydı. Kane mi yoksa Moura mı oynayacaktı? Kane takımın kaptanı, sembol oyuncusu, kısacası herşeyiydi. Ama haftalardır oynamıyordu. 

9 Nisan’da Mancester City’i 1-0’la geçtikleri ilk maçın 58. dakikasında sakatlanıp yerini Lucas Moura’ya bırakmıştı. Dolayısıyla City karşılaşmasının ikinci ayağında ve her iki Ajax maçında oynayamamıştı. Kane ağır sakatlığından dolayı Premier Ligde de Brighton, Huddersfield Town, Manchester City, West Ham United, Bournemouth, Everton karşılaşmalarında yedek klübesinde bile değildi. Takımın kaptanı da olsa sakatlığı yaşadığı tarihten sonra 3 Şampiyonlar Ligi maçında, 6 Premier Ligi randevusunda oynayamayan bir oyuncuyla böylesine bir finale çıkma kararını kaç teknik direktör verebilirdi? Üstelik Moura ligde sadece Huddersfield’e hat-trick yapmakla kalmamış, kupada Ajax’a karşı da aynı beceriyi göstermişti. Ligde değil belki ama Manchester City ve Ajax rövanş karşılaşmalarında Son ve Moura beraber oynadıkları dakikalar içinde Tottenham tam 6 gol atmış; Son 2, Moura 3, Llorente de 1 gol kaydetmişti. Kane’nin uzun süreli sakatlığı, Son-Moura uyumu ve üretkenliğiyle Pochettino bunu Kane’a açıklamalı ve Son-Moura ikilisiyle oyuna başlamalıydı kupayı kazanmak adına. Bazen sürprizler, şaşırtıcı dokunuşlar yapmak zorundadır taktiksel açıdan teknik adamlar. Kim bilir Pocettino da böylesine bir karar verebilmiş olsaydı Tottenham’ın tarihsel akışını değiştiren bir hoca olabilirdi.  

Klopp’un işi karar verme konusunda biraz daha kolaydı ama o da Firmino mu Origi mi oynamalı sorusuna çözüm bulmalıydı. Firmino da Kane gibi sakatlıktan yeni çıkmıştı. İşin garibi Origi de Moura gibi istim üstünde ve müthiş moralliydi. Porto karşılaşmasında kötü oynayan Belçika asıllı santrafor, hem Salah hem de Firmino’nun yokluğunda ortaya koyduğu müthiş performansla Barcelona’ya 2 gol atmış ve hocası Klopp’un kafasını fena halde karıştırmıştı. Ancak haftalardır, aylardır önde genellikle aynı üçlüyle, Salah-Mane-Firmino, oynayan Alman teknik adam Firmino sakatlıktan yeni çıksada bu uyumlu üçlüsünü bozmamayı tercih etti. Ancak Roberto-Origi değişikliğiyle oyunun son dakikalarında gelen gol Klopp’u haklı çıkarttı. 

ALLİSON: DÜNYANIN EN PAHALI KALECİSİ

Liverpool Brezilya’lı kaleci Allison için İtalya’nın Roma takımına tam 65 milyon Euro ödemişti  geçtiğimiz Temmuz ayında. Bu, dünya futbol piyasasında bir kaleciye ödenen en yüksek rakamdı. Allison sadece ellerini iyi kullanmıyor, ayaklarını da bir libero gibi kullanıp en geriden oyunu kurup; Kısa bir pasla takımına bir organizasyon başlatabiliyor, bir uzun topla da forvetlerini en kısa yoldan rakip ceza alanına gönderebiliyordu. 70’de degajla en uçtaki Salah’ı görmüş olması bunun en güzel kanıtıydı final gecesinde. 

Tottenham’ın Allison’u bulan ilk şutu Dele Alli’den gelen cılız aşırtma bir vuruştu. Aynı dakika, 80’de, içinde önce Son’un uzaktan gelen şert ve etkili şutunu hemen akabinde de Moura’nın vuruşunu kurtardı Brezilya’lı kaleci. Eriksen’in frikiği, Rose ve Kane’nin şutları da Allison’un ellerinde eriyecekti maçın bitiş düdüğüne yakın. Klopp Karius’la geçen seneki finalde yaşayacağı kazadan habersiz olarak kafasına ara transferde almayı koyduğu Allison, belki de Liverpool’a oyunun son 10-12 dakikasında kazandırdı kupayı tek başına. Sanırım Pochettino da finale neden Son-Moura ikilisiyle başlamadığını sorgulayıp bir kaç gün uyku sorunu yaşayacaktır. Bu karşılaşma teknik adamlara şöyle bir mesaj vermiş olmalı: “Siz siz olun takımınızın kaptanı dahi olsa sakatlıktan yeni çıkan oyuncuya değil, sağlıklı ve moralli oyuncunuza şans verin.”  

Asım Çalık, 2 Haziran 2019, Pazar

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
ASIM ÇALIK Arşivi