Muhtaç olduğun kudret , damarlarındaki asil kanda mevcuttur..

K.ATATÜRK

 Liselerin ilk sınıflarında başlayan ilk gençliğimizin, sorumsuz, hesapsız olarak son sınıflara doğru geliştiğini ızdırapla görmekteyim.

Her yaz, Türkiye’nin her yerinde, bu binlerce genç enerjinin ; lüzumsuz yere yanan bin mumluk elektrik lambalarımız yahut boşu boşuna  akıp giden su kaynaklarımız gibi, nasıl israf edildiğini, bulandırıldığını  dövünerek bilenlerdenim.

Benim bomboş geçen  lise yıllarıma yanıyorum. O yıllarım, anarşi ortamında geçmemiş olsa idi kim bilir şimdi hangi dalda ihtisas görerek insanlara ve vatanıma yararlı bir birey olurdum. Olmadı, okumaya o kadar hevesli olmama rağmen, lisede tahta bavulumdaki kitaplarımı üçüncü kattan rüzgarlara bıraktılar. İşte o zaman bizim sözde Atatürkçü geçinen ahmaklar ile KAWA denen örgütlerin (şimdiki  PKK ) birlikteliğinin, bana dönüp , okuyup da bu faşist devlete hizmet mi edeceksin sözleri, o zamanlar benim gibi  bu ülkenin genç evlatlarına ve beyinlerine  ne kadar zarar verdiklerinin ispatı değil de nedir ?

En aşağı dört yılınız ; Türk şahsiyetini anlamadan , insanlığın bir düşünen parçası haline gelmeniz için gereken tek hazırlık yapılmadan, kötü hazırlanmış kitapların sifonlarıyla aktarılan malumat yükünden ezilerek, görmesini bilmeden yürüyerek, kendinizle muhitinizle yetişenleriniz ve yetiştirenlerinizle eğlenerek, tam bir hiçlik bataklığına gömülüp gitmektedir.

Türkiye’mizin gerçeklerine uygun bir sağlık kültürümüzün olmaması ; ömür denilen büyük saadeti, ne bugün ne de yarın duymamaklığımızın başlıca sebebi olmaktadır.

Üniversite hayatınızı taçlandıran asıl gençlik devreniz   lise hayatınızdan da beterdir ! Bir insana bütün ömrünce lâzım olan yetişmeden , malzemeden dört de üçünüz mahrum olarak geldiğiniz büyük şehirlerde, zaten tesadüflerin eserisiniz.

Üniversiteye girmeniz tesadüfle başlar: Hemen hemen hiç biriniz, istediğiniz ve kabiliyetli olduğunuz yere değil; elinize geçebilen yerlere takılmışsınızdır. Zekânızı kim ölçmüş, temayüllerinizi kim incelemiş, nerelerde kendinize ve bu memlekete daha verimli olacağınızı kim arayıp sormuştur.

Türk gençleri ! Sizin bütün  boşa akan ömrünüzü, enerjinizi ; bazen bir hastalığın, bazen hilenin ve aldatmanın, bazen kıskançlığın ve öfkenin ağlarına düşürecek olan bu sorumsuz  devrelere aldanmayarak, Atatürk'ün vasiyetlerine odaklanınız.

Sen bütün mahrumiyetlere, talihsizliklere rağmen, çevrene  bak! Öyle bir vatanın çocuğusun ki, bu hazinede yüz nesle yetecek çalışma, yüz nesli doyuracak nimet, bir milyon kaba sığmaz şan, şöhret , kaynaklar ve imkanlar var. Sen büyük GÖKTÜRK ırkından gelen , Atatürk çocuğusun. Irkına ve Ata'na sahip çık.

Tanrı Türkü Korusun ve Yüceltsin

Ne Mutlu Türküm Diyene.

Saygı ve Sevgilerimle.