ZAFER BENGİ

ZAFER BENGİ

Nereden... Nereye...

Komşumuz, hem de çok önemli sınırdaşımız İran, çıkış yolu arıyor!..

İran bölgenin en önemli ülkelerinden biridir...

Hem de her açıdan...

Eğitimli bir toplumu ve köklü bir tarihi vardır...

Anlayacağınız, kökleri sağlamdır...

Yeter ki, kökleri yerinden oynatılmasın!..

11 Şubat 1979’a kadar “monarşi” ile yönetilen İran, ABD’nin isteklerine baş kaldırınca, bir anda “devrim” yapılarak, “İran İslam Cumhuriyeti” oldu...

Halk istedikten sonra neler olmaz ki!..

Yeter ki, dolduruluşa gelmesinler!..

***

16 Eylül 1941’den 11 Şubat 1979’a kadar koltuğunu “monarşi” sayesinde koruyan son Şah Muhammed Rıza Pehlevi, ülkesini terk ederek, başka topraklarda vefat edene kadar yaşamak zorunda kaldı...

İran, 11 Şubat 1979’da bir anda Fransa’da sürgün hayatı yaşayan dini lider Ayetullah Ruhullah Humeyni yönetiminde İslâm hukuku ve Şiî mezhebi görüşlerini esas alan “İslâm Cumhuriyeti” kurulmasına dönüştü. Bu hareketin önde gelen isimlerinden biri olan Ali Şeriati, devrimin ana felsefecisi olarak kabul edilir ve “İslami Marksizm” tarzı düşünceler yürütmesiyle ünlenen bir yazardır...

Daha fazla kafanızı meşgul etmeyeyim. Bu bilgilerin ağa babalarını internette doğru kaynaklarda bulabilirsiniz...

Humeyni ülkesine dönmeden önceki eylemlerde “Şah”a ait ne kadar poster, anıt, heykel ve onu hatırlatacak öğe varsa yıkıldı, yırtıldı, yakıldı...

(Tesadüfe bakın cümlem 3 “Y” ile bitti.)

Halkın büyük çoğunluğuyla, “İran İslâm Cumhuriyeti”nde geleceğe yelken açıldı...

Humeyni’nin ülkesi İran’a dönmesinin önünü açan ABD, kısa bir süre sonra Humeyni ile ters düşmeye başladı...

Böylece, ABD ile İran sonsuza kadar düşman ilan etti birbirlerini...

ABD ambargolarla diz çöktürmeye çalıştı İran’a...

Başarılı olduğunu söylemek zor...

Ancak, zora giren halk “homurdanma”ya başladı...

Her zaman olduğu gibi...

Özellikle, kadınlara karşı yapılan sert eylemler, ülkenin karışmasının yolunu açtı...

Ben her zaman derim: Kadınlar bu dünyayı yönetmeli, diye...

Ana sevgisiyle...

Evliya olamazlarsa da, Allah onlara çok önemli bir hissiyat ve gayret vermiştir...

Öğrenciler, kadınlar İran’ı adeta ateş çemberine çevirdi...

Önü alınabilir mi, çok zor...

Çünkü, kadınlar gözü karadır...

Şimdilerde İran’da Humeyni posterleri, dini liderlere ait panolar bir bir yırtılıp atılıyor...

Tıpkı 11 Şubat 1979 öncesi gibi...

Mevcut yönetim ya “çok sert” silahlı önlemlerle eylemi kanlı bastıracak ya da kadınlar mevcut yönetimi alt edecek!..

Bu kaçınılmaz 2 sonuç, bence...

İran önemli bir ülke çok iyi takip edilmeli ve örnek alınmalı...

Kimse ülkesinin böyle bir vasatta olmasını istemez!..

Yıkılanlar, kaybedilen canlar o ülkenin ana temelidir!..

Gerçek analar yürekleriyle hareket ederler...

Yakın bir gelecekte İran’ın demokratik bir yönetime kavuştuğunu görürseniz şaşırmayın...

Kendi döneminde Şah’ın “monarşi”si 38 yıl sürdü, herhalde katı kurallı bugünkü İran yönetimi 45 yıl sürecek!..

Baskı ve zulüm mutlaka “demokrasi” ile son bulur!..

İşte bir kısım insan buna, “NEREDEN... NEREYE...” diyor...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
ZAFER BENGİ Arşivi