18 Mart 2022, bundan tam 107 yıl önce bir millet kendi egemenliği için yurdumuza göz dikmiş olan tüm düşmanları bir boğaza hapsetmiş onların geçmesine izin vermeyerek tarihe altın harflerle adını yazdıran bir ulusun, vatanıyla, milletiyle, ordusuyla, halkıyla omuz omuza dik durarak verdiği savaştan alnının akıyla çıktığı bir gün.

Bugün Türk milletinin istediğinde nasıl baş belası olacağını tüm dünyaya kanıtladığı gün. Öyle bir gün ki 7 düvele, 7'den 70'e her kese ÇANAKKALE’nin geçilemeyeceğini ancak orada yatan tüm şehitlere saygı duyulacağını anlatan bir gün.

Gemi seyir defterine (jurnal) tüm gemiler bir boğazdan geçerken, Cebelitarık Boğazı, Berin Boğazı, Macellan Boğazı, Hürmüz Boğazı, Messina Boğazı geçildi yazılırken sadece ve sadece ÇANAKKALE BOĞAZI için, Gelibolu açıklarında deftere; şehitlik 2 km'den selamlandı, yazılır.

Bu Türk milleti için büyük anlam taşır, bu boğazda yatan her şehit bizim evlatlarımızdır, demiştir M.K. ATAÜRK, bizde onun, silah arkadaşlarının ve bir ulusun bizlere hediye ettiği bu vatana yine canla başla sahip çıkar ve başka savaşan milletlerin yaptığı gibi vatanı terk etmez yine topyekûn savaşırız.

Bunu aslımızdan gelen Türk genleriyle sorgusuz sualsiz yaparız, vatanımıza, milletimize, bedenimize, dinimize, dilimize karışmak isteyenleri 107 sene önce püskürttüğümüz gibi yine püskürtürüz.

Bizler, gücümüzü 600 sene tüm dünyaya hükmetmiş dedelerimizden ve Türkiye Cumhuriyet’ini kurmuş Mustafa Kemallerden alırız. Bizler hep hür yaşadık yine hür yaşayacağız, hiçbir zaman hiçbir ülkenin boyunduruğu altında yaşamamış tek milletiz.

Mustafa Kemal Atatürk'ünde Gençliğe hitabesinde dediği gibi:

Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.

Mustafa Kemal Atatürk.

Bizler, 100 sene öncesinden bu günleri gören bir liderin çocuklarıyız ve bizler bitti demeden hiçbir şey BİTMEZ.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYEBİLENE...

DİP NOT; Bu cümleyi de sadece ruhunda, kalbinde saf Türkiye Cumhuriyeti sevgisi ve saygısı olanlar söyleyebilir.