Yok yahu...Bunca sene nasılda geçivermiş...

60’i tuş edeli birkaç yıl olmuş...

Nasıl becerdim bunu bilmiyorum ama., bu yarım asırdan fazla yılı 35 yıla sokuşturmayı becermişiz....

Ne yani olamaz mı?

Biz henüz 35’indeyiz efendim...

İtirazı olan, itirazını kendisine saklasın.

Efendim bir Amerikan sözü vardır;

Kadınların en mutlu yılları 30 ile 35 yaşları arasında 20 yıldır.

Artık bu sözü biz erkekler içinde söylememiz gerekiyor...

Kimine; 50 yıl göz açıp kapayıncaya kadar geçer...

Demek ki o arkadaşımız hayatta hiç  bir şey yapmamış...

Veya full mesai yapmış. Çok şey üretmiş...

Ya çok zengindi...Şunu bunu dert etmesine gerek kalmadı...

Bir ağustos böceği gibi...Yazları öttü, kışları sustu...

Veya uykuya yattı.  Yani 50 yıl havaya gitti....

Kimilerine göre ise öylesine çok şey üretti ki, yeni üretimler için zaman kalmadı..

Birincisi de ikincisi de dünyadan bi haber yaşar...

Zaman çok çabuk geçiyor...

Nerden takıldım bu yaş meselesine...

Galiba yaşlanıyoruz. Giderek daha alıngan, daha dikkatli, daha titiz oluyoruz..

Huysuz olmaya başladığımızda bilin ki yaşlanmışız....

Geçenlerde bir aşk şiiri yazayım dedim, bir dostumun eleştirisi bol kinayeliydi..

-Eğer bunu oğlun yazmadıysa.. 30 yıl gecikmiş....

Kıskanç. Adam, n’olcak...

Ayrıca çevreme de sormam lazım, bende huysuzluk belirtileri var mı?

Şimdiden anlaşalım...

Yok deyin... Tamam mı?.

xxxx

Nerden taktık bu yaş meselesine ...

Mesele şu..

Benim kuşağımın bu teknoloji ile başı dertte...

Tanışıklığımızın gecikmesinden dolayı...

En azından benim.. Ama yine de çok seviyorum... Önümdeki bilgisayar en modern, çok bilmiş daktilo...

Benim gibi olursanız söylenecek cümle bu olur..

Bilgisayarı “akıllı daktilo” yapar çıkarsınız...

Bilgi saydığını biliyorum da, nasıl saydığı nerelerde sakladığı konusunda pek malumatım yok..

Olsa da pek beceremiyorum.  

İnternet dünyası diye bir kuyu var,  düştün mü boğuldun...

Bizim çocuklar, “ne istiyorsun” diye soruyorlar, anında da cevap veriyorlar..

Bizim bilgimiz bu kadar.

Benim kuşak haklıda.. Haklı olmak  için bir çok gerekçesi de var.

Bize bir çok isim taktılar..

Doğduğumuzda “batıda” adımız “Babby bomm”muş..

Yani “bebek patlaması”

İkinci dünya savaşında azalan  dünya nüfusuna hızlı katkı üretimi...

Türkiye’nin katkısı olanca hızıyla devam ediyor. Nüfus artışımız bunu gösteriyor.

Bunu da hemen not edelim...

Daha sonra 60’lı yıllara geldiğimizde adına önce hippy, sonra anarşist (felsefi anlamda) sonra 1968’liler, sonrada teröristler dendi...

Yoksulluk ve yasak dönemlerinin insanı dünyada  evrimini tamamladı ama Türkiye’de durum biraz farklıydı...

Happy’lik bize Avrupa’dan geç geldi.... Bizde pespayeliğe dönüştü..