2017 oldu hala biri bizi niye gözetliyor abi…

Demişiz...

Oysa; 18 Nisan 2006 13.39

Aslında Bu yazının yazıldığı gün ve saat…

Daha öncede bir kere daha revize edip  yayınlanmıştı bu yazı…

Şimdi tarih 2022 Eylül…

Ama hiç gündemden düşmüyor…

Yazıya bir iki eklemeyle 2017’deki sava yeni kanıtlar da eklendi.

Yani yeniden revize edildi, yıllar sonra daha değişik olgularla bir kez daha yayınlanacak…

Nereden mi çıktı bu iddia;

Nedeni çok….

Hani gizli saklı bildiğiniz, telefonda kimse duymaz diye konuştuğunuz, bilgisayarda kendi kendinize öfkeyle oturup Yazdığınız ama kimseyle paylaşmadığınız bir yazı…

Neredeyse gece rüyanızda gördüğünüz bir şey…

Karşı cinse duyduğunuz platonik duygu yani aşk….

Birisine karşı içinizde biriktirdiğiniz ve hiç dışa varmadığınız öfke…

Kafanızda oluşturduğunuz gizli düşünceler için kesilen işsizlik cezası….

Whatsapp’ta sözde baştan sona şifrelenmiş yazışmalarınız…

Daha aklınıza gelen bir sürü teknolojik  şey…

İşte size bir kaç neden….

Hani Mehmet Akif Ersoy diyor ya; medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar…

Şimdilerde medeniyet denilen  o canavar çok dişli oldu.…

İnsanı yutuyor mu, yoksa dişlilerinin arasında öğütüyor mu?

Orası meçhul, bilinen ve yaşanan tek şey senin o teknolojiye köle olduğun…

Günün büyük bölümünü internet nedeniyle bilgisayar veya cep telefonun başında geçirmen bunun en büyük kanıtı…

Orda yaptığın yazdığın her şeyin birileri tarafından kaydedildiği gerçeği…

Kavgalarınız, sevgileriniz,, sırlarınız, aşklarınız size ait olan her şey…

Ve siz onları korumak için teknolojik  her şeyi yapıyorsunuz…

Kimi zaman “hackerlik” yöntemiyle teknolojik şiddete bile başvuruyorsunuz.

Aslına bakarsanız şimdilerde insanlığın varoluş günlerindeki ilkelliği ve sonuçlarını aynen yaşıyoruz…

Tek fark var; o maman taş, sopa ne bulursak bir birimize giriyorduk, şimdi ise tuşlarla birbirimizi yok ediyoruz…

Uzaktan kumandalı silahlarla,  sıfır hata ile her şeyi yok etmeyi başarıyoruz(!)

Yani şimdilerde ilk çağlardaki dehşetin katbekat fazlası teknolojik bir ilkellik ve vahşet yaşıyoruz…

İlkel dönemlerde insan olabilmek için savaşıyorduk, şimdi ise insanlığı yok etmek için…

16 yıl sonra bile bir yazı hala güncelse ve durum daha da ağırlaşıyorsa buna bir çözüm bulmalıyız…

Kim mi bulacak?

İşte öncelik bu sorunun cevabını bulabilmekte…

Gelin naftalin kokan bu güncel yazıyı bir kez daha okuyalım..

 xxx

Postmodern teknoljik  ilkellik nedir?

Kimi dostlar; böyle teknolojik bir çağda, ilkelliğin işi nedir diye soruyor…

Postmodern ilkelliğin ön şartı “özgür köle” olmaktır…

Biz şimdi tam bu noktadayız..

Bakmayın siz AB’;nin ve ABD’nin özgürlük ve demokrasi laflarına…

Özgür değilsiniz, özgürlüğün olmadığı yerde demokrasi olmaz…

Nereden çıktı, diye sorarsanız kanıtı kolay.

Sizin bilişim ve iletişim çağında gizli saklı hiçbir şeyiniz olamaz…

Bilgisayarınız da internete girerseniz veya cep telefonunuza bir program yükleseniz gittiğiniz yer, uzaydan evinizi, kapınızın önüne park ettiğiniz aracınızı görmeniz hatta plakasını bile okumanız  mümkün… 

Yani biri sizi sürekli gözetliyor… Bir başka deyişle sürekli gözetleniyoruz…

Bir ihtimaldir ki evinizin içini de gözetliyor…

Devlet sırları gözetleniyor…

Cebinizdeki cep telefonu ile nereye gittiğinizi adım adım izleyebiliyorlar…

Telefonlarınızın dinlenmesi, mahremiyetiniz kalmaması işin çabası.

Buna özgürlük denebilir mi?

Yaptığınız her konuşma yazdığınız her yazı ve mesajlaşma birileri tarafından rahatça kaydedilebiliyor.

Elbette teknoloji çağında ilkel bir takım kavramlarla uğraşmak hiçte hoş değil…

Yani saklınız gizliniz kalmadıysa; özgür değilsiniz, yani kölesiniz…

Kölelik bir ilkelliktir…

İşte bu nedenle “özgür kölelerin ;post modern ilkel; dünyasında” yaşıyorsunuz…

Hala ben özgürüm diyebiliyor musunuz?