Türkiye’de seçim yaklaşırken en çok tartışılan konu ekonomi…

Enflasyon mu hayat pahalılığına yol açar, yoksa hayat pahalılığı mı enflasyon nedenidir…

Bunu tartışanlar önlerinde prof. unvanı olan koca üniversite hocası ekonomistler…

Hükümet diyor ki, ben faizleri artıracağım, yani hayatı daha pahalı hale getireceğim , piyasayı durduracağım tüketimi kısınca enflasyon duracak…

Bu geri kalmış ülkeler eskiden IMF uyguluyordu onlar bile bu vicdansız uygulamadan vaz geçti…

Ama bizim ekonomiyi sözde yöneten Şimşek-Erkan ikilisi bundan ya bi haber ya da….

Bu kadar çok tartışılan bu enflasyon ne demek oluyor; da bu kadar içi boş laf ebeliği neden yapılıyor;

Biz enflasyonun ne olduğunu bilen insanlarız; çünkü onu yaşıyoruz. Ama galiba birilerine göre enflasyon doların değer kazanması…

Türkiye’de her şey dolara endeksli olduğu için fiyatlar otomatik olarak artıyor…

Ammma bu arada en büyük sorunu atlıyoruz: O da ahlak enflasyonu…

İşte bundan kimse söz etmiyor.. Sözüm onu halkçılığın sözcülüğünü yapan sözde entel dantel takımının yoğunlaştığı basın mecralarında üreticinin zorluğu, akaryakıtın pahalı oluşu navlun fiyatlarının yükseldiğinden söz ediyor…

Yani hayat pahalılığını aklıyor…

Ama kimse bir meyve ve sebzenin üreticinin elinden çıktıktan sonra yaklaşık ortalama yüzde 550 arttığını söyleyemiyor..

Bir örnek verelim kabak; bildiğimiz kabak üreticiden sonra yüzde 954 fiyat artışıyla pazara geliyor.… Bu resmi bir oran…

İşte Ahlak enflasyonu dediğimiz şey budur…

Hani bu ekonomist beylerin okullarda öğrettikleri enflasyon tanımlarına baktım; onlarda şöyle diyor

1-) Enflasyonun özünde yatan kavram, genel olarak mal ve hizmetlerin fiyatlarının sürekli ve istikrarlı bir şekilde artış göstermesidir. Bu artışın seviyesi ve hızı, ekonomik koşullara ve politikalara bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Enflasyon, tüketicilerin cebinden daha fazla para çıkmasına neden olurken yaşam standardımızı, yatırım kararlarımızı ve tasarruf alışkanlıklarımızı etkiler.

2-)Enflasyon, bir ekonominin genel mal ve hizmet fiyatlarının sürekli ve istikrarlı bir şekilde artış gösterdiği ekonomik olgudur. Bu artış, genellikle belirli bir dönemdeki fiyat seviyelerinin önceki döneme göre yükselmesi olarak ifade edilir. Sık sık birbiri yerine kullanılsa da “enflasyon”, “fiyat artışı” ve “hayat pahalılığı” birbirinden oldukça farklı olgulardır. Enflasyon, genel olarak tüm mal ve hizmetlerin fiyatlarının artış gösterdiği bir durumu ifade ederken, fiyat artışı belirli bir mal veya hizmetin fiyatının yükselmesini anlatır. Hayat pahalılığı ise elde edilen gelirin fiyat artışının gerisinde kalması halidir.

Yıllar önce yani 1960 yıllarda ise enflasyon tanımında genel anlatım şöyleydi; Piyasada bir mala talep fazla ise o malın üretimi de yetersizse ve piyasa arzı az ise fiyatlar artar buna da enflasyon denir

Şimdi öyle bir şey yok.. Mal çok para yok…

Şimşek’in icadı… Bir başka sorunda parayı kısıp tüketimi azaltmak felsefesi… IMF’nin bile terk ettiği ülkeleri uçuruma sürükleyen bu soygun felsefesi nereden çıktı…

Eğer tüketimi kısarsanız üretimi durdurursunuz, yandı gülüm keten helva… İhracat gücünüz yok…

Üretmeyen bir ülke dünya klasmanında küme düşer… Asıl sorun o zaman başlar…

TV’lerde ki ekocu beylerin uzun uzun konuşup hiçbir şey söylemeleri sinirleri bozuyor elbette…

Eğer siz böyle uzun laflarla entellik yarışına girerseniz aldatılmış çarıklı erken “hilafet pankartı” taşır…

Çünkü güvenebileceği bir demokratik ortam kalmamıştır ondan.

Bir son sözde bakan Şimşek’e… Şimşek Londra borsacısı…

Kendi meslektaşlarını bile “kredi için” ikna edemiyor, edemeyeceğini de biliyor, ama yakın bir gelecekte, ya hepsi yabancı sermaye sahipli yerli ve milli bir çok ürünümüz olacak..

O zaman ülkenin adı yine İngilizce deyimle Turkey olarak yazılacak…

Turkey ne demek mi?.. Onu hepiniz biliyorsunuz…