Türkiye Gündemi Toplumsal Kutuplaşmaya Yenik Düştü

Türkiye Gündemi Toplumsal Kutuplaşmaya Yenik Düştü
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Dinçer, Türkiye gündeminin, son yıllarda artan ve etkisini ağır bir şekilde toplumun tüm kesimlerinde hissettiren bir toplumsal kutuplaşmaya yenik düştüğünü söyledi.

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Dinçer, düzenlediği basın toplantısında, TÜSİAD başkanlığından istifa eden Muharrem Yılmaz"ı, başarıyla sürdürdüğü görevinden dolayı tebrik etti.

 

TÜSİAD"daki görev değişikliklerinin basında yoğun bir şekilde yer aldığını, ancak bu tür değişikliklerinin zannedildiğinden çok daha kolay olduğunu aktaran Dinçer, TÜSİAD"ın 43 yıllık bir kurumsal kültüre sahip olduğunu vurguladı.

 

Ülkedeki tüm vizyon önerilerini, çok sesliliği, diyalog arayışını ve tüm iyi niyetli çabaları yok eden bir kutuplaşma olduğunu dile getiren Dinçer, Türkiye gündeminin son yıllarda artan ve etkisini ağır bir şekilde toplumun tüm kesimlerinde hissettiren bir toplumsal kutuplaşmaya yenik düştüğünü dile getirdi.

 

Bu kutuplaşmanın görüşlerin, politikaların ve eleştirilerin duyulabilmesini engellediğini vurgulayan Dinçer, temel uzlaşma olanaklarını da tamamen ortadan kaldırdığını ifade etti.

 

"Kimse kimsenin ne anlatmaya ve hangi mesajı vermeye çalıştığına akıl yormuyor. Çok acıdır, bir görüş ifade edildiğinde bu görüşün içeriğinden değil, bu görüşü kimin söylediği üzerinden eleştiriler geliyor. Yani ne söylendiğine değil, kimin söylediğine bakılıyor" diyen Dinçer, herhangi bir taraf olunduğunda herkesin kendi doğrusuna sımsıkı sarıldığını ve ikinci bir görüşü asla kabul edilmez ve dinlemeyi dahi tahammül edilmez gördüğünün altını çizdi.

 

Siyasetin ayrıştırıcı söyleminin kutuplaşmayı daha da keskin hale getirdiğine işaret eden Dinçer, sözlerine şöyle devam etti:

 

"Teorik olarak baktığınız zaman Türkiye"de bir demokratik düzen var ama bu düzenden yeterince faydalanamıyoruz. Çünkü alternatif görüşler ortaya konulamıyor ve esasında, siyasal ve toplumsal yaşamımızı zenginleştirici bu alternatif görüşlerden ülkemiz demokrasisi faydalanamıyor. Güncel siyaset konuşuluyor ve ülkenin temel konuları üzerine böyle bir ortamda eğilinemiyor. Çünkü kurumlar arasında sağlıklı ilişkiler de oluşturulamıyor. Hem kanaat önderleri, hem STK"lar; bir taraftan akademisyenler ve düşünce kuruluşları, hepsi de bu ağır kutuplaşmadan nasibini alıyor. Varsa yoksa bu ülkede günlük siyaseti konuşuyoruz. Bir seçimden diğerine ve ilk seçimde herkesin oy oranını maksimize etmek için neler yapması gerektiğini konuşuyoruz ve kutuplaşmanın bizlere dayattığı cepheye gitmezsek, bu da oldukça zor gözüküyor. Doğaldır ki, bu durumdan son derece üzgünüz, kaygılıyız."

 

"TÜSİAD"ın ideolojik kamplaşmanın tarafı haline gelmesine izin vermedik"

 

TÜSİAD Başkanı Dinçer, "TÜSİAD"ın yeni başkanına bilhassa son dönemlerde "Sizin hükumetle ilişkiniz nasıl olacak?" gibi garip bir soru sorulmaya başlandı. Bunu, Türkiye"deki ağır kutuplaşmanın bir yansıması olarak değerlendiriyoruz" dedi.

 

Türkiye ekonomisinin, demokrasisinin, sosyal yapısının güçlenmesi söz konusuysa, TÜSİAD"ın veya herhangi bir sivil toplum kuruluşunun iktidarla, muhalefetle veya herhangi bir sivil toplum kuruluşuyla kırılma, küsme gibi bir lüksü olmadığını ve olamayacağını vurgulayan Dinçer "Tabii ki her hükümetle olduğu gibi bu hükumetle de en iyi, en verimli, en akışkan şekilde çalışmamız, ilişki kurmamız gerekir. Öyle yaptık bugüne kadar, bundan sonra da böyle davranmaya devam edeceğiz. Çünkü Türkiye"nin en saygın sivil toplum kuruluşlarından olan TÜSİAD"ın misyonu bellidir" şeklinde konuştu.

 

TÜSİAD"ın ana gayeleri çerçevesinde çalıştığını ve bundan sonra da bu şekilde çalışmaya devam edeceğini anlatan Dinçer, görüşlerini büyük bir açıklılıkla kamuoyu ile paylaştıklarını, görüşlerinin tamamlayıcı bir görev olduğunu, bazen ülkenin önünde ufuk açıcı nitelikteki söylemlerinin, politika önerilerinin olduğunu, bazen de toplumsal tartışmalarda bir katalizör görevi üstlendiklerini dile getirdi.

 

TÜSİAD"ın bir ideolojik kamplaşmanın tarafı, bir dönemsel akımın, hele hele de bir siyasi partinin taraftarı haline gelmesine izin vermediklerini ve bundan sonra da vermeyeceklerinin altını çizen Dinçer, "Biz her halükarda kurumun organlarından süzülerek gelen görüşleri, malum uzmanlarımız var, çalışma gruplarımız var, komisyonlarımız var. Buralardan gelen ve akademik tutarlılıkla test edilen görüşlerimizi oluşturuyoruz. Bunları şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşıyoruz ve çağdaş Türkiye"nin geleceği için çalışmaya devam ediyoruz" şeklinde konuştu.

 

Haluk Dinçer, demokrasilerde farklı görüşlerin olmasının çok doğal olduğunu, siyasal ve ideolojik tartışmaların kamplaşmaya, kutuplaşmaya imkan vermemesi gerektiğini söyledi.

 

Hükümetlerden ve siyasi partilerden beklentilerinin, farklılaşan görüşleri zenginlik olarak görmeleri, tahammül etmeleri, empati kurmaları ve zaman zaman özeleştiri yapmaları olduğunu aktaran Dinçer, kimsenin bu ağır kutuplaşmanın bir halkası haline gelmemesini dilediklerini kaydetti.

 

Dinçer, tüm STK"ların toplumun merkezinde, hukuk devleti, refah toplumu, temel hak ve özgürlükler gibi ortak bir paydada buluşmasının bu ağır kutuplaşmayı yenmede önemli bir faktör olacağını düşündüklerini ifade etti.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.