İSO Başkanı Bahçıvan: Teknolojik Üretim Ülke Rekabetini Artırıyor

İSO Başkanı Bahçıvan: Teknolojik Üretim Ülke Rekabetini Artırıyor
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Türkiye'nin yeni yüzyıldaki hedefinin ileri teknoloji temelli yüksek katma değerli üretim olması gerektiğini vurguladı. Günümüz global ekonomisinde, mal ve hizmetlerin yalnızca üretimi değil, bu üretimin ne kadar teknolojiye dayalı olduğu da büyük bir öneme sahiptir.

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Türkiye'nin yeni yüzyıldaki hedefinin ileri teknoloji temelli yüksek katma değerli üretim olması gerektiğini vurguladı. Günümüz global ekonomisinde, mal ve hizmetlerin yalnızca üretimi değil, bu üretimin ne kadar teknolojiye dayalı olduğu da büyük bir öneme sahiptir.

İSO'nun Vizyonu ve Yeni Nesil Sanayi

İSO'nun son ekim ayındaki meclis toplantısının ana konusu "Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılında Sanayide Önceliklerimiz Nelerdir?" idi. Bahçıvan, bu toplantıda eski üretim metotlarının bilim ve teknoloji odaklı yaklaşımlarla değiştiğini belirtti.

Ülkeler arasındaki rekabetin temelini artık sadece mal ve hizmet üretimi oluşturmamakta; bu ürünlerin ne kadar ileri teknolojiye dayandığı da büyük bir faktör haline gelmiştir.

Cumhuriyet Bayramı ve İSO'nun Değerleri

Cumhuriyetimizin 100. yılında, Bahçıvan'ın değindiği bir diğer önemli konu ise Cumhuriyetin değeriydi. Cumhuriyet Bayramı, sadece bir kutlama değil, aynı zamanda bu topraklarda bağımsızlığımızı kazanmamıza yardımcı olanlara duyduğumuz minnetin bir göstergesidir.

Yenilikçi Bakış Açısıyla Yüzleşme

Oda'nın 100. yıl etkinlikleri arasında Odakule'de hazırlanan bir sergi de yer aldı. Bahçıvan, yeni yüzyılın başlangıcında, geçmişin değerlendirilmesi ve geleceğe yönelik stratejilerin belirlenmesi gerektiğini belirtti.

Ekonomik Büyümeyi Yeniden Tanımlamak

Erdal Bahçıvan, sürdürülebilir ekonomik büyüme için niceliksel değerlere dayalı yaklaşımların ötesine geçilmesi gerektiğini ifade etti. Ona göre, yeşil ekonomi, teknoloji temelli yüksek katma değerli üretim, AR-GE, tasarım, dijitalleşme ve nitelikli eğitim gibi konular yeni yüzyılın öncelikleri arasında yer almalıdır.

"Para politikasından ancak reformları hayata geçirebilmek için uygun ortamı oluşturmasını bekleyebiliriz"

Dünyada enflasyon oranlarının, hala hedeflerin üzerinde olduğunu anımsatan Bahçıvan, bugünlerde küresel ekonominin zayıf büyüme-yüksek enflasyon sorunuyla mücadelesine devam etmek durumunda olduğunu vurguladı. Bahçıvan, uluslararası kuruluşların, zayıf büyümenin sadece birkaç yılla sınırlı kalmayıp, daha uzun soluklu olabileceği yönünde uyarılar yaptığını da hatırlatarak, şöyle devam etti:

"Ülkemizde de 2023 yılını nispeten yüksek bir büyüme ile kapatacağımız açık. Ancak, büyüme kompozisyonumuzun kırılganlıklarımızı artırdığını da unutmamamız gerekiyor. Sanayi üretimi ve ihracatın zayıf, özel tüketim ve ithalatın canlı seyrettiği dengesiz görünüm sürüyor. Bunun cari açık ve enflasyon tarafındaki yansımalarını yaşamaya devam ediyoruz. Tüm bunlara depremin kamu mali dengeleri üzerinde yarattığı baskıyı da eklememiz gerekiyor. Yeni ekonomi yönetimimiz, başta para politikası olmak üzere ekonomi politikalarında köklü değişikliklere gitti ve yeni bir yol haritası ortaya koydu. En net ifadesini Orta Vadeli Program’da (OVP) gördüğümüz bu yol haritasını tek cümlede özetlemek istersek; ‘Büyüme ve istihdamda ağır bedeller ödemeden, enflasyon ve cari açık gibi kırılganlıkların azaltılmasıdır’ diyebiliriz. Böylesi zor bir hedefi başarabilmek için, en başta büyümeye dış talep ve üretken yatırımlardan gelen katkının artırılması, özel tüketim harcamalarının ise daha ılımlı düzeylere çekilmesi gerekiyor. OVP’de de bu hedefin altının kalın şekilde çizildiğini görüyoruz."

Para politikasının yapısal sorunları tek başına çözme gücüne sahip olmadığını belirten Bahçıvan, para politikasından ancak, ihtiyaç duydukları reformları hayata geçirebilmek için uygun ortamı oluşturmasını bekleyebildiklerini açıkladı.

Bahçıvan, "Bu açıdan baktığımızda, enflasyonda kalıcı iyileşmeyi sağlarken diğer taraftan gelir düzeyimizi gerçekçi şekilde artıracak ve dış pazarlarda rekabet gücümüzü iyileştirecek temel unsur, yüksek ve kalıcı verimlilik artışlarıdır." ifadelerini kullandı.

"Yerleşik norm ve değerlerini tanımayan İsrail’i şiddetle kınıyorum"

İSO Başkanı Bahçıvan, konuşmasında İsrail-Filistin çatışmasına da değindi. Türkiye’nin yakın coğrafyasında kan, gözyaşı ve barut kokusunun maalesef hiç eksik olmadığını dile getiren Bahçıvan, "1948 ve 1956 Arap-İsrail savaşlarından sonra 1967, 1973 Arap-İsrail savaşları. 1979’da Afganistan’ın işgali, 1980’de başlayan 8 yıllık İran-Irak savaşı, 1991’de Birinci Körfez Savaşı, 1990’ların başında Bosna Savaşı, Kafkasya’daki Dağlık Karabağ Savaşı, 2003 yılındaki İkinci Körfez Savaşı ve Irak’ın işgali, 2011 yılında başlayan Suriye Savaşı ve onu takip eden Libya İç Savaşı. 2022 yılında başlayan Ukrayna’daki savaş ve 7 Ekim 2023 tarihinde Gazze’de patlak veren savaş. Bu son savaş, diğerlerinden çok farklı ve nereye evrileceği belli olmayan adeta çok bilinmeyenli bir denklem gibi olmanın yanı sıra dünya tarihinde ciddi bir kırılmayı da gösteriyor. Savaşın da bir hukuku ve ahlakı olmasına rağmen, İsrail maalesef toplumların en savunmasız kesimleri olan çocuk, kadın, yaşlı ve masum sivilleri ayırmadan, hastane ve ibadethaneler de dahil olmak üzere vurup geçiyor. " değerlendirmesinde bulundu.

Bahçıvan, Gazze’deki çatışmaların sadece yerel dinamikler ve süreçler üzerinden değerlendirilmemesi gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Küresel hegemonya mücadelesi, ABD, AB, Çin ve Hindistan bağlantılı küresel tedarik zinciri ve lojistik ağlarını yeniden yapılandırmayı amaçlayan koridor projeleri, Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarını paylaşma mücadelesi bu olayı değerlendirirken dikkatlerden kaçmamalıdır. Ama şunu özellikle vurgulamak isterim ki insan hayatından daha değerli hiçbir şey olamaz. Uluslararası hukuku, modern dünyanın büyük mücadeleler sonucunda kazanılan yerleşik norm ve değerlerini tanımayan İsrail’i şiddetle kınıyorum."

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.