EBRU ERDEN

EBRU ERDEN

BAZI KURUMLAR ZORU BAŞARMAYA ÇALIŞIYOR

Meslek edindirme kurslarıyla tanışmam 1989-1990 seneleri arasında olmuştu. Önce daktilo kutsuyla başladım sonra bilgisayarla devam ettim. 1999 depremi sonrasında da yolum düştü meslek edindirme kurslarına bu seferde makina nakışa başlamıştım.

O dönemlerde bizim kurs merkezimiz çarşının içinde tam göbeğinde idi. Şimdiki Bilgiçler Kasabının o sokakta merkez camiine dönülen sol köşedeki büyük bina idi. 

Sabah gidip akşam evimize gelirdik, tüm gün çarşının içinde olduğumuz için yemek, içecek derdimiz olmazdı. Acil ihtiyaçlarımızı çarşı esnafından karşılardık.

Gel zaman git zaman derken halk eğitim merkezi neredeyse atıl durumda olan şimdiki yerine geldi.

Okulların olduğu bir bölgeye  konteynırlardan oluşturulmuş bir barınak gibi. Hem merkezden uzak, hem yağmur, kar yağınca çamur olan, yağmurlu havalarda nefes almak için bile başımızı çıkartamayacağımız bir yerde.

Kantini yok,  buraya gelen bayanlar günlük ihtiyaçları olan çay, kahve, yemek gibi ihtiyaçlarını evlerinden taşıyorlar. En yakın bakkal yada market en az 2-3 mahalle ötede.

Sınıf a ihtiyaç duyulduğu için sonradan ilaveler yapılmış. Bu yüzden kaloriferde yok. . İki tane ufo ısıtmaya çalışıyor. Allahtan havalar bu pahalılıkta vatandaşı zora sokacak kadar soğuk değil.

Öğrenci olarak bir şeyler yapmaya ve derdimize çare aramaya çalışıyorsunuz. Lakin çeşitli sebeplerle kapılar yüzünüze kapanıyor.

Bu kurslara gelen kadınların çoğu ev hanımı, yada emekli insanlar. Üretken olmaya, sosyalleşmeye, kendileri yada evlatları, torunları için bir şeyler yapmaya gelen belli yaşın üstünde kişiler.

Bu kadar zor mu diye sormak istiyorum bizi yönetenlere. Ve diyorum ki, Bazı binalar neden kullanıma açılamıyor?

Neden ilk başta düşünülüp yapılması gereken ihtiyaçlar için bizler yazı yazmak zorunda kalıyoruz?

Neden daha büyük geniş kendimize ait bir binamız olmuyor ve senelerdir, kursiyerler çile çekiyor?

Yürüyerek gelenleri düşünürsek ki en gencimiz 18-20, en yaşlımız 70 ve üstü yaşlardalar, iki tane yokuş var çıkılması zor olan, şehir içi minibüsler var ama oda istediğin her an yok, taksi dünyanın parası sadece tek gidiş 25tl can mı dayanır buna?

Bir an önce bu gibi kurs merkezlerinin  iyileştirilmesini, haklı taleplerin yerine getirilmesini ve bunun içinde kıllarını kıpırdatmayan yetkilileri harekete geçirmek için kamu oyu oluşmasını gerekiyor..

Çünkü bu devirde ağlamayana hele de katıla katıla ağlamayana meme verilmiyor.

Bunu sadece kurs merkezleri için dile getirmiyorum işin aslına bakarsanız bildiğimiz gibi bazı  hükümet binalarında da bu tür sorunlar yaşanıyor. Mesela Karamürsel’de de hükümet binası ayrı ayrı yerlere taşındı.. Biri bir yerde diğeri Allah’ın dağında, yürüyerekte gitmek zor araban yok ise daha zor. İhaleye bile çıkmamış bir binayı boşaltmak, onları ayrı ayrı yerlere göndermek Karamürsel halkına yapıla bilinecek en büyük zulumdur. Yukarıda bahsettiğim binalar bir süreliğine Hükümet binasını da misafir edebilirdi.  En azından hükümet konağında işi olanlar gelmişken çarşıdaki işlerini de görebiliyorlardı, yani bir taşla iki iş görülüyordu. İlçede yapılan bazı binalar nasıl Karamürsel Belediye binası yapılana kadar belediyeyi misafir etti ise yine misafir edebilmenin yolu bulunabilirdi.

Çözüm üreten yok bir şeyleri yapacaz diyerek yola çıkan ama hiç bir halttan anlamayan işi yokuşa süren insanlar var.. Nasıl olsa yılbaşından sonra elimize düşecekler seçim ve vaatlerini sıralamak için.

Maymun gözünü açtı arkadaşlar vaatlere kanmayacağız ve bizden oy isteyen başta iktidar ve diğer partilere önce söz vermeyin siz yapın biz size oyumuzu veririz diyeceğiz. Bundan sonra artık önce icraat görüp sonra oy verme zamanı geldi de geçiyor bile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
EBRU ERDEN Arşivi