İBRAHİM GÜLEÇ

İBRAHİM GÜLEÇ

FİLİN DİŞİSİ

Timur savaş dönüşü yolu bir köye uğrar 
Ne sevgi, saygı bulur, ne de görür itibar 

Kime ne söylediyse dudak büker, kaş çatar 
Böyle soğuk davranış Timur'a fazla batar. 
Timur'un sabrı taş ar kendisini tanıtır 
Köylüler boyun büker mahcup mahcup sırıtır 
Özür dileseler de Timur insafa gelmez 
Çekilin der karşımdan sizi haddini bilmez 
Hemen emir vererek köye bir fil bırakır 
Fil ne bulsa yer yutar köylü kalır tamtakır 

File bir şey olursa herkesi keserim der 
Hemen atlar atına durmaz köyü terk eder 
Timur'un korkusundan kimse bir şey yapamaz 
Kıtlık getirir köye fil ağzını kapamaz 
Köylüler toparlanır tez Timur'a gidelim 
Aldır filini burdan kıtlık verdi diyelim 
Düşer köylüler yola, hocaysa önlerinde 
Timur'a vermek için ikramı ellerinde 
Gide gide varırlar Timur'un makamına 
Cesaretleri biter girmek için yanına 
Hoca, sen önden yürü, biz varalım peşinden 
Ancak tek sen çıkarsın bu müşkülün içinden 
Hoca girer içeri öbürleri kaçarlar 

Tek başına kalınca Hoca biraz afallar 
Timur'un huzuruna çıkmış mahcup bir halle 
Azarlayacak sanmış kendini sert bir dille 

Gayet sakin bir halde buyur etmiş Hocayı 
Bir derdin olmalı ki gelip buldun burayı 
Timur Hazretleri der, bize bıraktığın fil 
Bir başına sıkıldı, yazık huzurlu değil 

Rica etsem de size eşini gönderseniz 

O zavallı hayvanı rahata erdirseniz 
Timur der, sen haydi git, bir şeyler düşünürüz 
Madem ki memnunsunuz eşini de veririz 
Hoca döner köyüne herkes merakla bekler 
Timur her ne dediyse sorup öğrenecekler 
Hayırlı haber Hocam inşallah iş halloldu 
Hayırınız öte dursun, herkes belayı buldu 

Aman Hoca ne oldu, biz sandık düzelecek 
Yakında filimizin dişisi de gelecek 
Herkes bin pişman olur Timur'a gittiğine 
Der ki adam insaflı fazla vermedi yine 

<