İBRAHİM GÜLEÇ

İBRAHİM GÜLEÇ

BU YÜZÜME PAMUK EKTİN

Hoca her hafta pazara bir şeyler satmaya gider 
Evinin ihtiyacını Hoca böyle temin eder 
Yine böyle pazar günü bir şeyler koyar heybeye 
Tek başına yola düşer, lüzum görmez hiç kimseye 
Yol biter, Hoca ulaşır şehirde pazar yerine 
Heybesinde ne var ise çıkarır, koyar önüne 
O gün şansı iyi gider, malı çabukça bitirir 
Hoca şöyle şükür ile parayı cebe indirir 
Gün boyu acıkan Hoca, gider bir şeyler yemeye 
Madem ki para kazandık, böyle aç durmak da niye 
Karnını doyuran Hoca şimdi sıra der berberde 
Saçım sakalım uzadı, iyice oldum pejmürde 
Uğrar hemen bir berbere, der ki beni tıraş eyle 
Haylidir tıraş olmadım, bir acayip oldum böyle 
Berber başlayıp tıraşa, kısaltır saçı iyice 
Sıra usturaya gelir, gör Hoca'nın hali nice 
Her ustura çaldığı yer kesilir, kana boyanır 
Kanları durdursun diye berber pamuğa davranır 
Bir yüzü güç bela biter, Hoca'nın canı yanarak 
İkinci yüze gelince, Hoca der ki aman bırak 
İşinde acemi berber, aman Hocam der ne oldu 
Hoca der, sana bir şey yok olan ben fakire oldu 
Bu yüze sen pamuk ektin, borcum ne ise ödeyim 
Şu yüzümse böyle kalsın, ben ona arpa ekeyim.

 

<