AZRAİL BEGENİRSE
Hoca bir gün bostanda bir hayli çapa sallar
Terler soğur, bilemez kendini fazla zorlar
Akşamın serinliği Hoca'yı çok üşütür
Hanım der, bir hoş oldum yorganla döşek getir
Ne yemek yer, ne ekmek, yatar boylu boyunca
Karısı çok üzülür Hoca böyle olunca
Yatakta ısındıkça Hoca kendinden geçer
Hanımı üzüntüyle Hoca' dan ümit keser
Başlanır sızlanmaya gelecekle ilgili
Eğer Hoca ölürse kötü olurmuş hali
Zaten hanım çok çirkin, Hoca'ya yüklemişler
Senden başka kim alır akrabamız demişler
Hoca ise hanıma bir türlü ısınmamış
Karısı da Hoca' dan hiç tatlı söz duymamış
İyi kötü günleri geçmiş gitmiş beraber
Eğer Hoca ölürse, dul kalmak kötü şey der
Durmadan mırıldanır hep kendinin sonunu
Hoca gözü kapalı, dinlemekteymiş bunu
Hanım biraz yaklaş der, kulak ver iyi dinle
İyi kötü bunca yıl beraberdik seninle
En güzel elbiseni giyin gel, şöyle otur
Sakın ha der ayrılma, devamlı yanımda dur
Hoca merhametli ol, biraz insafa çalış
Sen der bu haldeyken, güzel giyinmem yanlış
Olur hanım olur der, hem de pek güzel olur
Azrail güzel görüp senin canını alır.