İBRAHİM GÜLEÇ

İBRAHİM GÜLEÇ

AZRAİL BEGENİRSE

Hoca bir gün bostanda bir hayli çapa sallar 
Terler soğur, bilemez kendini fazla zorlar 
Akşamın serinliği Hoca'yı çok üşütür 
Hanım der, bir hoş oldum yorganla döşek getir 
Ne yemek yer, ne ekmek, yatar boylu boyunca 
Karısı çok üzülür Hoca böyle olunca 
Yatakta ısındıkça Hoca kendinden geçer 
Hanımı üzüntüyle Hoca' dan ümit keser 
Başlanır sızlanmaya gelecekle ilgili 
Eğer Hoca ölürse kötü olurmuş hali 
Zaten hanım çok çirkin, Hoca'ya yüklemişler 
Senden başka kim alır akrabamız demişler 
Hoca ise hanıma bir türlü ısınmamış 
Karısı da Hoca' dan hiç tatlı söz duymamış 
İyi kötü günleri geçmiş gitmiş beraber 
Eğer Hoca ölürse, dul kalmak kötü şey der 
Durmadan mırıldanır hep kendinin sonunu 
Hoca gözü kapalı, dinlemekteymiş bunu 
Hanım biraz yaklaş der, kulak ver iyi dinle 
İyi kötü bunca yıl beraberdik seninle 
En güzel elbiseni giyin gel, şöyle otur 
Sakın ha der ayrılma, devamlı yanımda dur 
Hoca merhametli ol, biraz insafa çalış 
Sen der bu haldeyken, güzel giyinmem yanlış 
Olur hanım olur der, hem de pek güzel olur 
Azrail güzel görüp senin canını alır. 

 

<