AB'nin bir alt komisyonu HATAY meselesini bir süre önce masaya yatırdı. Yüksek sesle bir şeyler mırıldandılar sonra sesleri kesildi..

Bağımsız bir HATAY Cumhuriyeti'nden söz ediliyordu.

Çünkü masada daha acil konular var. Mesela Ukrayna Rusya savaşı gibi.... Elbette birde Esat'ın faşizan tutumu...  Ama bu sorun şimdilik sadece donduruldu...

Ayrıca, yeni özgürlüklerine kavuşan Türk Cumhuriyetlerinde ise renkli devrimler yapılıyor ve iktidar hep Türkiye'nin aleyhine değişiyor...

Tüm bu karmaşanın arasında Türkiye Avrupa Birliği diye feryat ediyor ve bir ölçüde bu örgüte girip Avrupa'nın sözde dostluğunu kazanmaya çalışıyor..

 Haklı...

Haklı ama haklılığını ciddiye alan yok...

Sakın dost ülkeler masalına kanmayın... Hele bugünlerde verdikleri mavi boncuklar sizi aldatmasın...

Uluslararası arenada dost ülke yoktur...Uluslararası hukuk hiç yoktur..

Güçlüyseniz dostunuz çoktur ve hukuken haklısınız...

Bu kadar...

Türkiye AB sevdasına elindeki tüm olanakları kaybetti.

16 Kasım 2001 tarihinde New York'ta Rusya ile "Avrasya İşbirliği Planı"nı imzalamıştık.

Plan önceleri enerji alanında işbirliğini içeriyordu..

Bununla ilgili adımlar atıldı...

Ama sonra...

Sonra bir AB sevdası tutturuldu, Rusya'ya sırt dönüldü...

Rusya'da gecikmeden cevabını verdi..

"Ermeni iddialarını"  doğrudur diye parlamentodan geçiriverdi...

Aynı Rusya şimdi Türkiye ile dostluk resimleri veriyor...

Çünkü çıkar birliği var..

 Savaş nedeniyle ortaya çıkan "yalnızlık tablosu" Putin'i ürkütmüşe benziyor..

Şimdi böyle bir durumda Avrasya Eylem Planı'nın gündemde kalması hatta işlerlik kazanması ne kadar gerçekçi olur...

Dedik ya dostluklar sadece çıkarla bağlantılıdır..

Türkiye Avrasya Eylem Planını unuttu ve büyük bir ekonomik geleceğin yolunu tıkadı...

Unutmayalım, Avrupa'da yükselen bir Türk karşıtlığı var. Şimdi korku belasına sana dost görünüyorlar...

Bu şirinlik yakında biter...

Çünkü Avrupa hala, Viyana kuşatmasının etkisi altında..

Tarih Felsefecisi Arnold Toynbee, "Türkler Viyana'yı kuşatarak  Hristiyanlığın ve medeniyetin gelişmesini 300 yıl geciktirdiler" diyor

Katolik Hristiyan dünya bunu hatırlıyor. Ortodoks dünya ise dinsel başkentleri İstanbul'un bir İslam ülkesinin içinde kalmasını hala hazmedemiyor..

Elbette korkuda bitmiş değil...  Aynı tarih felsefecisi Toynbee şu gerçeği de söylüyor; 

Osmanlı medeniyeti  "durdurulmuş medeniyet"  Yani durmuş, zamanın gerisinde kalmış, kendiliğinden tasfiye olmuş değil de dıştan bir müdahale sonucu, gayri tabii bir şekilde durmuş, durdurulmuş ve beklenmedik bir zaman ve tarzda akışı kesilmiş"

Son tahlili ise "sakın bu medeniyeti uyandırmaya kalkmayın" oluyor..

Toynbee sanki bugünleri anlatır gibi..

"İşte, yıllardır Türkiye'de böylesi oyunlar oynanır...

Farkında değiliz ama, dünyanın yeni düzeninde oluşan kutuplar daha da sertleşmek üzere...

Zelensky, uzun süre "3.dünya savaşı çağrısı" yaptı başaramadı.. Bugünlerde yine aynı yarayı kaşıyor..

Elindeki S-400'ler Ukrayna'ya ver " sözü Türkiye için bir oyun... Oyundaki hedefe göre; Türkiye yalnızlığa mı itiliyor? Görüntü şimdilik öyle..

Rusya ve ABD'nin Ukrayna üzerinde kanlı savaşı bitecek...  Şimdiden geleceği kestirmek zor...

Ama Türkiye'yi zor günler bekliyor. Ağzımıza bir parmak bal çaldıklarına bakmayın...

Zaman her şeye gebedir...

Bekleyeceğiz ve göreceğiz...

(BİTTİ)