Kerim EVREN

Kerim EVREN

100. YIL GOLÜ!

Tanrı'nın sevgili kullarıyız.

2023'ü toplumca derin bir üzüntüyle uğurlamaya hazırlanırken bir mucize yaşadık sanki.

Fenerbahçe ile Galatasaray futbol takımları arasındaki Süper Kupa karşılaşmasının Suudi Arabistan'da oynatılmak istenmesine, toplumuzdan ciddi tepkiler yükselmişti.

Türkiye'yi yönetenler, hiçbir alanda halkın sesine kulak vermedikleri gibi, bu tepkileri de umursamadılar.

Ama sonunda zararlı çıkan kendileri oldu ve ısrar, 'geri tepen silah'a dönüştü.

Suudi yetkililer, başkent Riyad'da, iki takımımızın "Yurtta Sulh Cihanda Sulh" pankartı ve Atatürk resimli özel formalarla oyun öncesi ısınmak için bile sahaya çıkmasına izin vermediler.

Yine, üzerinde Atatürk fotoğrafı bulunan seyircileri stada sokmadılar.

Tescilli düşmanı oldukları Türkiye Cumhuriyeti'nin Kurtarıcı / Kurucusunun ne görüntüsüne ne de sporun 'barışçıl' ruhunu vurgulayan özdeyişine katlanabildiler.

KÖKTENDİNCİ BU!

TRT Spor muhabiri canlı yayında, soyunma odalarının bulunduğu koridora polisleri yığdıklarını söyledi. Bunlardan kimilerinin, FB soyunma odasına zorla girip "Yurtta Sulh Cihanda Sulh" pankartına el koydukları belirtildi.

Gazeteci Cemal Kaşıkçı'yı, evimiz İstanbul'da öldürtüp cesedini testereyle parçaladıktan sonra asitte eriten eli kanlı hanedanın, polisleri aracılığıyla bu kez futbolcularımıza yaşattıkları dehşet anlarını düşünün.

Bunlara yol açmaya, kimin ne hakkı var!

Neyse ki sonuç sevindirici oldu; FB Başkanı Ali Koç ile GS Başkanı Dursun Özbek, ayakta alkışlanası bir tutumla takımlarını sahaya çıkarmadılar, dolayısıyla da karşılaşma oynanmadı.

Özellikle Ali Koç, "Atatürk yoksa Türkiye de yok, biz de yokuz, maç da yok!" sözleriyle yalnız 116 yıllık FB tarihine değil, sanırız şimdiden Cumhuriyet tarihine de geçti.

ELOĞLU VE BİZ

Üç gün önce geride kalan, bizim için çok özel bir yıldı.

Fransızlar, 1789 Fransız Devriminin 100. yıl dönümü olan1889'da, Eyfel Kulesi'ni dikmekle kalmamışlar...

Aynı dönemde kurulan ABD'ye de 100. yılında; New York'taki ünlü Özgürlük Anıtı'nı yapıp armağan etmişler.

Bizse Cumhuriyetimizi, 100. kuruluş yılına yaraşır bir görkemde kutlayamadık, bu uğurda bir anıtsal yapıt da ortaya koyamadık.

Tam tersine; 2023'ü, 'keşke Yunan galip gelseydi' ve 'Cumhuriyet reklam arası' vb. gerici sabuklamalarıyla geçirdik.

Bu çok özel yılda, bir de FB - GS arasındaki Süper Kupa futbol karşılaşmasını, Cumhuriyet değerleriyle taban tabana zıt 'köktendinci monarşi' ile yönetilen Suudi Arabistan'da oynatmak gibi bir sakilliğe (çirkinlik, kabalık, uyumsuzluk) yöneldik.

Peki ama neden?

Kimi savlara göre Suudiler, Türkiye'ye beş milyar dolarlık kredi açıp bir miktar da emanet para (swap) verdiklerinden, onların bu 'jestine' (!) karşılık olarak...

HEM ŞERİATÇI HEM FAİZCİ!

Türkiye, ekonomik açıdan güvenilirliğini (kredibilite) dünya ölçeğinde yitirmişken Arapların bize kredi vermelerini aslında pek büyütmemek gerekir.

Çünkü petrodolarlarını, yüksek faiziyle birlikte çatır çatır geri alacaklar. Swap ise zaten bizim değil.

Bu arada, şeriatla yönetilen bir ülke, Kuran hükümleriyle yasaklanmasına karşın nasıl faiz alıyor? diye soranlar olabilir.

Oportünizm (Fr. opportunisme); çıkarları gerektirince ilkelerini bir yana itip yok saymak, demek.

Bizde de biliyorsunuz, 28 Aralık 2023 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan çiçeği burnunda bir kararla 'şans oyunlarından alınan vergi yarı yarıya düşürüldü.' Kararın alınmasındaki amaç, 'yasa dışı sanal bahisle mücadeleyi desteklemek' olarak açıklanıyor ama devletimizin, bu oyunları teşvik etmek istediğinden fena hâlde işkilleniyoruz!

Kararın hemen ertesi günü Diyanet'in, Cuma Hutbesi'nde, Müslümanları yılbaşı kutlamalarından uzak durmaya çağırmasının yanı sıra "Kumar, şans oyunları ve piyango haramdır." demesine ise güler misiniz ağlar mısınız!

Ülkemiz kasasını 'fare düşse başı yarılacak' duruma sokanların, üç beş dolar için kimlerden ve nereden medet umacaklarını şaşırmış olarak duaları da değişmiş olabilir:

Ya Rab! İster yerli kumarcı olsun ister Arap... Yeter ki para versin olayım onun ayağına türap (toz, toprak).

DARISI SEÇİMLERE!

Suudi Arabistan bir simge. FB ile GS'yi, köktendincilik özentisindeki herkese ve her kesime '100. yıl golü' attıkları için canıgönülden kutluyoruz.

Futbol yalnızca futbol değildir, denir.

Bizce de doğru bir saptama.

İktidar ve bileşenleri, yaşadığımız son Süper Kupa olayından gereken dersi çıkarmışlar mıdır, kendileri bilir.

Ama özellikle son aylarda, yarınlarından büyük ölçüde umudu kesip koyu karamsarlığa sürüklenen halkımızın geçen hafta sokağa yansıyan sevinci, bir 'toplumsal diriliş'in işaret fişeğiydi sanki.

'Yerel seçim eğik düzleminde' 31 Mart'a doğru gidilirken seçmenin; ikiyüzlü dinci yapılara hizmet edenlerin 'markajına' safça girmek yerine, ülkemiz çıkarlarını gözeten Atatürkçü, laik, uygar belediye başkan adaylarını desteklemesini diliyoruz.

Devlet gücünü elinde bulunduran siyasîlerin, korkuyla beklenen olası entrikalarına geçit vermeyecek 'ezici' çoğunlukla...

Unutmayalım; FB Başkanı Ali Koç'un dediği gibi:

"Atatürk yoksa Türkiye de yok, biz de yokuz, maç (seçim) da yok!"

DİL YANLIŞLARIMIZ

Tv haber sunucularımızın pek çoğu, Süper Kupa karşılaşması için Riyad'a giden futbolcularımızın engellenen pankartından söz ederken sesletim yanlışı yaptı.

Atatürk'ün özdeyişi "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh"taki 'barış' karşılığı Arapça kökenli "sulh"ü sanki sözleşmiş gibi, 'kalın l' ile okudular.

Bu arada kimi sunucular, maç için "iptal oldu", kimileri ise "tehir oldu" dediler.

TFF yetkilileri de FB ve GS yöneticileriyle ortak açıklamalarında "(Karşılaşma) İleri bir tarihe ertelendi." tümcesini kullandılar.

Riyad'da, yukarıda aktardığımız nedenlerle oynan(a)mayan maçın, önümüzdeki nisan ya da haziran ayında yapılabileceği tahmin ediliyor.

Süper Kupa'nın, ulusal çıkarlarımızın korunmasında örnek davranışta bulunan iki takıma birden verilmesini haklı olarak önerenler de var.

Bizim sözünü edeceğimiz ise yine konuya ilişkin dil yanlışları:

1 - Eğer bu karşılaşma hiç oynanmayacaksa "iptal edilmiş" ya da "iptal olunmuş" demektir; "iptal oldu" denmez.

2 - Yine Arapça kökenli "tehir"sözcüğü; 'erteleme, geciktirme' demek. Onun da yardımcı eylemli bileşik eylem olarak doğru kullanımı; "tehir oldu" değil; "tehir edildi" ya da "tehir olundu".

3- Karşılaşmanın "ileri bir tarihe ertelendiğini" söylemek ise bizce mantık dışılık içeren, sorunlu bir anlatım; "geri bir tarihe ertelenmiş" olamayacağına göre...

Burada da eğer karşılaşmanın 'yakın bir zamanda oynanmayacağı' anlatılmak isteniyorsa "yakın"ın karşıtı "uzak" sözcüğü kullanılmalı bizce:

"Uzak bir tarihe ertelendi."

GRAM GRAM 'EPİGRAM'

Kim ki "Ulusal kupa

Feda olsun Arap'a"

Deyip Türk'ü satarsa

Seçimde oturur şapa (*).

(*) Şapa oturmak: İçinden çıkılması güç bir duruma düşmek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kerim EVREN Arşivi