Sanat uzun yıllar gerektiren bir uğraştır.

İnsan için ustalık gerekir.

Sanat ustalık gerektiren bir yaşamsal faaliyettir.

Nasıl ki bir marangoz için ustalık çıraklık ilişkisi şarttır.

Çocuk önce çırak olur sonra da usta.

Her sanatsal faaliyet için de öyledir.

Çıraklık, kalfalık ve ustalık dönemleri vardır.

Önce küçük yaşta çıraklık edinir.

Kalfalığını tamamlar.

Sonra usta olmaya yükselir.

Profesyonel bir usta halini alır.

Bu nedenle sanatsal faaliyetlerde küçük yaşlarda başlanmalıdır.

Bir çocuğun sanat eğitiminde de küçük yaşta başlanırsa çocuk sarsılmaz.

Yazarlık ve diğer sanatsal faaliyetler aslında küçük yaşta başlanırsa geliştirilir.

Küçük yaşta başlanılan işlerde usta olunur.

Çocuk hemen sarsılmaz.

Yazarlık için de böyledir.

Genç yaşta başlanırsa başarılı bir yazar olunur.

Ünlü bir piyanistin 5 yaşında piyano çalmaya başlaması gibi.

Ben de ilk yazımı 17 yaşında Yordam dergisinde yazım.

2007’ydi.

Boynuz ve Altın’dı.

Mehmet Sait Çakar’ın önderliğinde çıkarılan dergi olan Yordam dergisi benim yazdığım dergiydi.

Daha öncesinde Türkiye Çocuk dergisinde 10 yaşındayken ilk öykümü yarışmaya göndermiştim.

Hediye kazanmıştım.

Aslında küçük yaşta başlanılan sanatsal çalışmalarda daha başarılı olunduğunu öğrendim. 

Daha sonra Sayha dergide yazdım.

Ay Vakti benim için ünlü olmaya başlangıç oldu.

Benim yazarlığımı etkileyen ve geliştiren dönemdi.

Sanat Duvarı da yazarlığımı benimle özdeşleştiren bir olguydu.

Gece Dergi de aynı şekilde öykülerimi geliştirdiğim bir dergiydi.

Gülümse Dergisi de kendime açtığım bir evdi.

Yenigün gazetesi de kendimi kanıtladığım bir yer oldu.

Engin Köklüçınar’a teşekkürlerimi sunuyorum.