ZİHİN -2-
ZİHİN -2-
Soyut düşünme; Kavramlarla ortaya konmuş, yazılmış herhangi bir konuyu, olguyu, metni, okuyup anlayabilmek, metin üzerinde tartışabilmek, oradan bir HÜKÜM çıkarabilmek, Fikir sahibi olabilmek v.b.... bir çok değerin oluşumuna destek verir, zemin hazırlar. Maalesef geçmişten beri gelen eğitim sisteminde bu konuya yeterli odaklanma zihinsel dert edinmeye gidilemedi. Aslında bütün çocuklar, öğrenciler, soyut düşünme sonucu, SÖZEL ile SÖZEL olmayan arasında kuvvetli bir ilgi ve alaka kurabilme yeteneğine de kavuşurlar.
Geçmiş yıllarda, çoğu okullarda, belirlenen KONULAR üzerinden bu durumu güçlendirme adına çokça MÜNAZARALAR yapılırdı. Fikri tartışmalarla zihinsel kuvvetlenmelerle gençler desteklenirdi. Makaleler yazılır, şiirler yazılır, hikayeler, romanlar v.b.... teşviklerle zihni örgütlemeler sonucu, çocuklara çok güzel ARTI değer katıcı Melekeler kazandırılırdı. Ancak, ne olduysa ekseriyetle üretici anlayış ezberciliğe kaydırıldı. Bugün üniversite öğrencilerinin çoğu bile, düşündürücü, yönlendirici, makale yazmaktan çok çok uzaktadır. Somut içerikli, sonuç odaklı TESTLERLE “kısadan kazanç odaklı; bir yerlere gelebilme amaçlı” stresli bir duruma dönüştürülmüştür genel durum Eğitim şekli.
Bugünkü eğitim sistemi, TEST sistemine dayanır. Testlerle, seçenekler verilerek, sonuca gidilmesi istenir. Sonuç odaklı başarılara kapı açılır. Halbuki nesillerimiz, medeniyetimizi, daha ileriye taşıyacak şekilde yetiştirilmelidir. Birinci amaçları, kalıcı bir zemin üzerinde İNŞA ve İMAR odaklı olmalıdır. Nesiller önlerine hedef koyarak gelecek için bir şeyleri İNŞA edebilmelidir. Geleceğin kalıcılığı buna bağlıdır. İnsan ZİHNİ kendi yapısı içerisinde BÜTÜNCÜL düşünmeye meyillidir. Bu günkü sonuç odaklı sistemle buna geçişte çok zorlanılmaktadır. Geleceğin inşası için, gençleri gereksiz zorluklarla boğuşturmanın kimseye bir faydası yoktur. Tez elden bu sistemden çıkılması gerekir. Zihni zorlayan gereksiz her şey atılarak, Hayatın problemlerine odaklanılmalı, bu denli doluluk arz eden problemlerin vakit geçirmeden çözülmesi gerekmektedir. HAYAT, hiç bir çocuğa, hiç bir gence, hiç bir insana, “Al sana seçenekler-al sana TEST demiyor, vermiyor.” Önüne böyle sunum koymuyor.
Soyut düşünebilen insan, problemlere ÇÖZÜM üretirken, problemleri oluşturan hadiseler arasında (“Nede-Sonuç”) ilişkisi kurmakta zorlanmaz. Hayallerini bile üretime dönüştürebilir, muhtemel gelecek olaylara yönelik. Elde ettiği bilgilerle projeksiyon sunabilir. Yaşanmakta olan olayların-problemlerin çözümleriyle birlikte dizeleme ve tasniflemesini yapabilir. Oysa SOMUT düşünceyle yol almaya gayret edenler, pratiğe ulaşmada çok zorlanırlar. O kadar ki; çoğu zaman kendi NEFS’lerinde cereyan eden hadiseleri bile çoğu kez tanımlayamıyorlar. Duygusal hisleri dumura uğrayabiliyor. Böyle bir durumu, pozisyonu hissedebilmelidir. Bu yürüyüş içerisinde olan kişi ve kişiler, içerisinde bulunduğu “Korku-Endişe-Öfke-Zuhurat” çözemediği zaman, bunların hepsinden kurtulma adına, TEHLİKELİ olaylara girebiliyor, yanlış yollara sapabiliyor, maalesef “Beyni uyuşturan” alkol v.b... farklı uyuşturucu türlerin müptelası olabiliyorlar. Bu durum Nesillerin yitirilmesine yol açabileceği için, her medeniyet için, çok büyük kayıp demektir.
Selamlar, Allah’a emanet olunuz. Grb. K. S