Çağın hastalıklarının en beter derdi:

“Akıl tutulmasıdır..”

Belli yaşlarda, belli süreçlerde, insanlığa musallat olan bu hastalığa tanık olabiliyoruz. Aklın bir anlık tutukluluk dönemlerinde, insanoğlu ne çamlar devirdiğinin farkında bile olamıyor. Öfke kusan, kalpleri kırıp geçen, pervasızca kişilik haklarını çiğneyen, yasalar karşısında fren tutturamayan nice hoyrat insanın toplumdaki yeri aymazlık oluyor.. Biraz insaflı bir terim kullanırsak bunlara:

“Akıllı deliler..” demek, daha uygun bir yakıştırma olur..

Herkes aklının tutarlılığı ve yüreğinin berraklığıyla bir “sevgi seline” dönüşerek bizleri yukardaki ters düşüncelerimizin mahcubiyetinde bırakmalıdır.

Günün yirmidört saatinde: “Sevgisiz bir toplum olduk..” Sevgililer Gününü hatırlatalım.

Şimdiye kadar düzenlenmiş eski ve bütün yeni şarkılar, “Sevenler, sevilenler” için dinlenecek. Sevdalar tazelenecek. Sevgililer birbirlerine öpücük sunarken gözlerini kapatacak..Çünkü, gözleriyle değil, kalpleriyle görmek isteyecekler.

Yalan bile olsa, dillerde dolaşan sevgi sözcükleri bol bol israf edilecek..

SEVGİLİLER GÜNÜ’nde, bütün bir yıla göre, o gün “kafamızdaki düşünceler” uyanacak.. Ampulümüz daha parlak yanacak. Gene bütün yıl, sık sık “kafayı yiyoruz” saplantısına takılanlar, ülkemizde “akıl tutulması” diye bir derdin bulunmadığına şahit olacaklar..

SEVGİLİLER GÜNÜ’nde soğuk kalplerden sıcak sözler duyulur..

“Elini yüreğine koy, ben hep oradayım diye, sevgiye değer verenlerin mesajları, yağmur olup gönülleri sulayacak kadar coşkunca akar.. Aklını başına toplamasını bilmeyenler, kalplerinin yelkenine takılarak enginlere açılırlar.

Sevgililer Günü’nün rotası belli. Sevgi bir bilinçtir. Akıl tutulması kapsamında değilseniz, sevgilerinizi alabora etmeden sağlam bir iskeleye taşıyabilirsiniz.

“Dünyada hiçbir yol, kalple beyin arasındaki kadar uzun değildir.”