CEMAL KARABAŞ

CEMAL KARABAŞ

Yolcu / KARINCALAR VE İNSANLAR...

Pencereden baktım hava güzel...Şubatın ortaları... Ayakkabımı aldım kapının eşiğine koydum. Aaa!..Ayakkabımın yanındaki  çöp poşetinden   minik kara karıncalarım huruç hareketine girişmişler ... Nasıl da  haber almışlar sevimli yaramazlar  poşette ekmek kırıntıları olduğunu?.. 
Kendilerine göre her bir geliş gidiş olmak üzere  bir kaç güzergah belirlemişler ekmek kırıntıları taşıyorlar...
Benim şaşırdığım bu küçük sevimli mahlukatın bu kış gününde   apartmanın ikinci katına nasıl çıktıkları!.. 
 Gerçi  evden çıkarken , kapı  komşum gibi kapıları sıkı sıkı  kilitlemiyor ve elimle defalarca kontrol etmiyorum ama evime nasıl girmişler diye de merak etmiyor değilim. 
Kapı   komşum  atmışını  geçkin  yaşlıca bir hanım. ..Orta boylu , ne zayıf ne şişman .Ev hanımlığından res'en emekliye sevkedilmişe benziyor ... 
Zaten yüzünü görmedim.Görmem de zor. Selam vermemek veya almamak ,daha doğrusu sabahları günaydın, öğleleri iyi günler,akşamları iyi akşamlar dememek  için yüzünü göstermiyor ve hep sırtını dönüyor...Sırtında nenemler zamanından kalma  bir manto var.  Başında ise etrafı  kısa kenarlı  nuh nebiden kalma bir şapka ...
 Tahminime göre seksen- seksenbeş metrekare  civarındaki  dairesinde tek başına  yaşıyor. 
Kapısını ara sıra  gelen temizlikçi bir kadına açıyor  ve kadını içeri aldıktan sonra alel acele kapatıyor.Her seferinde şakırtılardan kapı  kilidini iki üç kere çevirdiği ve emin olmak için sıkıca kontrol ettiği sonucuna  varıyorum.Olayı görürüm diye kapımın gözüne koştuğumda komşum  umudumu hep boşa çıkarıyor. Hani pek de eli çabuk bir hanımmış...
Kapısının önüne koyduğu saksı  sanki bir nöbetçi köpeği  gibi pek tehditkar duruyor. Saksıda iri yapraklı bir salon  bitkisi , ''destuuur!'' der gibi bekliyor. 
Aslında bu tür saksılardan uzak durmak lazım; tekin durmuyorlar...  Kadın kısmının şerrinden korkarım. Belli olmaz  gidip  Fikirtepe'deki   bir hocaya ; bir muska yaptırıp  saksının içine saklamış olabilir..Zaten  yaprakları pek de doğru durmuyor.Saldırgan bir hali var...
 Geçen gün düşündüm ve anlamaya çalıştım. Bununla sayın komşum  art niyetli konu  komşuya   ve evlerin davetsiz misafirleri olan hırsız taifesine şu mesajı veriyor  olmalı: ''Bakın , boşuna umutlanmayın,evime nazar etmeyin; ben evdeyim!..!''
Hafta yedi gün, gün yirmidört saat... Kapıların kilitleri  durmaksızın  şakır şukur çalışıyor...Bunu şahsıma karşı yapılmış bir  güvensizlik algısı olarak alıyorum...
Her neyse...Davetsiz küçük misafirlerimden birini parmak ucuma korkarak aldım. Zavallılar çok da narin  şeyler...Bir oraya bir buraya dönüyorlar...Pek de cesur şeyler ,ara sıra kara duyargalarını dikip bana bakıyorlar...Seveceğim bu yaramazları,öpücüğümü konduracağım bir yerleri yok... 
İşiteceklerinden emin olsam bu sevimli  çocuklara  kapı komşumun yaptığı tuhaflıkları anlatacağım...

 

<